Bahçeli: İdam cezasının getirilmesi için her türlü desteği veririz/ Video

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 13 Kasım 2012 11:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, idam konusunda 'hodri meydan' dediklerini belirterek, "Başbakan Erdoğan madem işi buraya kadar getirmiştir, bu durumda idam cezanın kaldırılması konusunda lazım gelen değişiklik teklifini bir an önce TBMM'ne vermelidir" dedi.

Bahçeli, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada 3 Kasım 2002'de iktidara gelen AK Parti zihniyetinin, idam cezasının tamamen kaldırılmasını içeren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sözleşmesinin 6 Nolu Protokolünü 15 Ocak 2003'te imzaladığını ve bu protokol gereğince 7 Mayıs 2004'te 4771 Sayılı Kanundaki terör, savaş ve yakın savaş suçları cümlesini de çıkartarak teröristbaşının idamının önünü tamamen kapattığını belirtti.

?İmralı canisini ipten almak için yapılan şer ittifakının Meclis tutanaklarında ve tarihin şahitliğinde her yönüyle mevcut olduğunu? kaydeden Bahçeli şunları söyledi:

"İmralı avukatlığına soyunarak idam cezasının kaldırılması için seferber olan Başbakan Erdoğan'ın şimdi idam cezasının geri getirilmesine değinmesi eğer yüzsüzlük değilse, yeni bir sinsiliğin ve kurnazlığın ilanı sayılmalıdır. Norveç'te katledilen 77 kişinin derdine düşen Başbakan'ın, şimdiye kadar Türkiye'de teröre kurban giden 30 bin canı aklına dahi getirmemesi anlaşılabilir ve kabul edilebilir gibi değildir. Bu gelişmeler aynı zamanda şunu göstermektedir: 11. yılına giren AK Parti hükümeti, Milliyetçi Hareket Partisi'nin tam 11 yıl gerisinden gelmektedir. Başbakan Erdoğan bu kadar yıl sonra bizimle aynı çizgiye gelmesi kendisi adına bir gelişme olsa da, ikircikli ve yanardöner tutumu açısından siyasi iflas göstergesidir. Sormak lazımdır ki, hükümetinin altına imza attığı 6 Nolu Protokol hala varlığını muhafaza ederken idam cezasından nasıl bahsetmektedir? Bu yolla hangi eksikliklerini örtmeye, hangi amaca dönük yığınak yapmaya ve neyin üzerini kapatmaya çalışmaktadır? Başbakan Erdoğan madem işi buraya kadar getirmiştir, bu durumda idam cezanın kaldırılması konusunda lazım gelen değişiklik teklifini bir an önce TBMM'ne vermelidir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu konuda dün olduğu gibi bugün de aynı kararlılığını koruyacak ve her desteği sonuna kadar vererek idam cezasının tekrar getirilmesini sağlayacaktır. Biz diyoruz ki; ?Hodri meydan."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın idam cezasının yeniden getirilmesi konusunda yaptığı açıklamalarla ilgili olarak, ?Başbakan Erdoğan madem işi buraya kadar getirmiştir, bu durumda idam cezası konusunda lazım gelen değişiklik teklifini bir an önce TBMM'ne vermelidir. MHP, bu konuda her desteği sonuna kadar vererek idam cezasının tekrar getirilmesini sağlayacaktır. Biz diyoruz ki; hodri meydan? değerlendirmesini yaptı.

Bahçeli, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın idam cezası ile ilgili açıklamalarını değerlendirdi. Bahçeli, 2002 yılında, İmralı canisini yağlı urgandan almak için MHP'nin tek başına direnmesine rağmen idam cezasını kaldıranların ve o dönemde bunu destekleyenlerin şimdi çark etmeleri çok hazin bir tecelli olduğunu belirterek, MHP'nin Öcalan'ı ipten kurtarma operasyonuna tek başına ve sonuna kadar karşı çıktığını söyledi. Bu durumun 57. hükümet ortaklarıyla bir yol ayrımına gelinmesinde başlıca etken olduğunu belirten Bahçeli, ?TBMM'de oluşturulan ?Gökyüzü Koalisyonu' sonucu, MHP'nin tek başına karşı çıkmasına rağmen, idam cezası 9 Ağustos 2002'de kaldırılmıştır. Başbakan Erdoğan ve AKP milletvekillerinin önemli bir kısmı da bu yönde karar ve tavır oluşturmuşlardır. Hatta Başbakan Erdoğan idamın kaldırılmasını sevinç içinde karşılamıştır. Dönemin Cumhurbaşkanının daveti üzerine 7 Haziran 2002 günü Çankaya Köşkü'nde yapılan zirve toplantısında AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın idam cezasının kaldırılmasını hararetle savunduğu hala hatırlarımızdadır? diye konuştu.

