Savcı, anne karnındaki cinayeti unuttu

SEDA ÇAKMAK

Murat Serbest, kendisinden hamile olan sevgilisini vurdu. Sevgilisi kurtuldu ama bebeği öldü. Ağır müebbetle yargılanan sanığa iyi hal indirimi yapıldı ve cezası 12 yıla indi. Bebekten ise hiç söz edilmedi.

İstanbul Esenler'de yaşayan Meltem Yıldız, bir tekstik atölyesinde tanıştığı Murat Serbest ile arkadaş oldu. Eşinden boşanma aşamasında olan Meltem Yıldız ile Murat Serbest'in arkadaşlığı kısa süre sonra aşka dönüştü. İki genç evlenmeye karar verdi. Boşanmak için gün sayan Yıldız bu arada sevgilisinden hamile kaldı. Ailesi bebeği aldırması için baskı yapsa da başarılı olamadı. Murat Serbest ve Meltem Yıldız 25 Ocak 2012 sabahı Esenler'de buluştu.

Arka arkaya 4 el ateş etti

İddiaya göre Murat Serbest Meltem Yıldız'a birlikte ailelerinden kaçmayı teklif etti. Meltem bu teklifi kabul etmeyip otomobilden inmek istedi. Bu duruma öfkelenen genç, tabancasını çekti ve genç kadının üzerine 4 el ateş ettikten sonra çaktı. Hastaneye kaldırılan Meltem Yıldız'ın karnındaki 22 haftalık bebeğe isabet eden kurşun ölümüne neden oldu. Genç kadın ise aylarca süren tedavisinin ardından sağlığına kavuştu.

Bebek yok farzedildi

Sanık Serbest hakkında Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Ancak bu iddianamede bebek yok sayıldı ve ölümünden hiç söz edilmedi. Duruşmada söz alan sanık ise "Evlenmek istiyorum. Benim yerim cezaevi ve mahkeme salonu değil. Nikah salonu olmalıydı" dedi. Meltem Yıldız da sevgilisini, "Murat ayrılıp gittikten 10 dakika sonra beni vurdular. Ateş edeni görmedim" dedi. Bebeğin ölümünü dikkate almayan mahkeme, Murat Serbest'e bu ölümden ceza vermedi. Serbest'e sevgilisini kasten öldürmeye teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ancak bu ceza da uçun teşebbüs aşamasında kalması ve iyi hal nedeniyle 12 yıl 6 aya indirildi. Ne savcılık soruşturmasında ne de mahkeme kararında bebeğin ölümüne ilişkin bir ifadenin yer almamaması dikkat çekti.

Muğlak bir durum çok tartışmalı

STAR'ın görüş aldığı Avukat Yasemin Kutluğ, kararın tartışmalı olduğunu savundu. Kutluğ, "Cenin Medeni ve Ceza Hukuku'nda farklı şekillerde ele alınmıştır. Kişilik sağ ve tam doğmak kaydıyla anne rahmine düşüldüğü andan itibaren başlar. Medeni Hukuk cenini potansiyel hak süjesi görerek bir takım durumlarda (mirasçılık vs. gibi) özel düzenleme ile korumuştur. Fakat Ceza Hukuku'nda durum bu kadar net değildir. Ceza Kanunu'nda ceninle ilgili olarak sadece çocuk düşürme suç olarak düzenlenmiştir. Bunun ötesinde Ceza Kanunu'nda bizatihi cenine karşı müessir fiil ya da adam öldürme suçu tanımlanmış değildir. Kadına karşı işlenen müessir fiil ve öldürmelerde ceninin düşmesi ağırlaştırıcı neden olarak ele alınmıştır. Yasa koyucunun durumu muğlak bıraktığı görülmekle, kadına karşı gittikçe çoğalan ve hamilelik gibi birçok yönden ekstra dezavantajlı bir halde bile vukubulan şiddet olayları nedeniyle cenine karşı müessir fiil ve öldürmenin de ayrıca bir suç olarak tanımlanması gereği kamuoyunda ciddiyetle tartışılmalıdır" dedi.