Otelci SSK!

Geçen hafta gündeme getirmiştik: 7 milyon çalışandan her ay prim kesen Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), tarihinde ilk kez 4 milyon emeklisinin maaşını bile karşılayamaz hale gelmiş...

Bu hazin çöküşün sorumlularını artik hepiniz üç aşağı, beş yukarı biliyorsunuz...

Bugün size, hep görmezden gelinen bir başka "yeaüış"ı anlatmaya ve ilginç bir dosyayı aralamaya çalışacağım:

Biliyorsunuz; SSK'nın temel görevi, çalışanlardan topladığı primle emeklilerine düzenli maaş ödemek, sağlık güvencesi sunmak.

Ama SSK geçmişte hiç de görevi olmadığı halde bazı ilginç yatırımlara zorlandı. Bunların çoğundan da zarar etti...

SSK'nın bugün itibanyla dört büyük
iştiraki var:

1) Conrad Otel'i işleten Yeditepe Beynelmilel Otelcilik AŞ.

2) Trophy Röntgen Sanayii AŞ.

3) Kızılay'la ortaklaşa kurduğu Kansaş (Kan ve Sağlık Ürünleri AŞ.)

4) Oyak İnşaat AŞ.

Diyelim ki Trophy Röntgen ve Kansaş'a ortaklık, kurumun verdiği sağlık hizmetleri, Oyak'la ortaklık da inşaat işlerinin ucuza mal edilmesi için gerekliydi...

İyi de, parası olmayan bir sosyal güvenlik kuruluşunun bir otele ortak olmasını nasıl izah edeceksiniz?

Şimdi soruyor olmalısınız; "Nereden gerekmiş bu Conrad ortaklığı" diye?

Dilim döndüğünce anlatayım:
Yeditepe Beynelmilel Otelcilik AŞ tarafından 1980'li yılların sonunda başlatılan otel inşaatı, 1990'in başında parasızlık nedeniyle durma noktasına gelir. Bu şirketin kurucuları arasında, dönemin iktidar partisi ANAP'in önde gelen bazı isimleri de vardır. Bunların baskısı sonucu hükümet bu şirkete "para aktarmaya" karar verir ve 18.10.1990 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla SSK'yı yüzde 15'lik bir payla 110 milyar lira sermayeli bu şirkete ortak yapar.

Otel inşaatı SSK'dan sağlanan sıcak parayla kısa sürede tamamlanır.

Ama her ne hikmetse, bütün rakipleri şakır şakır para kazanırken, Beşiktaş'ın göbeğindeki bu beş yıldızlı otel, hizmete girdiği günden bu yıla kadar her yıl kesintisiz olarak "zarar" eder... Dolayısıyla SSK, bu yatırımından para kazanamadığı gibi bir de bu zararın yüzde 15'ini karşılamak zorunda kalır.

Şirketin 2004 yılı dahil, toplam zaran yaklaşık 30 trilyon lirayı, SSK'nın bu zarardan payına düşen bölüm 4.5 trilyon lirayı bulur.

***

İşte böyle...
Hazine'den yapılan desteklemelerle ayakta duran SSK, bir de zarar etmeyi alışkanlık haline getiren şirketlerin ortağı olmak, asıl işini unutup otelcilik sektörüne girmek zorunda bırakılmış...

Batmasın da ne yapsın?

'Sizi ne kadar rahatsız edebilirsek1 mantığı...
Tatilini Antalya'daki lüks bir otelde geçiren bir arkadaşım anlatıyor: "Yıllardır hep aynı otelde tatil yaparım. Daha çok Almanların tercih ettiği bu otelde bu yıl ilk kez türbanlı-haşemalı kadınlar, sakallı erkekler de vardı. Dayanamayıp o adamlardan birine, 'Eskiden buralara gelmezdiniz. Özel otelleriniz, plajlannız vardı. Kapandı mı?' diye soracak oldum. Adam gevrek bir kahkaha atip, 'Artık sizin gittiğiniz her yere gitmeye karar verdik. Sizi ne kadar rahatsız edebilirsek, amacımıza o kadar çabuk ulaşacağız!' demesin mi? Ne yalan söyleyeyim, bu nefret karşısında ürktüm."

***

Dedim ya, bunları bir arkadaşım anlattı...
Benim yapacak bir yorumum, söyleyecek sözüm yok. Çevrenize bu gözle bakmanızı salık vermekten başka!

Mustafa Mutlu/Vatan