Bahçeli, 3 Kasım 2002'de iktidara gelen AK Parti zihniyetinin, idam cezasının tamamen kaldırılmasını içeren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sözleşmesinin 6 Nolu Protokolünü 15 Ocak 2003'te imzaladığını ve bu protokol gereğince 7 Mayıs 2004'te 4771 Sayılı Kanundaki terör, savaş ve yakın savaş suçları cümlesini de çıkartarak teröristbaşının idamının önünü tamamen kapattığını kaydetti.

İmralı canisini ipten almak için yapılan şer ittifakının Meclis tutanaklarında ve tarihin şahitliğinde her yönüyle mevcut olduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:

?İmralı avukatlığına soyunarak idam cezasının kaldırılması için seferber olan Başbakan Erdoğan'ın şimdi idam cezasının geri getirilmesine değinmesi eğer yüzsüzlük değilse, yeni bir sinsiliğin ve kurnazlığın ilanı sayılmalıdır. Norveç'te katledilen 77 kişinin derdine düşen Başbakan'ın, şimdiye kadar Türkiye'de teröre kurban giden 30 bin canı aklına dahi getirmemesi anlaşılabilir ve kabul edilebilir gibi değildir. Bu gelişmeler aynı zamanda şunu göstermektedir: 11. yılına giren AKP hükümeti, Milliyetçi Hareket Partisi'nin tam 11 yıl gerisinden gelmektedir.

Başbakan Erdoğan bu kadar yıl sonra bizimle aynı çizgiye gelmesi kendisi adına bir gelişme olsa da, ikircikli ve yanardöner tutumu açısından siyasi iflas göstergesidir. Sormak lazımdır ki, hükümetinin altına imza attığı 6 Nolu Protokol hala varlığını muhafaza ederken idam cezasından nasıl bahsetmektedir? Bu yolla hangi eksikliklerini örtmeye, hangi amaca dönük yığınak yapmaya ve neyin üzerini kapatmaya çalışmaktadır??

Başbakan Erdoğan işi buraya kadar getirdiyse, bu durumda idam cezası konusunda lazım gelen değişiklik teklifini bir an önce TBMM'ne vermesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, ?Milliyetçi Hareket Partisi, bu konuda dün olduğu gibi bugün de aynı kararlılığını koruyacak ve her desteği sonuna kadar vererek idam cezasının tekrar getirilmesini sağlayacaktır. Biz diyoruz ki; hodri meydan? diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BDP'li milletvekillerinin de katıldığı açlık grevinde gayenin Türkiye'yi teslim almak, bölücü terörün isteklerine AK Parti'yi razı etmek olduğun belirterek, ?Türkiye dağda teröre teslim olmayacağı gibi, cezaevinde de teslim edilmemelidir? dedi.

Bahçeli, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda cezaevlerinde devam eden ve BDP'li milletvekillerinin de destek verdiği açlık grevlerini değerlendirdi. Türkiye genelinde 72 cezaevinde, binlerce PKK ve KCK tutuklu veya hükümlüsünün 60 güne yaklaşan bir süredir açlık greviyle Türk milletini tehdit ettiğini belirten Bahçeli, ?BDP'li milletvekillerinin katıldığı bu ölüm oyunundaki gaye Türkiye'yi teslim almak, bölücü terörün isteklerine AKP'yi razı etmektedir. Bunların dağda, ovada, şehirde, cezaevinde kullandıkları bir tek lisanları vardır; o da ölümdür? dedi.

