TBMM Başkanı Bülent Arınç, mal varlığı açıklanması konusunun, iddia edildiği
gibi siyasi bir konu değil, teknik bir konu olduğunu söyledi.
Arınç, KKTC eski Meclis Başkanı Ertuğrul Hasipoğlu ve beraberindeki heyeti
kabul etti.
Gazetecilerin "malvarlığı tartışmalarına" ilişkin sorularını cevaplandıran
Arınç, bu konudaki tartışmalara konumu itibariyle girmesinin mümkün olmadığını
ifade etti.
Arınç, malvarlığına ilişkin soruya, "Ne olur düşünmeyin böyle bir şey.
Daha olumlu, Türkiye için daha yararlı şeyler düşünün.
Türkiye'nin geleceği için neler yapılmalı? O konular üzerinde durun" diye
cevap verdi.
Avrupa ülkelerinin pek çoğunda mal bildirimi veya kişilerin sahip oldukları
menkul ve gayri menkulleri belli bir göreve geldiği zaman mal bildirimini yerine
getirmelerinde farklılıklar olduğunu kaydeden Arınç, Avrupa'daki 25 ülkenin
üçte birinde mal bildirimi zorunluluğu olmadığını, bazılarında ise dönem sonuna
kadar açıklanmaması kaydıyla gizli tutulduğunu, bazılarında da tamamen açık
olduğunu belirtti.
"Görülüyor ki bu konudaki düzenlemelerde bir yeknesaklık yok" diyen
Arınç, "Örnek alınabilecek bir tek uygulama şu anda mevcut değil.
Türkiye bu konuda geçmişte yasal bir düzenleme yapmış. Bu yasal düzenlemede
belli görevlere gelen kişilerin, ne kadar süre içerisinde mal bildiriminde bulunacakları
öngörülmüş" diye konuştu.
Konuyla ilgili farklı düşüncelerin olduğuna dikkati çeken Arınç, "Bir
kısmı 'mal beyanım bu' diyor ve açıklıyor, biz bu beyanı geçerli sayıyoruz.
Bir kısmı açıklamıyor 'sen açıkla' diyor. Öbürü açıklayamam, çünkü bu konuda
'yasal hüküm var' diyor. 'O yasa seninle mi ilgili, yoksa benimle mi ilgili?'
diyor" dedi.
TBMM Başkanı Arınç, şöyle konuştu:
"Bir tartışma var... Bu tartışmadan sağlıklı sonuca gidebilmek için Meclis
gerekirse bir yasal düzenleme yapabilir. Bu konuda partilerin bir çalışması
vardır. Geçmişte yapılan çalışmalarla bunların iyileştirilmesi suretiyle komisyonlarda,
enine boyuna tartışılır. Gerekirse mal beyanları tamamen açıklanacak duruma
gelir, şeffaf olabilir. Bir kısmı da 'hayır bu şekilde devam etmesi daha uygundur'
diyebilir.
Meclis, bu konudaki teknik bir düzenlemeyi gerek görürse yapabilir. Ama gerek olup olmadığına da şüphesiz Meclisimizin çoğunluğu karar verecektir. Bu konu iddia edildiği gibi siyasi bir konu değildir, bir teknik konudur. Bu teknik konu üzerinde Türkiye'nin bütün gündemlerini saf dışı bırakarak sadece bunun üzerinde yoğunlaşmanın çok hayırlı bir iş olmadığını söylüyorum."