Sağlıkta teftiş karmaşası...

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 22 Mayıs 2012 00:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA 663 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE GETİRİLEN YAPI NEDENİYLE SAĞLIK BAKANLIĞINDA YAŞANAN SORUNLAR

Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı, 3046 sayılı Yasaya göre çıkarılan 181 sayılı KHK gereğince; Bakanlık ve bağlı kuruluşları, ilgili kuruluşları ve özel sektör sağlık kuruluşları üzerinde denetim hizmetlerini tek elden yürüten, Sağlık Bakanına direkt bağlı olarak görev yapan Müfettişlerden oluşmakta ve 2451 sayılı Yasa gereğince de Müfettişler Müşterek Kararname ile göreve atanmakta idi.

6223 sayılı Yetki Yasasına istinaden çıkarılan 663 sayılı KHK da Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı lağvedilmiş; Bakanlık merkez teşkilatında anahizmet birimi olarak Denetim Hizmetleri Başkanlığı ihdas edilmiştir. Teftiş Kurulunda eşit hak ve yetkilere sahip olarak (müşterek kararname ile atanarak) görev yapan Müfettişler, KHK'nin geçici 4/3 maddesiyle Sağlık Denetçisi unvanına atanmış ve hiyerarşik olarak üstte olan Denetim Hizmetleri Başkanlığı ile Bakanlığın bağlı kuruluşu olarak ihdas edilen Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, Türkiye İlaç ve Eczacılık Kurumu ve Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğüne dağıtılmışlar; yani beş ayrı birime bölünmüşlerdir.

663 sayılı KHK'nin ilgili maddesiyle de bağlı kuruluşlarda denetim birimi kurulması Kurum Başkanının inisiyatifine bırakılmış olduğundan, diğer kurumlarda ihdas edildiği halde kadrosunda Sağlık Denetçisi bulunan Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünde Denetim Hizmetleri Daire Başkanlığı bile kurulmamıştır.

663 sayılı KHK'nin 16 ncı maddesinin hükmüyle getirilen düzenlemeyle, Teftiş Kurulu Başkanlığının mevcut olduğu dönemde mesleğe giriş zamanı ve meslekte geçirilen süreden kaynaklanan kıdem sırası ve farkı dışında aralarında hiçbir yetki farkı ve hiyerarşisi olmayan eşit hak, yetki ve sorumlulukla görev yapan Müfettişler (Sağlık Denetçileri) arasındaki yapı hakkaniyete aykırı biçimde bozularak ve Bakanlık Denetim Hizmetleri Başkanlığı hiyerarşik olarak üstte tutularak bu birimde görevlendirilen Sağlık Denetçilerine, bağlı kuruluşların ve bu kuruluşlarda görevli sağlık denetçilerinin işlemleri üzerinde denetim yetkisi verilmiştir. Bu nedenle yapılan düzenlemenin hakkaniyete, hukuka, 6223 sayılı Yetki Yasasına uyar hiçbir yanı bulunmamaktadır.

Halbuki, 6223 sayılı Yetki Yasasına istinaden Bakanlar Kurulunca çıkarılan; 635 sayılı KHK ile Sanayi Bakanlığına bağlı Genel Müdürlüklerde görevli kararname ile atanmamış olan Kontrolör ile Bakanlık Müfettişleri, Müfettiş unvanıyla Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı çatısı altında toplanmıştır. 640 sayılı Gümrük ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Müsteşarlık ve Genel Müdürlüklere bağlı Müfettiş, Kontrolör unvanlı personel Bakanlık Müfettişi unvanında birleştirilmiş ve Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı ihdas edilmiştir. 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı, Hesap Uzmanları Kurulu, Gelirler Kontrolörleri Kurulu ve (eski halde müşterek kararname ile atanmayan) Vergi Denetmenleri Kurulu tek çatı altında toplanarak Vergi Denetim Kurulu ihdas edilmesi suretiyle Maliye Bakanlığı bünyesinde gelir denetimi yapan denetim birimleri tek bir çatı ve unvan altında birleştirilmiştir. 655 sayılı KHK ile Denizcilik Müsteşarlığı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bünyesine katılmış ve Müfettişleri de Bakanlık Müfettişi yapılmıştır. 665 sayılı KHK ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde mevcut olan Bakanlık Teftiş Kurulu ve Türkiye İş Kurumu Teftiş Kurulu Başkanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı adı altında toplanmıştır.

Dolayısıyla, 6223 sayılı Yetki Yasasına istinaden çıkarılan KHK'ler ile teşkilat yapıları düzenlenen diğer bakanlıklarda, yine Yetki Yasasının 2 nci maddesinin hükmü gereğince standardizasyon sağlanmasını, benzer hizmetlerin tek kuruluş veya birim tarafından yürütülmesini ve kaynak kullanımında israfın önlenmesini sağlayacak şekilde denetim birimleri birleştirilmiş iken Sağlık Bakanlığında Teftiş Kurulu kaldırılarak yerine beş ayrı denetim birimi oluşturulmuş; Yetki Yasasının lafzına ve ruhuna aykırı düzenleme yapılmıştır.

