Adalet Bakanı Cemil Çiçek, köklü değişiklikleri 1-2 yılda oturtmanın mümkün
olmadığını, toplumun biraz demokratik sabır göstermesi gerektiğini belirterek,
"Yargının bir kısım faaliyetleri eleştirilebilir, ama insaf ölçülerini
aşmadan bu tartışmaların yapılması gerekir" dedi.
Çiçek, "Türkiye'de İstinaf Mahkemelerinin (sulh ve asliye
mahkemeleri vb. ilk derece mahkemeler ile temyiz mahkemeleri arasında yer alan
ikinci derecede yüksek mahkeme) Kurulmasının Desteklenmesi Eşleştirme
Projesi" dolayısıyla Hakimevi'nde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada,
bugüne kadar katıldığı bütün uluslararası toplantıların ana gündemini, daha
iyi yönetim ve kamu hizmeti sunumunun nasıl yapılabileceğinin oluşturduğunu
belirtti.
Bu toplantılarda, her ülkenin kendi yargı sisteminden şikayetçi olduğunu, davaların
uzadığından ve iş yükünün her geçen gün arttığından bahsedildiğini belirten
Çiçek, "Halbuki biz, kendi içimizde bunları tartışırken, bu sıkıntıların
sadece bize mahsus olduğunu düşünüyoruz, diğer ülkelerde bu arayışlar yokmuş
gibi tartışıyoruz" diye konuştu.
Avrupa Konseyi ve AB toplantılarında en önemli arayışın bir kısım ihtilafları
yargı önüne getirmeden çözme yönünde olduğuna dikkati çeken Çiçek, alternatif
uyuşmazlık çözümlerinin bugün yargı hizmetiyle ilgili toplantıların ana gündem
maddesini oluşturduğunu da kaydetti.
Çiçek, "Bizim kendi ülkemiz açısından, eski modelle yeni sorunları çözme
imkanımızın olmadığını görmüş olmamız gerekir. Bunun için her alanda köklü değişiklikleri
yapmaya mecburuz" dedi.
İSTİNAF MAHKEMELERİ
Türkiye'nin AB ile müzakerelere başlayabilmesi için önüne konulan 6 yasadan birinin bölge adliye mahkemelerinin kurulmasına ilişkin yasa olduğunu belirten Çiçek, "Eğer AB'yi önemsiyorsak, bu bir devlet politikasıysa, devlet olarak bunun kademelerini gerçekleştirmeye mecburuz" diye konuştu. Çiçek, Türkiye'deki iki kademeli yargılamanın sıkıntı yarattığına, AİHM'de en çok aleyhinde dava açılan ülkenin Türkiye olduğuna işaret ederek, "Bölge adliye mahkemelerinin kurulmuş olması, çok değişik nedenlerden dolayı bir zaruret olarak önümüzde durmaktadır. Bunun yasası çıkmıştır, yapılması gereken iş, bunun en iyi şekilde işlemesini temin etmektir" dedi.
Köklü değişiklikleri 1-2 yılda oturtmanın mümkün olmadığını ifade eden Çiçek,
şunları söyledi: "Köklü değişimler için toplumumuzdan biraz demokratik
sabır bekliyoruz. Yaşadığımız sıkıntıların temelinde, bir gecede, bir haftada,
bu değişikliklerin hemen meyvelerini vermesini, aksaksız bir uygulamanın yapılmasını
bekliyoruz. Bunu hem iç kamuoyunda, hem de yabancı dostlarımızdan bekleyenler
var. Bir yasa çıkıyor, ertesi gün uygulama başladığında yargılama sürecinin
tamamlanmasını beklemeksizin, ilk karar alındığında hemen tepkiler başlıyor.