Ölüm üzerinden pazarlık yapan, tehditle Türk devletine boyun eğdirmeyi uman bu ?utanmazlar güruhunun' sabırları ve sınırları zorladığını ifade eden Bahçeli, cezaevinde dışarıdan talimatla ölüme yatanların; ?İmralı canisinin tecrit şartlarının kaldırılmasını, ana dilde eğitim ve mahkemelerde ana dilde savunma taleplerini' dayattıklarını söyledi. Hükümetin ise bunlardan anadilde savunma taleplerini karşılamak için gerekli hazırlığı yaptığını ve ivedilikle harekete geçtiğini kaydeden Bahçeli, şunları kaydetti:

?İmralı canisinin tecrit şartları da iyileştirilmek için sırayı beklemektedir. Burada anlayamadığımız taraf, İmralı canisiyle görüşmeler sürerken nasıl ve ne tür bir tecritten bahsedildiğidir. İmralı cezaevi zaten görüşme ve müzakere odasına dönmüştür. Burası Türk milletine yönelik ihanet kampanyasının üretim ve karar merkezi hüviyetine bürünmüştür. Kimin girdiği kimin çıktığı bile meçhul bir hale gelmiştir. Merakımız AKP ile İmralı canisi hangi konularda anlaşmazlık içindedir ki, açlık grevinin düğmesine basılmıştır? Cevabını duymak istediğimiz soru, uzlaşılamayan konunun Türkiye'nin nasıl bölüneceği, Türk milletinin nasıl parçalanacağı konularındaki yöntem farlılıkları mıdır??

?BU KEPAZELİĞE SON VERMEK AKP'NİN GÖREVİ?

Bahçeli, AK Parti'nin bir yanda açlık grevlerini bitirmek için mekik dokurken, diğer yandan ölüme yatanları blöf yapmakla itham ettiğini belirterek, hatta Başbakan Erdoğan'ın terör suçlularının yiyip içtiğini bile iddia ettiğini söyledi. Bahçeli, ?Hal böyleyse cezaevlerindeki açlık grevleri büyük bir oyunun ölüm üzerinden kurulan parçalarından ibarettir. Şüphesiz bu kepazeliğe bir son vermek hükümetin en asli görevleri arasındadır? dedi.

Açlık grevlerine müdahale çağrısı da yapan Bahçeli, ?İşi gücü ölüm olanlara prim ve taviz vermeden cezaevlerine gerekli insani müdahale yapılmalı ve açılmaya çalışılan tehdit kanalı işlemez hale getirilmelidir. Türkiye dağda teröre teslim olmayacağı gibi, cezaevinde de teslim edilmemelidir. Fırsattan istifade ederek bölücülüğün talepleri hükümet tarafından karşılanırsa bunu Türk milletinin asla hoş karşılamayacağı ve bu rezilliği bağışlamayacağı iyi bilinmelidir? diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Büyükşehir Belediye Yasası'yla getirilmek istenen eyalet sistemi ve başkanlık sisteminin ayrılmaz bir bütün olduğunu belirterek, ?Başbakan Erdoğan'ın, 2014 yılında Cumhurbaşkanı olmanın değil, bölgesel yönetimlerin üzerinde başkanlık hanedanı tesis etmenin arayışındadır? dedi.

Bahçeli, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda, başkanlık sistemi tartışmalarına değindi. AK Parti'nin başkanlık modeliyle ilgili Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonuna teklif vermesinin de, Büyükşehir Belediye Yasası ile getirilmek istenen eyalet sisteminin doğal ve ayrılmaz bir bütünü olarak görülmesi gerektiğini belirten Bahçeli, ?Nitekim Türkiye rejim ve yönetim değişikliğinin acımasızlığına ve maksatlı salvolarına maruz kalmaktadır? dedi.

AK Parti'yi iktidar yapan bu sistem ve demokratik mekanizmaların yırtılmak ve bozulmak istendiğini belirten Bahçeli, şunları kaydetti:

?Ne hazindir ki böyle giderse geriye hiçbir şey kalmayacaktır. Başbakan Erdoğan'ın hırsı sağduyusunun önüne geçmiştir. Aziz milletimiz sorunların altında ezilirken, kendisi, sultanlık ve şahlığa özenmektedir. Yüzde 50'lik oy oranını da bunun kaldıracı olarak görmektedir. Başbakan Erdoğan, 2014 yılında Cumhurbaşkanı olmanın değil, bölgesel yönetimlerin üzerinde başkanlık hanedanı tesis etmenin arayışındadır. Bu şımarıklığın, bu kadir kıymet bilmezliğin Türkiye ve Türk milleti kaygısı kalmamıştır. Yalnızca kendi ikbali ve istikbaline odaklanmış, bunun için de her insafsızlıktan medet ve çıkar umar bir aşamaya gelmiştir. Öyle ki, yalan, riya, istismar, çarpıtma ve kandırma inanılmaz boyutlara ulaşmıştır. İdam cezasıyla ilgili düşünceleri de bunlardan birisidir.?

Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e de Büyükşehir Kanunu'nu tekrar Meclis'e iade etmesi çağrısı yaptı.

?AKP, SURİYE KONUSUNDA İŞTAHLA GÖREV BEKLİYOR?

Bahçeli, Obama yönetiminin, Suriye konusunda bölgesel aktörleri harekete geçirmenin hesabını yaptığının anlaşıldığını belirterek, ?Nitekim AKP yönetimi ve Katar Şeyhi, talipli ve iştahlı bir şekilde alacakları görevleri beklemektedir. Yapılan görüşmelerde muhaliflerin yeniden yapılandırılması ve radikal unsurların etkisinin azaltılması hususlarında bir yol haritası çizildiği görülmektedir. Bunun ne kadar amacına ulaşacağını elbette önümüzdeki zaman dilimi gösterecek ve netleştirecektir? dedi.

Demokrasi, barış ve özgürlük çığlığı atan muhaliflerin kan dökmede, işkence yapmada ve vahşiyane saldırılarda Şam idaresinden geri kalmadığını da vurgulayan Bahçeli, ?Evet, doğrudur, ABD Suriye'ye müdahale konusunda AKP'nin telkinlerine rağmen ayak sürümektedir. Ancak bu ülkenin, Suriye'deki iç kargaşanın ve kanlı hesaplaşmanın sürmesinde önemli dahli ve katkısı olduğu tartışma götürmez bir gerçektir. AKP hükümetinin uluslararası topluma devamlı çağrı yapan, Esad yönetiminin devrilmesi için devreye girilmesini öneren yaklaşımı şimdiye kadar karşılık görmese de, muhaliflerin her anlamda desteklenmesi bu açığı gittikçe kapatmaktadır. Çetrefil bir hal alan gelişmeler, Suriye-Türkiye arasındaki kutuplaşma ve husumetin her geçen gün çoğaldığına işaret etmektedir? diye konuştu.

Türkiye sınırlarına isabet eden top mermilerinin, düşürülen uçağın, karşılıklı restleşmeler ve en son olarak Ceylanpınar'a roketatar mermisinin düşmesinin Suriye ile ilişkileri kritik ve içinden çıkılmaz bir seviyeye taşıdığını belirten Bahçeli, Türkiye'nin kendi vatandaşının tedirgin olmasına, sınır hatlarının eleğe dönmesine seyirci kalmaması gerektiğini ifade etti.

?MERHAMETİMİZ KADAR ÖFKEMİZ DE ŞİDDETLİ VE YAKICIDIR?

Türkiye'nin zorbaların, diktatörlerin diklenmelerine katlanacak, tacizlerini alttan alacak, savurdukları tehditleri görmezden gelecek bir ülke olmadığına vurgu yapan Bahçeli, ?Bizim merhametimiz kadar öfkemiz de şiddetli ve yakıcıdır. Kimse bunu denemeye kalkmamalıdır. Zira sonuçları tarafları için çok keskin ve acıklı olacaktır. AKP zihniyeti, muhalifler üzerinden yaptığı hamlelerin ve attığı adımların sonuçlarına aziz vatandaşlarımızın muhatap kaldığını görmeli ve bölgesel tansiyonun düşürülmesi amacıyla lazım gelen girişimleri öncelikle diplomatik yollar aracılığıyla hayata geçirmelidir? dedi.

Bahçeli, şayet Suriye'nin kuzeyinde PKK-PYD varlığı kök salar ve burada tam olarak tutunursa, bundan öncelikle ?BOP'in arkasına düşerek milli gerçeklerden kopan AKP zihniyeti ve model ortağı ABD'nin sorumlu olacağını da ifade etti.

ŞEMDİN SAKIK'IN GİZLİ TANIKLIĞI

Ne var ki, ABD'nin Ankara Büyükelçisi tarafından, geçtiğimiz ay ?Kandil'le ilgili olarak AKP'ye Bin Ladin'in yakalanmasında icra edilen çoklu disiplin yöntemimin önerildiği ve buna da hükümetin ilgisiz kaldığı' açıklamasının yapıldığını belirten Bahçeli, ?Eğer bu doğru ise AKP, Kandil'e etkili bir operasyon yapmaktan imtina etmiş demektir. Yani Kandil'in ölüm saçması, milletimize namlu çevirmesi AKP'nin umurunda olmamıştır. Bu fitne dağındaki terörist unsurların etkisiz hale getirilmesi amacıyla ABD tarafından teklif edilen stratejinin neden ve niçin dikkate alınmadığı ve yalnızca iyi işlemeyen istihbarat paylaşımıyla yetinildiği kısa zaman içinde izah edilmelidir? dedi.

