"TÜRKİYE'NİN HEKİM AÇIĞI OLMADIĞINI SÖYLEMEK, ABESLE İŞTİGALDİR"
Hükümetin, meslek örgütlerinin büyük tepkisini çeken "yabancı doktor istihdam
etmek" için yasal düzenleme hazırlığı yapmasına Sağlık-Sen'den destek geldi.
Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Aksu, hükümetin öncelikle Türkiye'deki tıp fakültelerinde okuyan yabancı uyruklu öğrencilerle yurt dışındaki tıp fakültelerinde okuyan Türk öğrencilerden istifade etmek için engelleri kaldırması gerektiğini bildirdi.
"18 BİN ÖĞRENCİYE BURS VERİYORUZ, NEDEN HİZMET ETMELERİNE ENGEL OLALIM?"
Türkiye'nin burs verdiği 18 yabancı uyruklu öğrenciden yararlanmasının hiç
bir sakıncası olmadığını savunan Aksu, "Bir yandan doktor sıkıntısı çekiyoruz
ama diğer yandan da onbinlerce gencimizin emeğini heba ediyoruz" dedi.
Aksu, yazılı açıklamasında, Türkiye'nin 2922 sayılı yasayla ikili anlaşmalar
doğrultusunda 109 ülkeden 18 bin 350 öğrenciye burs verdiğini hatırlatarak,
"Yaptığımız araştırmaya göre bu öğrencilerin yaklaşık 3 bini Türkiye'de
diş hekimliği ve tıp fakültelerinde yükseköğretim görmektedirler. Türkiye başarılı
bu öğrencilere düzenli olarak öğrenimleri boyunca burs vermektedir. 2004-2005
öğretim yılından itibaren de yabancı öğrenciler, yükseköğretim kurumlarına merkezi
sınavla değil, ilgili üniversitelerin kendilerinin açtığı sınavla kabul edilmektedirler.
Türkiye'de yükseköğrenim gören isteyen yabancı öğrencilerin büyük çoğunluğu
da kardeş cumhuriyetlerden gelmektedir. Türkiye Cumhuriyeti burslarıyla okuyan
bu başarılı öğrencilerin ülkemize hizmet etmelerinin yolu açılmalıdır"
dedi.
Türkiye'deki yükseköğretim kurumlarının kontenjan yetersizliği ve ideolojik
dayatmalarla yurt dışında öğrenim gören Türk öğrencilerinin denkliklerinin de
yine YÖK tarafından tanınmadığını ve bu insanların emeklerinin heba edildiğini
ifade eden Aksu, şunları kaydetti:
"Yurt dışında yaklaşık 15 bin gencimiz yükseköğretim görmektedir. Bunların da yaklaşık 2 bini diş hekimliği ve tıp fakültelerinde öğrenim hayatına devam etmektedir. Mezun olanlarla birlikte yaklaşık 10 bin gencimizin emekleri heba olmaktadır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de 53 bin doktor açığı bulunmaktadır. Bir yandan on binlerce donanımlı gencimizin emekleri heba ediliyor, bir yandan da; hekim bulunamadığı için ciddi risk altında bulunan bölgelerimiz bulunuyor. Hükümet, acil olarak Yükseköğretim Kanunu'nu yeniden düzenlemeli ve ideolojik dayatmalarla donanımlı gençlerimizin önünü tıkayan unsurları ortadan kaldırmalıdır.
Ayrıca verdiğimiz burslarla Türkiye'de yükseköğrenimini tamamlayan yabancı uyruklu öğrencilerin de durumu dikkate alınmalı ve 1928 yılında çıkarılan, '1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'la belirlenen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve Türkiye'deki bir fakülteden mezun olma şartının kaldırılması gerekir. Bütün göstergeler; Türkiye'nin AB ve OECD ülkeleri arasında kişi başına düşen hekim sayısında en alt sıralarda olduğunu göstermektedir. Bugün, Türkiye'de öğretim üyeleri de dahil 400 kadar ortodonti uzmanı bulunmaktadır. Yunanistan'da 31 bin, İtalya'da 68 bin, Polonya'da 50 bin Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde 37 bin kişiye bir ortodontist düşerken, Türkiye'de 295 bin kişiye bir ortodontist düşmektedir. Bu rakamlar doğrultusunda, Türkiye'de doktor açığı yoktur demek abesle iştigal etmek anlamı taşır ki, bu tarz açıklamalar ülkeye menfaat değil zarar verir. Ülke gerçekleri görmezden gelinerek yapılan açıklamalar büyük bir talihsizliktir."
15 YENİ ÜNİVERSİTENİN KURULMASI
Sağlık-Sen Başkanı Aksu, 15 yeni üniversitenin kurulmasına karşı çıkılmasının tek sebebinin de ideolojik kaygılar olduğunu öne sürdü. Türkiye'deki üniversitelerin kontenjanlarının yükseköğrenime olan talebi karşılayamadığını vurgulayan Aksu, tıp fakültelerinden her yıl mezun olan 3 bin hekim sayısının da Türkiye'deki doktor açığını kapatmadığını bildirdi. Bu durumun özellikle geri kalmış ve kırsal kesimlerdeki halkın doktor yüzü bile görmemesine neden olduğunu ve halk sağlığının ciddi risk altında kaldığını anlatan Aksu, "Gelişmiş ülkeler dünyanın değişik bölgelerinden gelen öğrencilere yükseköğrenim fırsatı sunarak, hem ekonomik gelir elde etmekte hem de ihtiyaç duyduğu kalifiye eleman ihtiyacını karşılamaktadır.
ABD sadece ülkesindeki üniversitelerde okuyan yabancı öğrencilerden yıllık
yaklaşık 13 milyar dolar, Avustralya ise 6 milyar dolar ekonomisine ek kaynak
sağlamaktadır. Kamuoyunda, 'İthal, doktor ve yardımcı sağlık personeli' yaygarası
ile bir bardak suda fırtınalar koparılmaktadır. Sağlık Bakanlığı ile AB arasında
gerçekleştirilen 13. tarama toplantısında özellikle yurt dışında eğitim alanlara
denklik kolaylığı getirilmesi dile getirilmiştir. Yine aynı toplantıda doktorluk
yapmak için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve Türkiye'deki tıp fakültelerinden
mezun olma şartlarının da kaldırılması istenmiştir. Sendika olarak yabancı doktorların
Türkiye'de özel sektörde görev yapmasına karşı değiliz. Ancak öncelikli olarak
kendi kaynaklarımızın doğru kullanılmasını sağlamalıyız. Gerek burs verdiğimiz
yurt dışından gelen öğrencilerin, gerekse de milyonlarca dolar harcayarak yurt
dışında okuyan öğrencilerimizin ülkemize hizmet etmelerinin önündeki engellerin
kaldırılması öncelikli meselemiz olmalıdır. Bu bağlamda bir ihtilal ürünü olan
2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 1928 yılında çıkarılan Tababet ve Şuabatı
Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair 1219 Sayılı Kanunlarında gerekli düzenlemelerin
yapılması gerekir."