'Bu AB hedefiyle bağdaşıyor mu?', 'Bu, böyle mi olacaktı?'. Dünyanın her tarafından
taşların yerine oturması için makul bir sürenin geçmesi gerekiyor. Yargının
bir kısım faaliyetleri eleştirilebilir, ama burada insaf ölçülerini aşmadan,
kendi bağlamı içerisinde bu tartışmaların yapılması gerekir."
"GELİŞMİŞ ÜLKELERDEN ÖNDEYİZ"
Taşları yerli yerine oturmuş ülkelerde bile mahkeme sistemlerinden çıkarılan
yasalara kadar hemen her gün önemli değişiklikler olduğunu belirten Çiçek, şöyle
devam etti:
"Bize örnek olarak gösterilen gelişmiş ülkelerden birçok noktada önde olduğumuzu
bu vesileyle söyleyelim. Bizim Anayasamıza göre azami gözaltı süresi 4 gündür,
ama 28 güne çıkan ülkeler de vardır. Biz 28 güne çıkaralım arzusunda da
değiliz.
Dünyada öylesine gelişmeler var ki dün öngörmediğimiz suç tipleri çıkmıştır.
İnsan kaçakçılığı, terör örgütleri, herkesi mahkeme sistemlerini, uyguladıkları
yasaları ve infaz sistemlerini yeni baştan gözden geçirmek gibi bir zaruretle
karşı karşıya bırakmıştır. Biz de kendi sistemimizi gözden geçiriyoruz, daha
önümüzde yapacağımız çok sayıda iş var."
"TEŞEKKÜR EDİLMESİ GEREKİR"
Adalet Bakanı Çiçek, Türkiye'de en köklü değişikliklerin yapıldığı alanların
başında yargı sisteminin geldiğine dikkati çekerek, yargının Türkiye'de devlet
örgütü içerisinde hiçbir kurumun, organizasyonun yapmadığı kadar eğitim, seminer,
değerlendirme toplantılarına önem verdiğini kaydetti. Çiçek, "Bilgileri
eksik olanlar, sanki Türkiye'de hiçbir şey yapılmıyormuşçasına, mikrofonlar
uzatıldığında, 'yargı eğitilmeli, yargı şöyle olmalı, yargı böyle olmalı' diyor"
dedi.
Yargı mensuplarının bugünkü gibi çok sayıda eğitim toplantısına katıldıklarını
belirterek, insan ticareti, kara paranın aklanması, cezaevi yönetimi, çocuk
adaleti, ifade özgürlüğü, yargıya erişim, iltica ve bunun getirdiği sorunlar,
organize suçlarla mücadele, AB uyum yasaları, insan hakları, ceza hukuku alınandaki
değişiklikler konularında sayısız toplantı yapıldığını, bunlara toplam 24 bin
595 yargı personelinin katıldığını bildiren Çiçek, şöyle konuştu:
"Türkiye'de bu anlamda eğitime, bilgiye, değişime en çok çaba gösteren
yargı teşkilatıdır, yargı mensuplarıdır. Diğer kamu birimlerinde o işi yapacak
bir başkasını bulabilirsiniz. Aynı dairede aynı işi yapan birden fazla insan
vardır. Halbuki, yargı mesleğinde o dosyayı o hakim bilmektedir, o soruşturmayı
o savcı yürütmektedir. Hem o soruşturma yürüyecek, hem o duruşma yapılacak,
hem de bu kadar faaliyete katılacaksınız. Bu, insan üstü bir fedakarlıktır ve
bu fedakarlığı da bu yargı teşkilatı yapıyor. Bundan dolayı teşekkür edilmesi
gerekir. Bir açığı varsa, teşekkürle beraber onların ifade edilmesi gerekir.
Ben Adalet Bakanı olarak bu gerçeği söylemeye mecburum, gerçek budur. Eğer bu
değerlendirmeler eksik yapılırsa, dışarıda da eksik bilgilere dayalı yanlış
kanaatler oluşmakta, Türk yargısıyla ilgili olumsuz bir imajın oluşmasına biz
kendimiz sebebiyet vermekteyiz."