CHP, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkında TBMM Başkanlığı'na gensoru önergesi
verdi.
Önergenin gerekçesinde, naylon fatura düzenlemesi ve hayali ihracattan dolayı yargılanan bir kişinin Maliye Bakanlığı yapmaması gerektiği ileri sürülerek, "Maliye
Bakanı, sadece AKP'nin ya da Türk siyasetinin üstünde bir yük olmaktan öte,
kamu malının ve devlet hazinesinin kendisine teslim edilemeyeceği bir kişi olarak
ortaya çıkmıştır" denildi.
Koç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan
hakkında verdikleri gensorunun gerekçesini okudu.
Gerekçede, 58 ve 59. hükümetler döneminde, Unakıtan hakkındaki yoğun ve ciddi
yolsuzluk iddialarının, ülke gündemini hep meşgul ettiği ifade edilerek, "Naylon
fatura düzenlemesi ve hayali ihracattan dolayı yargılanan bir kişi, Türkiye
Cumhuriyeti'nde Maliye Bakanlığı yapamaz, yapmamalıdır" görüşü savunuldu.
53 dönüm orman arazisini, adi senetle 2B arazisine çevirip uhdesinde tutan
ve geleceğe yatırım yapan bir Maliye Bakanı'na devletin milli emlakının teslim
edilemeyeceğinin iddia edildiği gerekçede, şunlar kaydedildi:
"23 Ocak 2006 tarihli Yeni Şafak Gazetesi'nde 'Unakıtan Bombası' başlığıyla
yayınlanan haberde, Maliye Bakanı kaynak gösterilerek, bazı soyut ve dayanaksız
bilgilerden söz edilmiş, orta kültür düzeyine sahip her okuyucunun algılayabileceği
şekilde, CHP'nin banka hesaplarında 150 trilyon, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın
banka hesabında da l trilyon seviyesinde para bulunduğu iftirası ortaya atılmıştır.
Gerçek dışı ve iftira niteliğinde olsa da Maliye Bakanı'nın bu iddiaları, Bankalar
Yasası gereğince suç oluşturmaktadır. Suç olmasına karşın bankalarda mevduatı
bulunanların durumuyla ilgili açıklama yapabilen bir Maliye Bakanı'nın, bankacılık
sistemi açısından da, bir Maliye Bakanı'nın taşıması gereken standartlar açısından
da olması gereken nitelikleri taşımadığı açıktır.
Bu Maliye Bakanı, sadece AKP'nin ya da Türk siyasetinin üstünde bir yük olmaktan
öte, kamu malının ve devlet hazinesinin kendisine teslim edilemeyeceği bir kişi
olarak ortaya çıkmıştır."
"KAMU GÜCÜNÜ VE YETKİSİNİ KÖTÜYE KULLANMIŞTIR"
TÜPRAŞ'ın yüzde 14.76 hissesinin satışı ve Galataport ihalelerinde gelinen
aşamada, Unakıtan'ın, doğrudan ya da dolaylı olarak suç ilişkileri içinde bulunduğunun,
haksız kazanç sağladığının, sahte belge düzenlediğinin, "içeriden öğrenenlerin
ticareti" yoluyla ihaleye fesat karıştırdığının anlaşıldığı savunulan gerekçede,
şu görüşlere yer verildi:
"Danıştay 6. Dairesi'nin 7 Aralık 2005 tarihli kararı ve bu kararın devamında,
sorumlu Bakan Abdüllatif Şener'in, ihale kararını onaylamadan ÖİB'e iade etmesi,
TÜPRAŞ'ın yüzde 14.76 hissesinin satışındaki 28 Şubat 2005 tarihli 3 adet suçüstü
belgesi, Danıştay 1.Dairesi'nin 6 Aralık 2005 tarihli kararı içeriğine göre,
TÜPRAŞ ihalesinde suç unsuru teşkil eden bulguların ortaya çıkması, Maliye Bakanı'nın
durumunun yeniden ele alınmasını zorunlu kılmaktadır.
Bunlarla birlikte Maliye Bakanı, basına, -CHP ve onun Genel Başkanı hakkında
gerçek dışı ve iftira niteliğinde olan-, Bankalar Yasası, Vergi Usul Kanunu
ve TCK'nın ilgili maddeleri açısından suç teşkil eden açıklamalarda bulunarak,
kamu gücü ve yetkisini, siyasal ve kişisel hesaplarla, sorumsuz bir şekilde
kötüye kullanmıştır.
Bu gerekçelerle, Unakıtan hakkında, Anayasa'nın 98 ve 99, İçtüzük'ün de 106.
maddeleri uyarınca gensoru açılmasını arz ve talep ederiz."
TRABZON'DA PAPAZIN ÖLDÜRÜLMESİ
Haluk Koç, bir gazetecinin, "Son günlerde yaşanan gerginliklerin tırmanması
ve Trabzon'da bir rahibin öldürülmesine ilişkin" değerlendirmesini sorması
üzerine, her inanç grubunun, kendine ait kutsal değerleri bulunduğunu söyledi.
İslamiyet'in, insana, doğruyu, güzeli ve iyiyi öğütlediğine işaret eden Koç,
Batı ülkelerinde ortaya çıkan saygısızlığı onaylamanın mümkün olmadığını kaydetti.
Koç, konunun basın özgürlüğüyle bağdaşmadığını da ifade ederek, şöyle konuştu:
"Son dönemlerde yaşanan, belki de en büyük küresel ayıptır, küresel bir
saygısızlıktır. Buna karşı oluşan tepkileri, çok ölçülü tutmak gerekli. Provokasyonlara
gelmeden, bundan medet umacak kişi, grup, küresel terör odaklarının ekmeğine
yağ sürmeden, dikkatli, vakur, dik bir çizgide geçmemiz gerekiyor.
Bu saygısızlığı yapanları lanetleyeceğiz, onaylamayacağız ama büyük fotoğrafta
nelerin planlandığının ayırımında olmamız gerekiyor.
Batı basınında yapılan saygısızlığı lanetliyorum. Ama bunun karşılığında çok
dikkatli olmamız gerekiyor."
ÇELİK'E "GEÇMİŞ OLSUN"...
Koç, AK Parti Grup Başkanvekili Faruk Çelik'e yapılan silahlı saldırıya ilişkin
bir soruyu yanıtlarken de Çelik'i arayarak "geçmiş olsun" dileklerini
ilettiğini kaydetti.
Siyasetin zor bir meslek olduğunu dile getiren Koç, "Her zaman haddini
bilmezlerin, belirli bir noktadan siyaseti çok basit değerlendirilenlerin, siyasetçiler
hedefi olabiliyorlar" dedi.