Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sosyal güvenlik alanında yapılan düzenlemeye
karşı çıkanlar bulunduğunu ifade ederek, "Ana muhalefetinden tutun, bazı
bağlantılı ilgili ilgisiz kuruluşların sosyal kurumlarla ilgili olan Sosyal
Güvenlik Yasası'na olan karşı çıkışlarını anlamak mümkün değil" dedi.
Erdoğan, hayırsever işadamı Ali Rıza Mete tarafından Bakırköy'de yaptırılan
ve Kızılay'a bağışlanan "Niyazi Mete-Ali Rıza Mete Tıp Merkezi"nin
açılış törenine katıldı.
Başbakan Erdoğan, törende yaptığı konuşmada sağlık tesislerinin açılışında
bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu, amaçlarının insan hayatını korumak, insanın
mutluluğunu tesis etmek olduğunu söyledi.
Bu anlamda sağlık hizmetlerinin kalitesi ve yaygınlığının gerek Türkiye'de,
gerekse dünyada büyük önem arz ettiğini dile getiren Erdoğan, bunun değerinin
hiçbir şeyle mukayese edilemeyeceğini vurguladı.
Erdoğan, Kanuni Sultan Süleyman'ın "Halk içinde muteber bir nesne yok
devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" dizelerinin insan
hayatının ne denli önem taşıdığını güzel bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.
"Peki biz bunun farkında mıyız? Bunun farkında olmayan dünyadaki geri kalmış
ülkelerden bir tanesi bizdik" diyen Erdoğan, son yıllarda atılan adımlarla
Türkiye'nin de bu yarışa girdiğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, gerek devlet,
gerek özel sektör, gerek vakıflar, gerekse Kızılay ile el ele vermek suretiyle
bu adımları attıklarını ifade ederek, Türkiye'nin artık bir değişim sürecinin
içinde bulunduğunu vurguladı.
Çağdaş standartlarda sağlık hizmetlerine adım adım ulaşılabilirse bu ülkenin
yöneticisi ve siyasetçileri olarak bahtiyar olacaklarını ifade eden Erdoğan,
"Günümüz toplumlarında en kritik problem, devletin hiçbir vatandaşını dışarıda
bırakmayacak şekilde sosyal güvenlik şemsiyesi altına almasıdır. Biz bunu başarmak
yolunda önemli adımlar attık. Yıllar yılı ülkemizde bu konuşulmuştu ama hamdolsun
artık bu başarılmıştır" diye konuştu.
YEŞİL KART UYGULAMASI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali'nin törendeki
konuşmasında, kuruma ait tıp merkezlerinde Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı üyelerinin
hizmet alması konusunu gündeme getirdiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Bütün bunların bugüne kadar olmaması veya buna bazı engellerin çıkartılmasının
sebepleri var. Çünkü bu adımı attığınız anda acaba diğer bazı sağlık merkezleri,
tıp merkezleri onlar da Anayasa'daki eşitlik ilkesinden hareketle 'Peki bu hakları
bize niye vermiyorsunuz?' deme durumuna gelebilir. Birçok sıkıntılar yaşanıyor.
Biz 14 milyon yeşil kartla görevi devraldık. Bunun yaklaşık 4 milyonunun naylon olduğunu biliyorduk. Bunun bize ödettiği faturanın ne denli ağır olduğunu düşünün. Bunun içinde fakir fukara, garip gureba, tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Bunu çözmek için adımlar attık. Düşünebiliyor musunuz, ülkemizde yeşil kartlıya ilaç verilmiyordu. Sadece tedavi imkanı vardı. Biz ilaç yolunu açtık. İlaç vermeye başladık. Ondan sonra ne oldu biliyor musunuz? SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı mensubu 'yeşil kartlı katkı payı ödemiyor' diye onlar da yeşil kart kullanmak suretiyle ilaç almaya başladılar. Ödediği yüzde 20 katkı payıydı.
Bunun 2004'te bize getirdiği fatura 400 trilyon liraydı. Bunun üzerine şu kararı
almak zorunda kaldık. Yeşil kartlılar da ilaç alırken yüzde 20 katkı payını
ödeyecek. Şimdi o düştü, diğerlerine faydası yok." Erdoğan, bunun bir etik
meselesi olduğunu dile getirerek, "Bu çok önemli. Onun için eğitim, eğitim,
eğitim... Bunu başarmaya kararlıyız" dedi.
KARŞI ÇIKANLAR VAR
Tıp merkezleriyle ilgili çalışmalarının devam ettiğini, onun da bir çözümünü
bulduklarında yasal düzenlemeleri yaparak konuyla ilgili adımı atacaklarını
ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sosyal güvenlik alanında yaptığımız düzenlemeye ülkemizde karşı çıkanlar
var. Bunu görüyorsunuz. Ana muhalefetinden tutun, bazı bağlantılı, ilgili ilgisiz
kuruluşların sosyal kurumlarla ilgili olan Sosyal Güvenlik Yasası'na karşı çıkışlarını
anlamak mümkün değil. Yani 18 yaşına kadar Erdoğan'ın bu ülkede ücretsiz tedavi
edilmesinin yolunu açacaksınız, ona karşı çıkılacak. Neyi anlayacaksınız? Bunu
anlamak mümkün mü? Bizler hep şunları düşünmüyor muyduk? 'Eyvah çocuk hastanenin
kapısından geri çevrildi'. 'Hamile bayan hastanenin kapısından geri çevrildi'.
'Sosyal güvencesi yok diye geri itildi'. E kardeşim, işte onu getirdik. Bunu
düzenledik. Buna nasıl karşı çıkarsınız? Bundan istifade edenlerin sayısı şu
anda 18 yaş altı nüfus Türkiye'de 24 milyon civarında. Bunlar hesap mesap bilmiyor.
Bunlar bu işi araştırıp üzerinde çalışalım, ne var ne yok bunun üzerine gitmiyorlar.
Kuru sıkı atıyorlar. Peki kardeşim biz bu kararı alırken neye dayanarak aldık?
Bunun tek sebebi var. Eskiden bütün imkanlar hortumcuya gidiyordu. Şimdi artık
milletin kendine gidiyor. Olay bu. Bu böyle olacak."