Geçtiğimiz ay yayınladığımız haberde, Sağlık Bakanlığı merkez teşkilatında görev alan Genel Müdür ve Genel Müdür yardımcılarının, kadro maaşı düşük olduğu gerekçesiyle görevlerinden istifa ederek genel sekreterler ile sözleşme imzaladığı ve daha sonra yine Bakanlıktaki kadrolarına görevlendirildiklerine dikkat çekmiştik.Bu sayede, Bakanlık merkez teşkilatında çalışan tabip kökenli Genel Müdürlerin maaşı 6-7 bin aralığından 15 bin liraya yaklaşmıştı.
Türkiye'nin en önemli makamlarını iştigal eden bürokratların bu davranışının etik boyutu muhakkaki tartışılacaktır.
Ancak başvurulan bu uygulamanın yaratacağı önemli bir sıkıntısı daha bulunuyor. Sağlıkta hizmetlerinde her ne kadar çok büyük iyileşme yaşansa da, 10 yıldır bir sistem oturtulamadı. Sık sık sistem değişikliğine gidiliyor.
Çalışanların elde edilen döner sermayaden pay alması yönündeki uygulama da en çok eleştirilen uygulamaların başında geliyor. Bu sistemin, sağlık çalışanlarını gereksiz tetkik ve tedaviye yönlendirdiği belirtiliyor. İşte bu noktada, Bakanlıkta politika oluşturmakla görevli en üst düzey bürokratların, bu sistemden nemalanan bir özne durumunda olmaları oldukça sakıncalıdır. Zira; alacağı yüksek maaş, hastanedeki döner sermayeye bağlı olan bir bürokratın, orta vadede bu sistemin değiştirilmesi veya kaldırılması yönünde kamu yararını içerek bir karar alması mümkün değildir.
Bu hususu bir kez daha yetkililerin dikkatine sunuyoruz.