Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörünün açıklamalarına tepki...
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Van Şube Başkanlığı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın basında yer alan "Radikal İslam'ın kalesi olmuş bir üniversitede görev yapıyoruz. Biz geldikten sonra bazı değişimler yaşandı. Bundan rahatsız olanlar var. Makam aracı olmayan tek üniversiteyiz" açıklamasına tepki gösterdi. Eğitim-Bir-Sen, iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi.
Sendika Şube Başkanlığı adına yapılan yazılı açıklamada, "YYÜ çalışanları ve Van halkının da yakından bildiği gibi basında yer alan sözler gerçek dışıdır" denildi. "Bir yöneticinin farklı düşünceye sahip akademisyen ve memurları sindirmeyi hedef seçmesinin ibret verici" olduğu öne sürülen açıklamada, "Demek ki rektör, tek tip düşünceye sahip bir üniversite kurmaya gayret sarf etmiştir. Bu tutumun demokrasiye, insan haklarına ve bilimselliğe ne kadar uygun olduğunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz" denildi. Açıklamada şu görüşler belirtildi:
"Van halkını ve üniversite çalışanlarını töhmet altında bırakan sayın rektör, Van halkından ve üniversite çalışanlarından özür dilemelidir. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Süphan Vakfı, geçmişte çok önemli projeleri gerçekleştirmiş üniversitemize ve Van'ımıza büyük hizmetler sunmuştur. Ancak vakıf, Prof. Dr. Yücel Aşkın zamanında kötü yönetilmiş, araçlarının vergileri yıllarca yatırılmamış, çalışanların SSK primleri ödenmemiş, astronomik fiyatlarla makam aracı alınarak yersiz ve usulsüz harcamalar yapılmış ve iflasın yolu açılmıştır. İflas sebebiyle vakıf mallarına haciz gelmiş, vakıf adına açılan TED Koleji'nin zararları kapatılamaz hale gelmiştir. Kaldı ki resmi makam aracı da bu nedenle satılmıştır. Esasen anılan Mercedes 300 SEL marka makam aracının dışında 3 makam aracı daha bulunmaktadır. Durum bu iken 'Makam aracımı vermiyorlar' şeklindeki beyanatın yorumunu kamuoyuna havale ediyoruz."
Açıklamada, Rektör Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın basına verdiği demecinde radikal İslam ile yaptığı mücadeleden söz ettiği ileri sürülerek, "Oysa üniversite alanlarına dikilen haça tıpatıp benzeyen heykeller, dil kurslarında dağıtılan Hıristiyanlık ile ilgili CD'ler, kitaplar, İnciller ve rektör yardımcılarının misyonerlik faaliyetleri basının gündeminden düşmemiştir. Misyonerlikle ilgili endişelere karşılık hiçbir ciddi tedbir almayan, radikal İslam ile mücadele verdiğini söyleyen rektörün hangi düşünceye hizmet ettiği açıkça ortadadır" ifadeleri kullanıldı.