BİR sonraki cumhurbaşkanının kim olacağına ilişkin tartışmaların bu saatten
sonra hız keseceğini ve gündemini kaybedeceğini düşünmek yanlış olur. Bu konuda
Başbakan Erdoğan'ın nasıl bir tutum izleyebileceğini ifade etmeden önce, bundan
önceki 10 cumhurbaşkanının nasıl seçildiğine kısaca göz atalım. Türkiye'de yerleşik
siyasi geleneğe bakıldığında, iktidardaki partinin genel başkanının cumhurbaşkanlığı
konusunda da istekli olduğunu görüyoruz. Bugüne kadar göreve gelen 10 cumhurbaşkanından
5'i, yani Atatürk, İnönü, Bayar, Demirel ve Özal'ın cumhurbaşkanı seçilişi böyle
olmuştur. Rejimin kesintiye uğradığı dönemlerde ise darbeyi gerçekleştiren komutanlar
cumhurbaşkanı olmuşlardır. 27 Mayıs 1960 darbesi sonrası Orgeneral Cemal Gürsel
cumhurbaşkanı olurken, 27 Mayıs'ta Genelkurmay 2. Başkanı olan Orgeneral Cevdet
Sunay ve Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Oramiral Fahri Korutürk daha sonra cumhurbaşkanlığı
yapmışlardır. 12 Eylül 1980'de yönetime el koyan Orgeneral Kenan Evren, Meclis'te
yemin etmeden cumhurbaşkanlığı görevine başlayan tek isim olmuştur.
Ecevit tek örnek
SİYASETİN normal seyrinde ilerlediği bir süreçte Çankaya Köşkü boşaldığı halde
cumhurbaşkanlığına aday olmayan tek isim, dönemin başbakanı Bülent Ecevit oldu.
Ecevit'in aday olmamasının tek nedeni sadece 4 yıllık fakülte mezunu olma şartının
eksik olması değildi. 57. Hükümet'in koalisyon ortaklarından ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz, Çankaya için çok istekliydi. Fakat diğer ortaklar buna karşıydı.
Ecevit'in tahsille ilgili problemi olmasaydı bile, koalisyondaki uyumun bozulmaması
açısından aday olmaması beklenebilirdi. Siyaset anlayışı buna uygun profil izliyordu.
Nitekim 35 yıllık siyasi rakibi Demirel'i 5 artı 5 formülüyle Çankaya'ya yeniden
aday gösteren kendisiydi. Meclis, Demirel'i istemedi.
Bu tablo, parlamento dışından bir isim üzerinde uzlaşılmasını bir bakıma zorunlu
kıldı. Bu isim, dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer oldu. Meclis'te
grubu bulunan 5 parti tarafından ortak aday gösterilerek cumhurbaşkanı seçilen
Sezer'in görev süresi 2007 yılı mayıs ayında doluyor.
Erdoğan ne yapacak?
SİYASETİN işleyiş tarzına ve geleneğine bakıldığında ve şu anki siyasi tablonun bu haliyle süreceği varsayıldığında, Başbakan olan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığı oldukça güçlü görünüyor. Kaldı ki, aday olması değil, olmaması şaşırtıcı olacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştığında Sayın Erdoğan'ın önünde üç seçenek olacaktır. Ya Demirel ve Özal gibi, başında bulunduğu hükümetlerin geniş toplum kesimlerinin beklentilerini yeterince karşılayamadığı düşüncesiyle Çankaya'yı bir kaçış yeri olarak görecek, ya da, başbakanlıkta kendisini oldukça başarılı bulması durumunda, bu göreve kendisinden daha layık bir insan olmadığını düşünerek yine aynı adımı atacaktır. Erdoğan çok büyük bir sürpriz olmazsa Çankaya için aday olacaktır. Bir üçüncü seçenek, aday olması durumunda seçilmesi mümkün olduğu halde bir başkasını aday göstermesidir ki, daha önce bunun örneği yoktur. Belli çevrelerin Erdoğan'ı bu istikamete yönlendirmeye çalıştığı dikkati çekmektedir. Şu an Türkiye'nin en güçlü siyasetçisi durumundaki Erdoğan, hem Çankaya'ya çıkıp, hem de icranın en etkili ismi olmayı arzulayacaksa, buna uygun yasal düzenlemeler de uygun zamanda herhalde Meclis gündemine gelecektir. Yeni bin yılın eşiğinde tarihin kırılma noktası yaşadığı şu dönemde bu göreve temsil gücü yüksek bir kişinin seçilmesi elbette yerinde olacaktır. Türkiye bundan kazançlı çıkacaktır. Şimdi merak edilen, bu ismin kim olacağıdır.
Osman ÖZSOY/H.O.Tercüman