Çocuklarını büyük bir özveriyle hayata hazırlayan ebeveynler, yaptıkları özverinin
karşılığında çocuklarının kendi isteklerine göre tercih yapmalarını bekliyor.
Onların tercihlerinin kendi istekleri doğrultusunda gerçekleşmesi için bazen bilinçli
bazen de farkında olmadan üniversite adaylarına baskı uyguluyorlar. Bu baskıların
sonucunda istemediği bir bölümü tercih etmek durumunda kalan öğrenciler mutsuz
bir gelecek için ilk adımı atıyor. Eğitim gördükleri okulu beklenen sürede bitiremedikleri
gibi mezun olduklarında farklı alanlarda çalışmak istiyorlar. Sürekli çevreleriyle
kurdukları ilişkilerde sıkıntılar yaşıyorlar ve çevreleri tarafından istenilmeyen
kişiler durumuna düşüyorlar. Anne-babanın kendi arzularını dikkate alarak çocuklarını
yönlendirmeleri bazen gençlerin geleceğini karartabiliyor. Elbette ki hiçbir anne-baba
çocuklarının gelecekte mutsuz olmasını istemez. Ancak bilinçsizce gösterilen bazı
anne-baba tutumları bu sonucu doğuruyor. Gençleri yanlış tercihe yönelten anne-baba
tutumlarını şu şekilde sıralayabiliriz.
“Ben olamadım sen olacaksın”
Bazı ebeveynler gerçekleştiremedikleri kendi özlemleri ve ideallerini çocuklarının
gerçekleştirmesini ister. Ebeveyn kendi ulaşamadığına çocuğunun ulaşmasını isteyerek
aslında kendini mutlu etmekte. Çünkü çocuğuyla kendini özdeşleştirmekte ve onun
başarısını kendi başarısı olarak kabul etmekte. Böyle bir tavırla karşılaşan genç,
anne-babasıyla çatışmaya girebilir. Genç, anne-babasına, “Madem çok istiyordun,
kendin gerçekleştirseydin” vb. tepkiler verebilir veya bu düşünceye sahip olabilir.
Anne-baba, çocuğuyla çatışmaya girmeden onun yetenek ve ilgilerini dikkate alarak
çocuğunu yönlendirmelidir. Bir mesleğe yönlendirmek yerine gence meslek seçiminde
yardımcı olmak daha doğru bir tutumdur. Çocuğunuzun istek ve ideallerinin sizinkinden
farklı olabileceğini unutmayınız.
“Komşunun çocuğu oldu ama...”
Ebeveynlerin bazıları komşularının, akrabalarının çocukları ile kendi çocuklarını
karşılaştırıyor. Anne ve baba, çocuğunun daha başarılı olması için kıyaslamaların
çocuklarını olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyor. Ancak bu durum gencin kendisini
yetersiz hissetmesine sebep olabilir. Gencin olumlu yönlerini göstermeye çalışın.
Önemli olan gencin kendi yeteneklerini ve ilgilerini geliştirmektir. Çocuğunuzu
kendinden daha başarılı olanlarla kıyaslamak onu üzer. Unutmayın insanlar yetenekleri
yönünden eşit değildir. Nasıl boyları, kiloları, saç ve göz renkleri aynı değilse
başarıları da aynı olmayabilir. Çocuğunuzun durumunu başkaları ile değil, daha
önceki kendi durumu ile kıyaslayınız. Onun tercihine saygılı olun ki o da sizin
düşüncelerinize saygı göstersin.
“Bak kardeşin ...”
Aynı evde yaşayan ve aynı anne-babanın çocukları olmasına rağmen kardeşlerin birbirlerinden
çok farklı yanları vardır. “Bak kardeşin ...” diye başlayan her cümle gencin anne-babasına
karşı asi olmasına yol açarak, aile hayatında, gençle ebeveyn arasında yeni kavgaları,
yeni sorunları getirecektir. Anne ve babalar her çocuğu diğer bütün çocuklarından
ayrı tutarak değerlendirmeyi, iletişim kurmayı becermek zorundadır. Bir kardeş
diğerinden çok başarılı ya da çok daha yetenekli görünse de her insan sonuçta
kendi yaşantısını çizer. Çocuğunuzun yeteneklerine ve isteklerine uygun olmayan
bir mesleği seçmesi onu mutsuz ve başarısız yapar. Ailedeki her çocuk aynı mesleğe
ve yaşam tarzına sahip olmayabilir. Bazıları farklı yaşamı ve mesleği seçmek isteyebilir.
