Diyarbakır'da 3 yıl üst üste girdiği ÖSS sınavını kazanamayan Mürsel Eren, ardından 1997 yılında girdiği sınavda Türkiye sıralamasında ilk 100 arasına girdi. Aldığı yüksek puana rağmen ‘Durumu şüpheli' görülerek ÖSYM tarafından hiç bir üniversiteye yerleştirilmeyen Eren bunun üzerine Avrupa insan Hakları Mahkemesi'nde başvurdu ve açtığı davayı kazandı. AİHM, davacının aldığı puanla istediği bölüme girebileceğini belirtti.
Mahkeme ayrıca ‘eğitim hakkı ihlali' nedeniyle Türkiye'nin Eren'e 5 bin euro
tazminat ödenmesini karara bağladı.
Diyarbakır'ın Kulp İlçesi nüfusuna kayıtlı 33 yaşındaki Mürsel Eren, 1993 yılında
Diyarbakır Atatürk Lisesi'nden mezun oldu.
3 yıl boyunca girdiği ÖSS sınavını kazanamayınca Ankara'daki akrabalarının yanına
yerleşerek bir yıl boyunca dersaneye giden Eren, 1997'de ÖSS'den aldığı yüksek
puanla ilk 100 arasına girip derece yaptı.
İstediği bölüme yerleştirilmesi gereken Eren, ÖSYM'nin ‘durumu şüpheli' görmesi
üzerine herhangi bir bölüme kaydedilmedi. ÖSYM Eren'e verdiği cevapta, 3 yıl
boyunca girdiği sınavlarda başarı sağlayamadığını, orta öğretim başarı puanının
düşük olduğunu, son başarısının, önceki yıllara ait puan durumuyla açıklama
olasılığının bulunmadığını, bu nedenle sınav sonucunun iptal edildiğini belirtti.
BİR ÜYE MUHALİF KALDI
Eren, aynı yıl yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açtı. Sınavın
iptalinin hukuki gerekçeye dayanmadığını, usulsüzlük yapıldığına dair bilgi,
belge bulunmamasına rağmen varsayımlarla hareket edilerek sınavının mantıken
izahı mümkün olmayan gerekçeyle iptal edildiğini belirtti. Ancak Danıştay 8'inci
Dairesi, oy çokluğuyla talebi reddetti.
Karar Danıştay Genel Kurulu'nca oy çokluğuyla onandı. Karara 1 üye muhalif
kaldı. Mürsel Eren'in sınavının, geçmiş yıllarda düşük puan aldığı gerekçesiyle
iptal edilemeyeceğini belirten Danıştay'ın muhalif üyesi şu görüşleri dile getirdi:
“Davalı idare, davacının ÖSYM sınavlarında kopya çektiğine veya sınav kağıdının
sonradan cevap anahtarına uygun olarak işaretlendiğine dair geçerli bir kanıt
ileri sürememektedir.
İlgilinin ÖSS sınavlarında çok düşük puan aldığını, orta öğretim süresince
başarılı bir öğrenci grafiği çizemediğini ileri sürerek ÖSS sınavında alınan
puanın gerçek olamayacağından sınavın geçersiz sayıldığını belirtmektedir. Davalı
idarenin, sınavın ve sınav sonrası işlemlerin sağlıklı yapılmasını aldığı önlemlerle
sağlaması, mevzuata aykırı bir işlem yapılmışsa bunu bütün kanıtlarıyla ortaya
koyarak sebep olanları cezalandırması kendi yetki ve sorumluluk alanı içindedir.
Kendi sorumluluğunda olan bir konuda somut ve geçerli bir kanıt ortaya koymadan
tamamen soyut iddialarla ve bir sistemin bozulacağı endişesiyle davacı hakkında
dava konusu işlem tesis etmesinin kabulü mümkün değildir. Temyiz işleminin kabulü
ve Danıştay 8'inci Dairesi'nin kararının bozulması oyuyla karara karşıyız.”
“DERSANEYE GİDEREK BAŞARILI OLDU”
Mürsel Eren, iç hukuk yolları tükendikten sonra avukatı Tahir Elçi aracılığıyla
3 yıl önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurdu. Elçi AİHM'e sunduğu dilekçesinde
Mürsel Eren'in, yüksek öğrenim programında okumaya hak kazandığı bir sınavın
hukuka aykırı biçimde iptal edildiğini, tamamen soyut ve önyargılarla hareket
edildiğini, iç hukukta başvurulmayan başka bir yol bulunmadığını ifade ederek
şunları belirtti:
“Başvurucu Türkiye'nin diğer bölgelerine nazaran sosyal ve ekonomik olarak geri
kalmış Güneydoğu Bölgesi'nde ilk, orta ve lise öğrenimini tamamlamıştır. Bu
bölgede eğitim kalitesi standartların altındadır. Bölgenin kırsal kesimindeki
okullar çoğu kez öğretmen olmaması nedeniyle kapalı bulunmakta, ya da dersler
boş geçmektedir. Müvekkil böyle bir ortamda eğitimini tamamladığı için ortaöğretim
puanı düşüktür. Ankara'da dersaneye giderek sıkı bir çalışma sonrası istediği
başarılı elde etmiş, ancak bu başarısı orta öğretim puanının düşük olması, 3
yıl ÖSS'yi kazanamaması gerekçesiyle ilgili kurum tarafından kabul görmemiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2'nci maddesinde korunan eğitim hakkı, keyfi
ve hukuka aykırı biçimde ihlal edilmiştir.”
HUKUK EĞİTİMİ GÖRMEK İSTİYOR
Avukat Elçi, AİHM'nin verdiği karar doğrultusunda, yeniden dava açıp yargılamanın
yenilenmesi talebinde bulunacaklarını belirtti. Elçi, “AİHM kararlarının uygulanması
zorunluluğu nedeniyle Mürsel Eren, aldığı puana göre birinci tercihi olan Türkiye'deki
herhangi bir üniversitede istediği bölüme yerleştirilecektir. Tazminat bizim
için önemli değil. Önemli olan eğitim hakının ihlali yönünde kararın verilmesiydi.
Bu da Türkiye'de bir ilk oldu” dedi.
Öte yandan halen Ankara'da yaşayan Mürsel Eren'in AİHM kararıyla üniversite
yolu açılmasına çok sevindiği, hukuk dalında eğitim görmek istediği belirtildi.
hürriyet