Avrupa Birliği (AB) Komisyonu ile müzakereler öncesinde Türkiye'nin, Rekabet
müzakere ana başlığı altında, ''devlet yardımları ve teşvikleri'' kontrol edecek
hukuki yapıyı bir an önce kurması gerekiyor.
AB Komisyonu yetkililerinden alınan bilgiye göre, müzakerelerin başlamasından
önce, bazı kurum ve organizasyonların kurulması, müzakerelerin daha hızlı seyretmesi
açısından önem taşıyor.
Türkiye'nin, Rekabet ana başlığı altında, Rekabet Kurumu'nu oluşturarak AB
mevzuatına uyum sağladığını hatırlatan yetkililer, bundan sonraki önemli konunun
'devlet yardımları ve teşvikleri' olduğunu vurguladılar.
Türkiye'de, devlet yardımları ve teşviklerini şeffaf şekilde denetleyecek bir
yapının olmadığına işaret eden AB Komisyonu kaynaklarına göre, devlet teşvik
ve yardımlarının denetlenmemesi rekabeti de olumsuz etkiliyor.
Komisyon kaynakları, rekabet politikalarının tam olarak uygulanması bakımından,
devlet yardımlarının izlenmesi ve denetlemesi gerektiğinin altını çiziyor.
DPT, YARDIM VE TEŞVİKLERİ KONTROL EDECEK...
Bu arada DPT'nin, devlet yardımları ve teşviklerini kontrol edecek şekilde görevlendirilerek
yapılandırılmasına ilişkin düzenleme Başbakanlık'ta bulunuyor.
AB Komisyonu kaynaklarına göre, DPT, belirli bir tecrübe ve birikim ile yetişmiş
insan kaynağına sahip, ancak böyle bir işlevi şeffaf olarak yürütecek kurumun
faaliyetlerinde de bağımsız olması gerekiyor.
Komisyon kaynakları, operasyonel bağımsızlığın, kurumun çalışmaları neticesinde
ortaya çıkacağını, bu sürecin de Komisyon uzmanlarınca zaten değerlendirileceğini
ifade ettiler.
Devlet teşviklerinin rekabet kurallarına uyumlu hale getirilmesi gerektiğinin
altını çizen Komisyon yetkilileri, bu süreçte, çeşitli kurum ve derneklere ya
da şirketlere verilmiş olan tekel haklarına da bir düzenleme getirilmesi gerekeceğine
dikkat çekiyorlar.
Türkiye'nin rekabet alanında yapması gerekenlerin yüzde 40'ını yerine getirdiğini
anlatan Komisyon kaynakları, bu gelişmenin de Rekabet Kurumu'nun kurulmasıyla
sağlandığını ifade ediyorlar.
Rekabet ana başlığının, tüm müzakerelerde en zor ve en son kapanan chapter
(müzakere ana başlığı) olduğuna dikkati çeken AB Komisyonu kaynaklarına göre,
rekabet, teşvik ile yardımları kontrol altına alıp piyasada verimli çalışanlara
imkan vererek, zor bir yapısal değişimin gerçekleşmesi gerekiyor.
BAKANLIKLARIN YAPMASI GEREKENLER...
Öte yandan AB Komisyonu kaynaklarına göre, Başmüzakereci'den çok, Bakanlıklardan
müzakere heyetine girecek isimlerin belirlenmesi Türkiye'ye zaman kazandıracak.
Bakanlıkların, müzakere heyetleri içinde yer alacak uzman kadroların henüz
belirlemediğine dikkati çeken kaynaklar, böyle bir çalışmanın, Türkiye'ye zaman
kazandırabileceğini işaret ediyorlar.
Bu arada AB müzakereleri öncesinde, muhtemel bir yeniden yapılanmada, DPT'nin
ekonomik koordinasyondan sorumlu olacağı, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'nin
Müsteşarlığa dönüşerek, ekonomi dışındaki chapter'lardan sorumlu olacağı, her
müzakere grubunun başında birer büyükelçinin bulunacağı belirtiliyor.
Komisyon kaynakları, müzakere konularının yüzde 70-80'inin ekonomi ağırlıklı
olduğunu belirterek, bu alandaki yapılanmanın da önemli olduğunu vurguluyorlar.
MÜZAKERE BAŞLIKLARI...
Alınan bilgiler çerçevesinde, daha önceki tecrübelere göre müzakere süreci içindeki
en kolay konu başlıklarını, ''sanayi, eğitim, KOBİ, istatistik, bilim ve araştırma
politikaları'' oluşturuyor.
''Balıkçılık, ekonomik ve parasal birlik, telekomünikasyon ve bilgi teknolojileri,
tüketiciyi koruma ve tüketici sağlığı, gümrük birliği, dış ekonomik ilişkiler,
ortak dış ve güvenlik politikaları, mali kontrol, kültür ve görsel-işitsel politikalar''
ise ikinci derecede kolay müzakere başlıkları olarak kabul ediliyor.
''Tarım, çevre, adalet ve içişleri, Rekabet, kişilerin serbest dolaşımı, finansman ve bütçe ile kurumlar'' ise en zor konu başlıkları içinde yer alıyor.
milliyet