Şayet yetenekleri o doğrultudaysa yaptıkları çok doğrudur.
“Senin gibi bir tembel bu mesleği seçer ...”
Anne-babanın çocuklarını küçümsemesi, değersiz görmesi, alay etmesi onun yaşamla
mücadelesini zayıflatır. Ailede eşler arasındaki çatışmalar veya ergenlik çağındaki
gençle yapılan tartışmalar gencin başarısını azaltacağından bu konuda titiz davranınız.
Eğer sizin düşüncenizle çocuğunuzun seçimi çelişiyorsa, olumlu iletişim becerilerini
kullanarak konuşmayı denemelisiniz. Tercih konusunda yapılacak aşırı baskıların
çocuğunuzun sizinle olan iletişimini koparacağını unutmayın.
“Üniversiteye gir, gerisi kolay”
Bir bölüm kazanmanın zor olduğu toplumumuzda ailelerin bir noktada içinde bulundukları
toplumdaki statülerini artırma, çocuklarının başarılarıyla övünme istekleri çocuklarının
mutlaka üniversite kazanması gerektiğini düşünmelerine sebep olmaktadır. Bu düşünceyle
hareket eden anne-babalar öğrencinin tercihlerini ve eğilimlerini dikkate almadan
sadece üniversite kazanmasının yeterli olduğunu düşünerek hareket etmekte. Bu
nedenle ebeveynler öğrencinin istemediği, puanı düşük bölümleri tercih etmesine
sebep olmaktalar. Oysaki tercih döneminde bir kere verilen ve genellikle değişmeyen
bir karar olan meslek seçimi hayatın kalan kısmını etkilemektedir.
“İyi bir üniversiteye gir, hangi bölüm olduğu önemli değil” veya “Oturduğumuz
ilin dışında tercihte bulunma”
Ebeveynler gençlerin mesleki eğiliminden öte iyi bir üniversiteye girdiklerinde
her şeyin hallolacağını düşünüyor. Bölümü ise ikinci plana itiyorlar. Oysaki önemli
olan kişinin severek okuyabileceği bir bölümde eğitim görmesidir. Öğrenciler ve
aileler tercih hususunda önce bölüm konusunda, sonra da üniversite konusunda karar
vermeliler. Ayrıca bazı aileler çocuklarından ayrı kalmamak için oturdukları ilde
bulunan bölümleri tercih etmesini istiyorlar. Bu da genci sınırlandırıyor. Tercih
etmek istediği bölümü tercihleri arasında gösteremiyor. Sonuçta arzu etmediği
bir bölümde okumak zorunda kalıyor.
“Kararına ve sana güveniyorum”
Bu tepki biçimi gencin yaşama daha güvenle bakmasını sağlayacaktır. “Kararına
ve sana güveniyorum.” demek gencin, “iyi anne-babası” olmaktan çok onun dostu/arkadaşı
olmayı denemek anlamına gelir. Çocuklarında sorumluluk duygusu geliştirmek isteyen,
demokratik aile ortamı oluşturmaya çalışan anne-babalar çocuklarının kararlarına
güvenmeyi öğrenmek zorundadır. Unutmayın ki günümüzde çocuğunun yanında olmayı
denemeyen birçok anne ve baba, zaman içinde çocuklarıyla ilişkilerinin koptuğunu
görmektedir. Anne ve babanın çocuklarının kararlarına güvenmeleri onları rahatlatır.
Çocuğunuzun kendi istekleri ve yetenekleri doğrultusunda seçim yapmasına izin
veriniz. Çocuğunuzu mutlu görmek istiyorsanız meslek seçimi konusunda yol gösterebilir,
fikrinizi söyleyebilirsiniz; ama son kararı siz değil, çocuğunuz versin.
zaman