Komisyonda, kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı getiren tasarının ilk 16 maddesi kabul edildi/ Video

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 15 Mart 2012 17:50, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu -Kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı getiren tasarının ilk 16 maddesi kabul edildi -Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik: -(İstanbul'daki yangında ölen işçiler) ''Kader mi- Evet bence acı bir kader. Ama kaza mı kaza değil. Önlemler alınsaydı böyle bir şey olmayacaktı'' -''İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yeni düzenlemede, iş yerlerini çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli diye üç gruba ayırıp önleyici tedbir alacağız''

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İstanbul'da yangında 11 işçinin ölümüne ilişkin, ''Kader mi- Evet bence acı bir kader. Ama kaza mı kaza değil. Önlemler alınsaydı böyle bir şey olmayacaktı'' dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı tanıyan tasarı üzerindeki görüşmelerde konuşan Çelik, İstanbul'da 11 işçinin ölümüyle sonuçlanan yangınla ilgili değerlendirmesinde, ''Şu anda devlet kurulan her çadırın nerede kurulduğunu tespit etse güzel olurdu ama bu fiziken mümkün değil'' dedi.

Bu konuda vatandaşın da sorumluluğu bulunduğunu söylediğini belirten Çelik, şunları söyledi:

''İşyerindeki işveren, güvenlik konusunda gerekli araç gereçleri temin etmiyorsa, sağlıksız zeminde, ortamda çalışma zorunluluğu getiriyorsa, kamu telefon kadar kamu kendisine yakın. Bu vatandaşlık görevini yerine getirmesi hem kendi sağlığı açısından, hem de bu müessif olayların yaşanmaması açısından iyi olur dedik. Yoksa bunu kamunun görevini dikkate almama, yapmama gibi değerlendirmek doğru olmaz. Acılardan hareket edilmemesi gerekiyor. Türkiye'de öteden beri hep bu olaylar yaşandıktan sonra geriye doğru sorgulama yapılıyor.''

Bakan Çelik, üzerinde çalıştıkları iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yasal düzenlemenin önden soruşturma ve denetimi getireceğini söyledi. Türkiye'de 1 milyon 426 bin işyeri olduğunu belirten Çelik, ''Yeni düzenlemede bunları, çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli diye üç gruba ayırıyoruz. Önleyici yaklaşım getiriyoruz. İnşallah kısa sürede, Nisan ayında bunu yasalaştırırız. Bakanlığımız hazırlıkları tamamladı'' diye konuştu.

-''Kader ama kaza değil''-

Çelik, görüşmelerde, İstanbul'da işçilerin ölümü ile ilgili ''Bunun kader olarak kabul edilemeyeceğine'' ilişkin görüşleri değerlendirirken, ''Kader mi- Bence kader. Ama kaza mı kaza değil. Önlemler alınsaydı böyle bir şey olmayacaktır. Kader mi evet acı bir kader'' dedi.

Çelik, şöyle devam etti:

''Görgü şahitleri anlattı. Çadırın çıkış noktasında çıkan yangından sonra işçiler geriye doğru kaçmışlar. 40 kişinin kaldığı bir koğuş. Biz ölçümü hemen yaptırdık, 20 kişinin kalması gerekiyordu. Geriye gidince eğimli bir arazi ve orada kapı açılamamış. Aslında çadırlar sağlamlık açısından sağlam ama üzerindeki yanıcı maddeler, plastik çuvallar, plastik malzemeler... Görgü tanıkları, 5- 10 dakika içinde çadırın yandığını söyledi. Dolayısıyla çıkış kapısındaki yangın çıkışa izin vermedi. Demek ki bir kapı daha olsaydı arkadan çıkma imkanları olacaktı. Bunlar adli ve idari olarak inceleniyor. Her şey inceleniyor.''

Komisyondaki görüşmelerde, tasarının ilk 16 maddesi kabul edildi. Komisyon 20 Mart Salı günü tasarı üzerindeki görüşmeler devam edece.


GÖRÜŞME BAŞLADI

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı tanıyan, ''Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı''nın görüşmelerine, alt komisyon raporu üzerinden başlandı.

Tasarının tümü üzerine söz alan CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, tasarıya göre, kamu görevlilerinin çalışma koşulları, özlük ve ekonomik haklarının toplu sözleşme görüşmelerinde dile bile getirilemeyeceğini söyledi. Çam, ''Buna toplu sözleşme de denilemez. Grev hakkı tanınmayan sendika, özgürce toplu sözleşme yapamayacaktır. Sendika haklarında yasakçı ve sınırlayıcı bir tasarıdır bu'' diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, İstanbul'da yangında ölen işçilerin, öldükten hemen sonra internet üzerinden sigorta işlemlerinin yapıldığını belirterek, ''Firma, bir takım sorumluluktan kaçmak için bu işlemleri yaptı. Bu firma hakkında gerekli soruşturma yapılmalı'' dedi.

Tasarıyı eleştiren Ayaydın, kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkı öngörüldüğünü, ancak grev hakkı tanınmayarak, toplu sözleşmenin işlevsiz kılındığını ifade etti. Grev hakkının bir lütuf değil hak olduğunu belirten Ayaydın, ''Ama AKP Hükümeti, 'Ben ne verirsem ona şükredin' diyor'' diye konuştu.

MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, İstanbul'da işçilerin ölümü ile ilgili olayın ''kader'' olarak geçiştirilemeyeceğini kaydederek, ''Onların en büyük kadersizliği, bu konuda duyarsız kalan Hükümetin iş başında olmasıdır'' dedi.

Kalaycı, üçüncü aya girilmesine rağmen memurların halen hak ettikleri maaş zamlarını alamadıklarını söyledi. Bu konuda daha önce bir teklifte bulunduklarını ve Bakanlar Kurulu'nun bir avans niteliğinde memurlara zamlarını vermelerini teklif ettiklerini anlatan Kalaycı, ancak bunun da yapılmadığını söyledi. Mustafa Kalaycı, bu gecikmenin muhalefet ya da sendikalardan değil, Hükümetten kaynaklandığını dile getirdi.

-Sendika temsilcileri tasarıyı eleştirdi-

KESK Genel Başkanı Lami Özgen, istedikleri toplu sözleşme ve güven hakkını içeren, örgütlenme özgürlüğünün önünü açan bir yasa tasarısı ile karşı karşıya olmadıklarını, toplu sözleşmenin kapsamının daraltıldığını ifade etti.

Tasarının bu şekilde kanunlaşması halinde, özlük haklarının, demokratik hakların, çalışma ilişkilerine dair herhangi bir konunun toplu sözleşme sürecinde ele alınamayacağını anlatan Özgen, ''Toplu sözleşme kapsamı genişletilmelidir. Kamu çalışanlarının ekonomik, sosyal, demokratik, özlük çalışmalarını ilgilendiren hususlar toplu sözleşme kapsamında ele alınmalıdır. Bu, grev hakkının ortadan kaldırılmasına yönelik bir tasarı. Uluslararası normlara da aykırıdır. Tasarı örgütlenme özgürlüğünü de engelliyor'' dedi.

Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, taraflar konusunda konfederasyonlara itiraz yetkisinin ısrarla verilmemesini anlamadıklarını söyledi. Koncuk, ''Burada şunu düşünmemiz lazım. En çok üyeye sahip sendika, yetkili sendika olamayabilir. 600 bin üyesi olan bir konfederasyonlunun bir tane yetkili sendikası olmayabilir. Tasarıda bu ihtimal de göz önünde bulundurulmalı. Kanun yapıcıların, her ihtimali hesap ederek kanun yapmasında fayda var'' diye konuştu.

Koncuk ayrıca, toplu sözleşmenin Ağustos değil Eylül ayına alınmasını istediklerini söyledi.

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, kamu görevlisi tanımının, işçi statüsü dışında çalışan bütün kamu görevlileri olarak tanımlanmasını talep ettiklerini kaydetti. Gündoğdu ayrıca, toplu sözleşme kapsamının, ''genel'' ve ''hizmet'' toplu sözleşmesi şeklinde belirlenmesini istediklerini ifade etti.

Ahmet Gündoğdu, TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nde çalışan kamu görevlilerinin, Milli Savunma Bakanlığı ve TSK kadrolarında çalışan sivil memurların, emniyet teşkilatında diğer hizmet sınıflarına dahil personelin de sendikal örgütlenme hakkının kapsamının genişletilmesi gerektiğini söyledi.

-''Memurun yıllardır beklediği düzenleme''-

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, memurlar ve diğer kamu görevlilerin yıllardır beklediği toplu sözleşme hakkını getiren tasarıyı görüştüklerini söyledi.

Tasarının alt komisyon görüşmelerinde önemli katkılar sağlandığını, değişiklikler yapıldığını belirten Çelik, bu çalışmaların demokratik bir ortamda gerçekleşmesinden mutluluk duyduklarını kaydetti. Çelik, ''24. Dönem Parlamentosu olarak çalışanlarımıza yönelik önemli düzenlemeleri içeren tasarılar görüşüyoruz. Tarihi düzenlemeleri yapıyoruz. İki hafta önce de emeklilerin beklediği intibak düzenlemesini yine sizlerle hayata geçirdik. Bu düzenlemeyle de farklı uygulamalardan kaynaklanan adaletsizliği giderdik'' dedi.

Tasarının kamu görevlileri açısından önemli hükümler ve kazanımalar içerdiğini anlatan Çelik, 2 milyon 608 bin kamu görevlisi ve 1 milyon 900 bin memur emeklisinin bu tasarının yasalaşmasını beklediğini söyledi.

Memur maaş zamlarının gecikmesine ilişkin eleştirileri yanıtlayan Çelik, ''1 milyon 900 bin emekli, 2 milyon 608 bin kamu çalışanı diyoruz. Bunların toplamları aslında tüm Bakanlar Kurulu'nu ilgilendiren konu. Bu, tartışmayı da gündeme getiriyor. Bakanlar Kurulu sürecini kenar koyarsak, komisyonlarda da bu tasarının belli bir sürece ihtiyacı vardı. Tarafların farklı görüşlerinin olduğu da dikkate alınmalı. Gecikmeli de olsa iyi niyetle, samimiyetle, tarafların görüşleri alınarak çalışıldı'' diye konuştu.

Tasarı üzerindeki görüşmeler devam ediyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber