TMSF, batık banka patronlarını kendi silahlarıyla nasıl vurduğunu anlattı

Haber Giriş : 01 Temmuz 2005 14:25, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Son günlerin ismi öne çıkan kişisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) 1. Tahsilat Dairesi Başkanı Fethi Çalık Milliyet'e konuştu. Tahsilat Dairesi olarak çalışma felsefelerini anlatan Çalık, Hannibal'in "Ya bir yol buluruz ya bir yol yaparız" sözünden hareket ettiklerini belirtirken, batık banka patronlarını nasıl kendi silahları ile vurduklarını açıkladı. "Çalışma arkadaşlarımın bir çoğu batık bankacıların yanında çalışmış kişiler. O bankalar fona devredilince onlar da kuruma dahil olmuşlar. Onlar daha önce çalıştıkları bankaların işleyişlerini, eski patronlarının açıklarını çok iyi bildiklerinden, işimiz oldukça kolaylaşıyor" diyen Çalık, aldığı tehditlerden ve hakkında açılan davalara kadar 1.5 yılda TMSF'de yaşadıklarını Milliyet'e anlattı.

Albaraka'dan TMSF'ye geçtim

  • TMSF'ye nasıl girdiniz? Liseden mezun olunca ilk tercihim gazetecilikti, ikinci tercihim hukuktu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdim. Ardından işletme konusunda yüksek lisans yaptım. Hakimlik sınavına girip kazandığım zaman sözlüyü beklerken bir arkadaş, Denizcilik İşletmeleri'nde işe girmeme yardımcı olacakken beni Al Baraka Türk'te İlham Bey ile tanıştırdı. 1990 yılında orada işe başladım ve 2004 Ağustos ayına kadar da hukuk işlerinde avukat olarak görev yaptım. Daha sonra TMSF'ye geçtim.
  • TMSF'ye geçişiniz Ahmet Ertürk Başkan olduktan sonra oldu yani... Öyle ama ben Al Baraka'da Ahmet Ertürk ile birkaç kez oturup konuşmuşumdur. Yakın bir ilişkimiz yoktu. Çünkü ayrı birimlerdeydik. Ama kendisine bağlı adamları sahiplenmesi beni müthiş etkilemiştir. Ben Fon'a geçmek için başvurdum. Bu arada hayatta bir amacımın kalmamasının eksikliğini çekiyordum. Bunun için TMSF'ye geçmek istedim. Çünkü bunun halka hizmet olduğunu biliyordum. Zaten görüşme yaparken de 'Bana vereceğiniz paranın önemi yok ben burada çalışmak istiyorum' dedim. Başvurum kabul edilip Ahmet Bey'e gittiğimde 'Sizinle çalışmak benim için onurdur' deyip işe koyuldum.


  • Aksoy'un yalısını ben haczettim
  • TMSF'deki göreviniz tam olarak nedir? Verilen görev ilk 6183 grubundaydı. Yani Amme Alacakları Tahsili Usulü hakkındaki kanun gereği, batık banka patronlarının mallarına haciz koyup satış yapacaktık. Ben önce Uzan dosyası hariç diğer batık banka patronlarının dosyalarına bakmak istedim, yani diğer batık bankacılarla ilgilenecektim. İşteki ikinci günümde Erol Aksoy'un yalısına hacze gittim. İşi hızlandırdık.İki üç ay sonra Uzan Grubu da bana bağlandı. Ardından TMSF'de hacizli malların satıldığı bir satış mahalli oluşturduk. Sonra satışlara giriştik. Fonda o güne kadar hacize ve satışa yönelik bir tavır yoktu. Günde 18 saat çalışmaya başladım. O dönemde fonda öncelikli olarak yapılması gereken işin hacizler olduğunu ve Bankalar Kanunu ile 6183 sayılı kanunun fona verdiği yetkilerin yeterli derecede kullanılmadığını tespit ettik. Uzan Grubu da bana bağlanınca Soner Kılıç, Canan Kaymakcan ve Taner Yalçın ile çekirdek bir ekip kurduk.


  • Batıkçılarla mücadeleyi iyi biliriz
  • Peki stratejiniz ne? Ben hukuku iyi bilen, iş dünyası tecrübesine sahip biriyim. Banka hakim ortakları da bunları çok iyi bilir. Hatta onlar yasaların arasındaki boşlukları da çok iyi bilir. Zaten bankalar da böyle hortumlandı. Ama biz artık bu boşlukları kullanmalarına izin vermiyoruz. O boşluklarla nasıl mücadele edileceğini ben ve ekibim çok iyi biliyoruz. Size ilginç bir şey söyleyeyim, çalışma arkadaşlarımın bir çoğu bu batık bankacıların yanında çalışmış kişiler. O bankalar fona devredilince onlar da kuruma dahil olmuşlar. Onlar daha önce çalıştıkları bankaların işleyişlerini çok iyi bildiklerinden, işimiz oldukça kolaylaşıyor. Bana bağlı 100 kişilik ekipten, el konulan tüm bankalarda görev yapmış kişiler yer alıyor. Onlar eski patronlarının açıklarını çok iyi biliyorlar. Hatta Isparta'da bu operasyonda Egebank'ta şube müdürlüğü yapmış bir kişi de var. Yani onları, silahları ile vuruyoruz.


  • Bizde herkes kahraman
  • Özellikle Demirel Grubu'na yapılan operasyonlarla Ahmet Ertürk ile birlikte en fazla sizin adınız tartışma konusu oldu. Kendinizi kahraman gibi hissediyor musunuz? Asla böyle hissetmiyorum. Bence fonda çalışan herkes bir kahraman. Fon yöneticilerinin kararlı tutumları en büyük motivasyonumuz. Biz fon olarak 24 saat açığız ve bütün bu çalışmaya yapan ekibimle gurur duyuyorum. Bu ekip içinde ailesi varlıklı gençler de var. Çok büyük bir şirketin bilgi işlemini kuran, yüksek maaşını bırakıp gelen kişiler de var. Büyük bir müteahhidin oğlu bizimle çalışıyor. Ve bize en büyük katkıyı sağlayanlar arasında hakkıyla zengin olmuş namuslu işadamları var. Onların bilgi ve tecbüresi batık banka patronlarının izini sürerken çok işimize yarıyor.


  • Soyadını söyleyen çayını içip gitti
  • Son olarak çok ses getiren Demirel operasyonunu yaptınız? Demirel soyadını içinde olduğu böyle bir operasyon sizde ne gibi duygular yarattı? Bizim için hiç farketmez. 1 lira borcu olanla milyon dolar borcu olan arasında hiç fark gözetmeyiz. Soyadının da önemi yok. Soyadlarını kullanmak isteyenler çıktı ama çayımızı içip gittiler.


  • 'Ben dondurmacının oğluyum'
    Çocukluktan beri kararlı bir kişi olduğunu belirten Fethi Çalık, çocukluk günlerini ve ailesini şöyle anlatıyor:
    "Ben Hollanda'da 35 yıldır dondurma satarak geçimini sağlayan bir gurbetçi ailenin çocuğuyum. Babam 1961 yılında Hollanda'ya işçi olarak gitmiş. Ben 16 Temmuz 1965 tarihinde Sakarya'da doğdum. Ben de iki yaşındayken annemle birlikte Hollanda'ya gittim. Hollanda'da beş yaşındayken bana araba çarptı. Ölmüşüm diye bırakmışlar. Ambulans gelince yaşadığımı anlayıp hastaneye kaldırmışlar. Bir ay oksijen çadırında kalmışım.12 yaşına kadar Hollanda'ydım. Sonra Türkiye'ye dedemin yanına geri geldim. Türkiye'de i, ü, ğ harflerini söyleyemediğim için beni ortaokul ikinci sınıftan başlattılar. Sınıf başkanı oldum. Liseye kaydım ise oldukça ilginçti. Dedem de Hollanda'ya gitmişti Liseye kaydolmam gerekiyordu. Bir öğretmenimden rica ettim benim velim oldu ve kaydımı yaptırdım. Yapmak istediğimi uygularım. Lisede herkese bir röportaj konusu verdiler. Bana vali düştü. Ancak vali ile görüştürmüyor, beni özel kalem müdürüne havale ediyorlardı. Ama kararlılığımı gösterince vali ile röportajı yaptım. Bu olay kararlı olursan sonuç alırsın anlayışını pekiştirdi."

    'Hayat felsefem Hannibal'ınkiyle aynı'
    TMSF'ye sokaktaki insanın hakkını aramak için girdiğini belirten Fethi Çalık, "Robin Hood gibi kahramanlardan esin alıyor musunuz?" sorusuna, "Hayır biz zenginden alıp fakire vermiyoruz, halkın hakkını yiyenlerden bu hakkı geri alıp devletin Hazine'sine yani halka geri veriyoruz" diye yanıtlıyor. Çalık'ın da kendini yakın hissettiği bir kahraman var: Ünlü Kartaca komutanı Hannibal. Hannibal'in "Ya bir yol buluruz ya da bir yol yaparız" sözünü kendisine düstur edindiğini anlatan Çalık, şunları söylüyor: "Hannibal'in azmi benim için rehber oldu. Ama biz onu fonun kuralları içinde şöyle yorumluyoruz. Karşı kıyıda halkın hakkını zimmetine geçirmiş batık banka patronları var. Diğer kıyıda da kamu adına hareket edenler onları seyrediyor. Arada uçurumlar engeller, derin sular var. Bizim işimiz karşı kıyıya hakkı geri almak için köprü kurmak oldu. TMSF Başkanı, Fon Kurulu üyeleri bu köprüye emek harcıyor. Bizimle birlikte Emniyet ve Jandarma personelinin büyük katkısı var. Biz de o köprü üzerinden halka ait olan varlıkları geri alıyoruz. Ama şunu da söylemek gerekir ki, felsefemiz aynı olmasına rağmen işimiz Hannibal'den de zor."

    Hannibal kimdir?
    M.Ö 200'lü yıllarda yaşamış olan Kartacalı komutan Hannibal, karşısına çıkan orduları yene yene Avrupa'ya yayıldı. Filleriyle Alpleri aşıp Roma kapılarına dayandı. Bu seferi sırasında askerlerine söylediği "Ya bir yol bulacaksınız ya da yeni bir yol açacaksınız" sözü ile ünlendi. Kardeşi Asurbal'ın Kartaca'da bozguna uğratıldığını öğrenince Afrika'ya dönmek zorunda kaldı. Vardığında, Kartaca'nın düşmek üzere olduğunu gördü. Scipion komutasındaki ordulara yenik düştü. Canını zor kurtarıp kaçtı ve Anadolu'ya geldi. Ünlü kumandan önce Efes Kralı Antiokhos'tan yardım istedi. Daha sonra Bithynia kralı Prusias onu yanına alarak korudu. Prusias büyük bir konukseverlikle Hannibal'ı karşıladı, sonra da yurt kurup yerleşmesi için Uludağ eteklerinde yer gösterdi. Hannibal, ordusundan kalanlarla burada güzel bir kent kurdu. Kral Prusias'a duyduğu minnetin ifadesi olarak da kentin adını "Prusia" koydu. Ancak, Kral Prusias, bir süre sonra Hannibal'e yurt vermekle Romalılar'ın düşmanlığını kazanacağını düşünerek pişman oldu. Hannibal'ı Romalılara teslim etmek için anlaştı. Hannibal Prusias'ın hazırladığı oyunu haber alınca, kılık değiştirerek, birkaç sadık adamıyla Prusia'dan ayrıldı. Bir sandalla karşı kıyıya ulaşmaya çalıştı. Yaşamını sürdürebileceği bir yer kalmamıştı, yüzüğündeki zehri içerek yaşamına son verdi. Romalı tarihçiler Hannibal için düşmanlarının ölülerine saygı gösterdiğini yazarlar. Hannibal için kanıtlanamasa da yamyamlık iddiaları da ortaya atılmıştır. Kıvrak zekâlı ve hitabeti yüksek bilinir. Kartaca paralarının üstünde dinç, sakalsız, güzel yüzlü bir kişi olarak gösterilir.

    35 ceza davasında sanık, 10 idari soruşturma yürüyor
    Fethi Çalık, "Türkiye'nin çok güçlü bilinen isimleri ile uğraştınız. Son olarak da Demireller. Hiç korkmuyor musunuz?" sorusuna şöyle yanıt veriyor:
    "Hiç korkmuyorum. Çünkü devlet ve halk adına hareket ediyorum. Şahsi alacağımı değil, 70 milyonunun hakkını tahsil ediyorum." Pek çok tehdit aldığını vurgulayan Çalık, "Bir banka patronunun yakını, 'Bu işin sonu Bayrampaşa Sağmalcılar'dır' dedi. Ben de 'İyi söyledin, ben senin Zincirlikuyu, Karacaahmet demeni bekliyordum' dedim. Birisi de bana 'Seni buradan kelepçeletip süründürerek çıkarttıracağım. Haddinizi bildireceğim' dedi. Ben de onu savcılığa verdim davası sürüyor" diye konuşuyor. Kendisine 35 tane ceza davası açıldığını, 10'dan fazla da idari soruşturma geçirdiğini, ayrıca batık banka patronlarının yaptıkları işlerle ilgili olarak noter kanalıyla 5 bin tane de ihtar çektiklerini belirten Çalık, "Ama Fon Kurulu ve başkan bize sahip çıkıyor. Her zaman arkamızdalar" diyor.

    Demirel ailesi araçları TMSF'ye teslim etti
    Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) hafta sonunda dokuz şirketine el koyduğu Demirel ailesi, bu şirketler üzerine kayıtlı beş aracı dün TMSF yetkililerine kendileri teslim etti. TMSF yetkilileri, şirketlere el koyduktan sonra üzerlerine kayıtlı araçların bilgilerini derlediler.
    Bu lüks araçların Demirel ailesi üyeleriyle şirket yöneticileri tarafından kullanıldığını tespit eden TMSF yöneticileri Demirellerin Barla'daki çiftlik evine haciz işlemi için operasyon düzenleyeceklerdi. Dün sabah planlanan operasyon Demirel ailesinin araçları vermesinden sonra iptal edildi.
    Dün TMSF'ye teslim edilen araçlar arasında bir adet Cadillac cip, bir adet 7.40 BMW, bir adet S600 Mercedes ile bir adet Passat ve bir adet Opel Vectra bulunuyor. Şirketler adına kayıtlı araç sayısının daha fazla olduğunu belirten TMSF yetkilileri onların da peşinde olduklarını söylediler.

    Milliyet

    Bu Habere Tepkiniz

    Sonraki Haber