Başbakan Erdoğan'ın, insansız hava araçları talebinde bulunmak yerine Kandil'deki terörist imal merkezinin yok edilmesiyle ilgili öneriye hangi saiklerle mesafeli durduğunu belirtmek durumunda olduğunu kaydeden Bahçeli, şunları kaydetti:

?ABD'nin bu yaklaşımının nasıl bir zihin ve düşünce mirasıyla geri çevrildiği ve üzerine düşülmediği Türk milletinin merak ettiği en temel konulardan birisidir. 33 Mehmedimizin kanını elinde taşıyan Parmaksız Zeki kod isimli katilin tanıklığıyla terörle mücadele edenleri mimleyen ve suç atfeden bir zihniyetin, PKK'yla mücadelede geriye çark etmesi ve suya yazması elbette bir dereceye kadar normaldir. Normal olmayan husus ise bölücü tezlere itibar ederek, perdenin önünde mücadele varmış gibi gösterip, arkada müzakere ateşini körükleyen münafıklığa soyunmasıdır. Eğer burada başka bir niyet var ise, AKP hükümetinin bu yükün altından kalkamayacağı ve hesabını veremeyeceği gün gibi ortadadır.?

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YASASI

TBMM'nde oylanarak yasalaşan Büyükşehir Kanun Tasarısı'nın AK Parti'nin tüm foyasını bir kez daha gözler önüne serdiğini, tahammülsüzlüğünü ve edepten yoksun siyasi tavrını yeniden deşifre ettiğini savunan Bahçeli, şöyle devam etti:

?Büyükşehir Kanun Tasarısı'nın üniter devlet yapısını zedeleyeceği, idarenin birliğini sakatlayacağı ve merkezden yönetim modelini aşındıracağı bir vehmin ürünü olmayıp, milli ve ilkeli bir tespitin sonucudur. Büyükşehir belediye sınırlarının il sınırına çekilmesi, Başbakan Erdoğan'ın eyalet yönetimine geçiş konusunda arayıp da bulamayacağı bir mazeret teşkil edecektir. Belirtmek isterim ki büyükşehir belediyesinin yetkileri yeni haliyle tüm il düzeyine teşmil edilmektedir. Bu şu demektir: Büyükşehir belediye başkanları ilin tek hakim ve belirleyici gücü olmaktadır. Yönetimde iki başlılıktan sızlanan ve buna müsaade etmeyeceğini söyleyen Başbakan Erdoğan, ne kadar ciddi bir çelişkidir ki, çok başlılığı Türkiye'ye reva görmekten rahatsız olmamaktadır. Bu akılsız, duyarsız, sabit bakışlı siyaset algısı Türk idare sistemini mayınlamaktadır.?

?BÖLGESEL YÖNETİMLERİN ÇALAR SAATİ KURULUYOR?

AK Parti'nin bu yasa ile hesabı ve gayesinin değişik olduğunu belirten Bahçeli, ?AKP, varını yoğunu Türkiye Cumhuriyeti'ni federasyon mezarlığına defnetmek üzerine kurmuştur. Bölgesel yönetimlerin, şehir devletçiklerinin ayakları Başbakan'ın kör ve ucuz taktikleriyle inşa edilmektedir. Başbakan Erdoğan federasyon devlet mimarisini vicdan azabı çekmeden, yüzü kızarmadan ve hatta en ufak burukluk yaşamadan yürütmektedir. İşte AKP, bölgesel yönetimlerin çalar saatini bu şekilde kurmaktadır. Bu saat federasyon ile birlikte çalacak ve Türkiye bölücülerin, teröristlerin ve ayrılmamızı bekleyenlerin hüsran dolu sabahına uyanacaktır. Ancak Milliyetçi Hareket Partisi var oldukça ve Cenab-ı Allah yardım ettikçe yanlış hesap Türk milletinden dönecek ve AKP'nin başında paralanacaktır.?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber