Türkiye'nin üçte birini ilgilendiren Toplu görüşmeler bugün saat 14:00'da başlayacak. AKP hükümetinin iktidara geldiği günden bu yana savunduğu 'Kamuda şeffaflık' söyleminden hareketle Türkiye Kamu-Sen Toplu görüşmelerdeki taleplerin toplumun talepleri olduğunu ve bu nedenle görüşmelerin basına açık yapılması talebinde bulunuyor.Görüşmelerin basına açık yapılıp yapılmayacağı merak konusu ama ilerleyen saatlerde buna ilişkin soru cevabını bulacak.
Kamu-Sen'in NTV televizyonuna verdiği röportajdan başlıkları sizler için derledik...
Türkiye Kamu-Sen masaya sadece kamu çalışanlarının temsilcisi olarak değil, aileleri ile birlikte 11 milyon memurun; emekli, dul ve yetimlerle toplam 20 milyonluk bir kesim adına oturmaktadır. Masada gündeme gelecek olan tartışılacak olan maddeler toplumun üçte birlik kesimine direk olarak yansıyacak, onları etkileyecek konulardır. Bu nedenle hükümet, sunulacak taleplere memurun talepleri olarak değil toplumun talepleri olarak bakmalı ve ciddi tavır sergilemelidir.
AKP hükümetinin iktidara geldiği günden bu yana söylediği bir şey var: Kamuda şeffaflık. Bu konuda ciddi gelişmeler yaşandığına da şahit olduk. Her ne kadar biz satışına karşı çıksak da Türk Telekom'un satış ihalesinde kameraların salona alınarak, ihalenin canlı yayınlarla ekrana yansıması önemli bir aşamadır. İşte tam da bu noktada bizim talebimiz şudur: Madem siyasi irade bu kadar şeffaflıktan yana, toplumun geniş kesimlerinin taleplerini dikkatle izliyor, biz Kamu İşveren Kurulu ile yapacağımız, toplumun üçte birini ilgilendiren bu toplantıyı basına açık olarak gerçekleştirelim. Kameraları salona alalım. Gazeteci arkadaşlarımız görüşmeleri izlesinler. 2,5 milyon memur kendi taleplerinin sıkıntılarının giderilmesi noktasında sendikalarının tavır ve söylemlerini takip edebilsin ve siyasi iradenin yaklaşımını görsün. Bu açıdan bugünkü toplantı kamuda şeffaflık söylemiyle iktidara gelen hükümet için ciddi bir sınav olacaktır.
Biliyorsunuz geçtiğimiz ay hükümet ile işçi sendikaları arasında toplu iş sözleşmeleri
imzalandı. Sözleşmelerde işçi kesiminin ciddi kazanımlar elde ettiği açıkça
ortadadır. Bugün en düşük ücret alan sendikalı kamu işçisi 1 milyar 100 milyon
lira almaktadır.Oysa en düşük memur maaşı şu anda 541 milyon liradır. İşçi ile
memur arasında 2 kat fark vardır. Peki işçilerin bu ciddi kazanımının arkasında
ne vardır? Tabii ki, yasalarla güvence altına alınmış olan grevli toplu sözleşmeli
sendikal haklar vardır. Bizler kamu çalışanları olarak bu noktada uluslar arası
sözleşmelerin bize verdiği bu haktan yararlanmak istediğimizi defalarca siyasi
irade ile paylaştık ve karşılığında da sayın Başbakandan söz aldık. Geçtiğimiz
yıl bu konuda yasama dönemi içinde düzenleme yapılacağını Sayın Erdoğan ifade
etmişti. Grev ve toplu sözleşme hakkı kamu çalışanlarının en önemli gündem maddesidir
ve çözümü ancak siyasi iradenin samimiyeti ile mümkündür. Kamu çalışanlarının
1 yıl daha beklemeye tahammülleri yoktur.