Peki bu yeni düzenleme Sağlık Bakanlığı ve Türk kamu yönetimi için ne anlama gelmektedir.

Öncelikle, kamu yönetimi bakımından vazgeçilmez olan Bakana bağlı Teftiş Kurulu sisteminden vazgeçilerek idarenin hiyerarşik yapısı içinde yer alan, anahizmet birimi olan idareye ve hiyerarşik yapıya bağımlı, bölünmüş, parçalanmış, farklı denetim birimlerine denetim hizmetleri gördürülmeye başlanarak denetim hizmetlerinin tek elden, etkin, verimli, bağımsız ve tarafsız yürütülme imkânı ve nihayet kamu yararı ortadan kaldırıldığı gibi Müfettişlerin kazanılmış hakları da ellerinden alınmıştır.

Çünkü, sağlık hizmeti oldukça girift bir hizmet bütünü olup, aile hekimliği, acil sağlık hizmetleri, ikinci ve üçüncü basamak kamu ve özel sektör hastane hizmeti, kamu ve özel laboratuar hizmetleri, ilaç ve eczane işlemleri bir birinden ayrılması mümkün olmayan hizmet alanıdır. Mesela, bir vatandaş herhangi bir hastalığının teşhis ve tedavisi sürecinde aile hekimi, özel sağlık kuruluşu, üniversite, özel laboratuar ve eczane ile ilişkilenebilmekte, bu birimlerin birkaçından veya hepsinden bir seferde hizmet alabilmektedir. Böyle bir hastanın herhangi bir şikâyeti vuku bulduğunda 181 sayılı KHK döneminde bir Müfettiş bütün işlemleri yürütebilir iken, 663 sayılı KHK ile getirilen düzenlemeyle, denetim birimlerinin ayrıştırılmış olması sonucu kurumların ve denetçilerin yetki sınırları çerçevesinde, konunun aydınlatılabilmesi için birden fazla denetim biriminin ayrı ayrı işlem tesis etmesi yasal bir zorunluluk haline gelmiştir. Zira beşe bölünmüş bu denetim sisteminde konunun aile hekimliği kısmının Halk Sağlı Kurumu denetçisi, kamu hastanesi ile ilgili kısmının Kamu Hastaneleri Kurumu denetçisi, özel sağlık kuruluşu kısmının Bakanlık Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünce görevlendirilecek muhakkik, eczane ile ilgili kısmının İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu denetçisi, acil yardım hizmetleri ile ilgili kısmının Bakanlık Denetim Hizmetleri Başkanlığı denetçisi tarafından ayrı ayrı denetlenmesi gerekmekte olup, bu durumda önceden tek bir müfettiş tarafından incelenerek sonuçlandırılan bir konu; zaman, kaynak ve emek kullanımında israfa yol açacak ve hukuk ve adaletin tecellisini geciktirecek şekilde farklı birimlerdeki farklı denetim elemanlarınca ayrı ayrı incelenecektir.

Nitekim, 663 sayılı KHK'nin yürürlüğe girmesinden sonraki uygulamalarda da denetim birimleri arasında yetki çakışması sorununun ortaya çıktığı, 663 sayılı KHK öncesinde başlanmış işlerin tamamlanması ve yeni süreçte ortaya çıkan denetim konularının incelenmesinde yetki karmaşasının meydana geldiği görülmeye başlanmıştır. Bu bağlamda, 663 sayılı KHK ile yapılan düzenleme ile Teftiş Kurulunun kaldırılması ve beş ayrı denetim birimi ihdas edilmesiyle insan, malzeme ve mali kaynakların kullanımında etkinlik, verimlilik sağlanması bir yana zaman ve kaynak israfı oluşmasına, denetimde zaafiyetler, yetki çakışması, çatışması yaratılmasına neden olunmuş; bu düzenlemeyle hizmetin gereklerinden ve kamu yararından uzaklaşılmış; denetimde etkinlik, verimlilik, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesi yok edilmiştir.

Çok önemli diğer bir husus ise, müşterek kararname ile atanmış olan Müfettişlerin unvanı Sağlık Denetçisi yapıldığı halde, 2451 sayılı Yasaya bu unvan eklenmediği için Sağlık Bakanlığı Müfettişlerinin gelecek kaygısı taşımadan, bağımsız ve tarafsız bir şekilde görev yapmalarını sağlayan Müşterek Kararname ile atanma hakları ile başta 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu olmak üzere birçok kanunda Müfettiş unvanına yapılan atıflardan doğan özel hak ve yetkiler olmak üzere birçok hak ve yetkileri bu KHK ile ellerinden alınarak, tarafsız, bağımsız ve kanuni güvenceden yoksun bir şekilde denetim yapmakla yüz yüze bırakılmışlardır.

Diğer bütün Bakanlıklarda (Başbakanlık dâhil) Müfettişler, Teftiş Kurulu Başkanlığı, Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı (Denetim ve Rehberlik Başkanlığı vs. gibi adları olsa da) aracılığıyla doğrudan Bakana bağlı olarak, sadece Kurul Başkanı ve Bakandan emir ve talimat alarak görev yapmaktayken ve en önemlisi mesleki güvenceleri olan Müşterek Kararname ile atanırlarken, Türk kamu yönetiminde sadece Sağlık Bakanlığı Müfettişleri Sağlık Denetçisi yapılarak Müşterek Kararname ile atanma hakları ve dolayısıyla da Müfettiş unvanından ve diğer Yasalardan kaynaklanan hak ve yetkileri ellerinden alınmıştır. Bu nedenle yapılan düzenleme, Anayasanın ?idarenin kuruluş ve görevleri ile bütündür? ilkesine, ?kanun önünde eşitlik ilkesine? ve hakkaniyete uymadığı gibi oluşturulan yeni denetim sistemiyle de idareye bağımlı ve tarafsızlıktan uzak bir denetim yapısı oluşturulmuştur

.

Buna paralel olarak, 181 sayılı KHK'nin yürürlükte olduğu dönemde Sağlık Bakanlığında, 2451 sayılı Yasa gereğince müşterek kararname ile atanan bütün unvanların aynı usulle atanmasına devam edilirken ve 663 sayılı KHK ile müşavir kadrosuna atanmış sayılan daire başkanları dahi müşterek kararnameli atama usulüne dahil edilmişken sadece Müfettişlerin bu hakkı elinden alınmış olması; oluşturulan yeni yapıda müşterek kararname ile atanmayan Sağlık Denetçilerine müşterek kararname ile atanan makam ve mercilerin denetletilecek olması oldukça çelişkili ve manidar bir durumdur.

Yeni yapıda, sağlık denetçilerinin atama işleri, Bakanlıkça düzenlenen bir İmza Yetkisi Yönergesi ile Müsteşarın uhdesine bırakılmış olup bu da Müfettişlerin (Sağlık Denetçilerinin) bağımsız, etkin, adil ve tarafsız görev yapma niteliklerini ortadan kaldırmıştır. Bu Yönerge ile bakanlık Denetim Hizmetleri Başkanlığı Müsteşar Yardımcısı ve Müsteşara bağlanarak Türk kamu yönetiminde başka örneği olmayan bir yapı getirilmiştir. Bağlı Kuruluşların denetim birimlerinin kurulması ile görev ve yetkileri konusunda ise hem 663 sayılı KHK hem de sonradan düzenlenmiş olan ikincil mevzuatta bir hüküm bulunmadığı için de bu birimlerin görev, yetki ve sorumluluklarının ne olduğu belli değildir.

Halbuki, sağlık hizmeti alanında günden güne büyüyen çok güçlü bir özel sektör ile birlikte Bakanlığın teşkilat yapısının ve hizmet alanın büyüdüğü, bu çerçevede bütçenin de büyüdüğü dikkate alındığında denetim hizmetlerinin daha etkin, verimli, güçlü ve bağımsız bir biçimde verilmesinin kamu yararı bakımından zorunlu olduğu tartışmasız olup bu nedenle kazanılmış hakları hakkaniyete aykırı bir şekilde ellerinden alınmış olan Müfettişlerin bu haklarının iade edilmesi hem hakkaniyetin hem de kamu yararının gereğidir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 137 nci maddesinde sayılan hallerde memurların görevden uzaklaştırılması hüküm altına alınmış, 138 inci maddesinde ise bu hak ve yetkiyi kullanabilecek olan makam ve merciler arasında Müfettişler de sayılmıştır. 663 sayılı KHK ile Sağlık Bakanlığı Müfettişlerinin unvanı Sağlık Denetçisi yapıldığı için de bu unvandaki personelin anılan yetkiyi kullanma hak ve yetkisi ortadan kaldırılmış olup bu durum da kamu hizmetinin yürütülmesi açısından büyük problemleri bünyesinde barındırmaktadır.

6085 sayılı Sayıştay Kanununun 12 nci maddesinde, Sayıştay üyeliği için ?Başbakanlık, Bakanlıklar ve Hazine Müsteşarlığı merkez denetim elemanlığı görevlerinde 1 yıl bulunmuş olma şartı? getirilmiştir. Dolayısıyla, henüz Sağlık Bakanlığının açmış olduğu ve ÖSYM tarafından yapılmış olan yarışma sınavını kazanarak Müfettiş Yardımcısı olan; ancak, 663 sayılı KHK ile Sağlık Bakanlığı bağlı kuruluşlarına Sağlık Denetçi Yardımcısı unvanıyla atanmış olan kişilerin Sayıştay Üyesi olma hakları da ellerinden alınmıştır.

Sonuç olarak; 663 sayılı KHK ile yapılan bahse konu düzenlemeler nedeniyle, (mülga)181 Sayılı KHK gereğince Bakana bağlı ve müşterek kararname ile atanan ve mesleki güvence ile görev yapan müfettişler tarafından bağımsız olarak yürütülen denetim hizmetlerinin, yeni teşkilat yapısında da bağımsız, tarafsız, etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesinin önü kapatılmış, denetim elemanlarının da Müfettiş unvanına istinaden yasalardan kaynaklanan statüleri, özlük hakları, birçok hak ve yetkileri haksız bir şekilde ellerinden alınmıştır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber