Emekli Sandığı ve Bağ-Kur'lular, bazı ilaçların parasının büyük kısmının kendilerinden
talep edilmesi üzerine şaşkına döndü. İlaç parasının sadece 6'da birini devlet
öderken, eczacılar geri kalan parayı hastalardan talep ediyor.
İlaçların devlete maliyetini asgariye indirmek için Sağlık Bakanlığı'nın 1
Temmuz'da uygulamaya koyduğu ucuz eş değer ilaç uygulamasının, Bağ-Kur ve Emekli
Sandığı mensuplarını mağdur ettiği iddia edildi. Eczacılar, ellerindeki reçetede
yazan ilaçlarla, devletin bu ilaca ödediği miktara bakınca şaşkına döndü. En
ucuz ilaç fiyatıyla reçetede yazan ilaç arasındaki anormal farkı eczacı vatandaştan
talep ederken, hastalar devletin 18 YTL'lik bir ilacın sadece 310 kuruşunun
karşılamasına tepki gösterdi.
Bursa Eczacı Odası Başkanı Deniz İçer, hastaların sağlık yardımlarından yararlanma
hakkını online sorgulayan provizyon sistemindeki hatalar sebebiyle, Bağ-Kur
ve Emekli Sandığı mensuplarının mağdur olduklarını dile getirdi. Sistemdeki
aksaklığın 1 haftadır devam ettiğini vurgulayan İçer, "Sağlık Bakanlığı'nın
kurumlarımıza uyguladığı eş değer ilaç uygulaması yöntemi vardı. Bu 22 maddede
uygulanıyordu. Bu rakamın 200'ün üzerine çıkarılması çalışmaları sırasında,
yanlış fiyatların girilmesinden kaynaklanan bir sıkıntı var. Bizim aldığımız
bilgilere göre, Sağlık Bakanlığı'nın elindeki ruhsatlı ilaç listeleri, provizyon
sistemlerine aynen kaydedilmiş. Fakat bu ruhsatlı ilaçlar arasında şu an ruhsatı
olmasına rağmen, fiilen üretimde olmayan birtakım ilaçlar var. Bunların çok
eski fiyatları listelerde gözüküyor" dedi.
Ucuz eşdeğer ilaç uygulamasının ilaç fiyatlarını normalden çok aşağı çektiğini
ifade eden İçer, "Özellikle pahalı kanser türü spesifik hastalarda kullanılan
bazı ilaçlarda çok daha büyük farklar var. Bir çok kalemde bu gözüküyor. Dar
gelirli vatandaşlarımız ödeyemeyeceği oranlarda fiyat farkları var. Bu sanırım
teknik bir hatadan kaynaklanıyor. Bu hatanın bir an önce giderilmesi ve vatandaşlarımızın
ve eczacılarımızın mağduriyetinin ortadan kaldırılmasını istiyoruz" diye
konuştu.
Vatandaşla Sağlık Bakanlığı arasında kalan eczacıların büyük sıkıntı yaşadığını
vurgulayan İçer, sözlerine şöyle devam etti:
"Vatandaşla kurumlar arasında kalıyoruz. Sanki bu olayların sorumlusuymuşuz
gibi gösterilmeye çalışılıyoruz. Bizim ilaç verme kurallarımızı provizyon sistemi
belirliyor. Bu, tamamen bizim dışımızda gelişen olaylar. Provizyon sitemindeki
hatalar giderildikten sonra, eczacı arkadaşlarımız bizden hatalı ilaçları listeleyip
Ankara'ya fakslamamızı istedi. Biz de bunu hem Türk Eczacılar Birliği, hem de
Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'na ilettik. Düzeltme yapıldıktan sonra bu mesele ortadan
kalkacak. Fakat bizim için çok basit gözüken bu düzeltmelerin halen neden yapılmadığını
anlamış değiliz."
Eczacı Nuran Altıkardeş ise, 18 milyon 630 bin liralık ilaç için devletin 310
kuruş para ödediğini ifade ederek, "Bizden bu farkı almamız isteniyor.
Biz de bunu mecburen hastadan talep ediyoruz. Rakamları verdiğimizde hasta 'İlaç
fiyatının tamamını zaten bizden alıyorsunuz' diyor. Emekli Sandığı'na telefon
açıyoruz, 'Ankara'ya bildirin' diyor. Eczacılar Odası ise, 'Fiyat farkını alın'
diyor. Biz ne yapalım?" dedi.
Çoğunluğunu kanser hastalarının oluşturduğu hastalar, "Olacak şey değil. Şimdiye kadar böyle bir şey yoktu. İlacın parasının neredeyse tamamını bizden talep ediyorlar. Devlet hiç karşılamasın daha iyi. Vatandaşla alay ediyorlar" diye tepkilerini dile getirdi.