RTÜK Başkanı'ndan seçim uyarıları

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, Radisson Blue Conference Airport Otel'de düzenlenen "Seçim Dönemi ve Medya" bilgilendirme toplantısında yaptığı açılış konuşmasında, yaklaşan seçimler öncesi yayıncı kuruluşların yetkililerine bilgi verdi.

Dursun, hemen hemen bütün seçim dönemlerinde YSK tarafından ilan edilen seçim dönemine ilişkin esas ve usullerin konuşulması bağlamında, ülkenin muhtelif yerlerinde toplantılar gerçekleştirdiklerini anlatarak, bundan önceki seçimlerde da benzer toplantıları sık sık yaptıklarını söyledi.

Dursun, RTÜK'ün web sitesinde 2014 seçimine yönelik alınan kararların bulunduğuna vurgu yaparak, seçim dönemiyle ilgili yayın kuruluşları açısından en önemli hususun, hiç kuşkusuz siyasal reklamlar meselesi olduğunu dile getirdi.

Dursun, siyasal reklamların 6112 sayılı yasayla Türk medya sektörüne getirilmiş bir yenilik olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Daha önce siyasal reklamları yasaklayan herhangi bir hüküm olmamakla birlikte, serbest bırakan bir hüküm de olmadığından dolayı, yasalarda Yüksek Seçim Kurulu seçim döneminde siyasal reklamın yapılamayacağına hükmediyordu. Oysa ki biz 6112 sayılı yasada bu durumu dikkate alarak, siyasal reklamların yapılabileceğine ilişkin bir imkan getirdik. YSK da buradan hareketle siyasal reklamları serbest bıraktı. Yasa koyucu serbest bırakmıştı çünkü. Fakat bu siyasal reklamların seçim döneminde nasıl yapılacağına ilişkin, siyasal reklam yapılırken nelere uyulması gerektiğine ilişkin bir dizi düzenlemeler yaptık."

Dursun, siyasal reklamlarla ilgili 592 sayılı kararda düzenlenmiş olan hükümlerin medya mensupları tarafından dikkate alınmasının önemli olduğunu düşündüğünü söyledi.

En çok merak edilen konu

RTÜK Başkanı Dursun kendi tahminine göre, en çok merak edilen konunun "siyasal reklam ve propagandaların, Türkçe dışında yerel dille yapılıp yapılamayacağı meselesi" olduğuna dikkati çekti.

YSK'nın, Türkçe'nin esas olduğunu ifade ettiğini belirten Dursun, "Fakat 'Türkçe dışında yapılamaz' şeklinde bir düzenlemesi de söz konusu değil. Buna ilişkin hukukçu arkadaşlarımız sorular olursa değerlendirmeler yapacaklardır. O nedenle şimdilik bu konu üzerine ben fazla bir şey söylemek istemiyorum" diye konuştu.

Dursun, YSK'nın siyasal partiler ve adaylar arasında yayıncı kuruluşların fırsat eşitliği yaratma noktasında belli bir hassasiyet gösterdiğine değinerek, medya temsilcilerinin bu konuda da duyarlı olmasının önemine dikkati çekti.

"CUMHURİYET BAŞSAVCISININ UYARISI ÜZERİNE BİR ŞEY YAPILMADI"

RTÜK Başkanı Dursun, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı'nın yazısı"yla ilgili açıklama yaptı.

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, Radisson Blue Conference Airport Otel'de düzenlenen "Seçim Dönemi ve Medya" konulu toplantı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı'nın bir yazısı kuruma ulaşmış ve o yazı üzerine tepkiler de doğdu. Kurumun içinden RTÜK üyeleri arasından da 'Biz başsavcı yazısına göre hareket etmeyiz' denildi. O süreci bize açar mısınız?" sorusu üzerine Dursun, Cumhuriyet Başsavcısının yazısının basına yansıdığını belirterek şunları kaydetti:

"Cumhuriyet Başsavcısının yazısı, soruşturmaların gizliliğine dikkati çeken bir yazıydı. Soruşturmaların gizliliğinin medya tarafından ihlal edilmemesi gerektiğini, ihlal edilmesi durumunda bunun yasal suç oluşturacağını, o çerçevede dikkati çeken bir yazıydı. Biz de o yazıya istinaden medya mensuplarına, yayın kuruluşlarına, 'Sayın Başsavcı'nın böyle bir uyarısı, yazısı var, dikkatli olun' anlamında o yazıyı yayınlamıştık. Bizim 3 üyemiz, Cumhuriyet Başsavcısının bize herhangi bir direktif verme yetkisi olmadığını, RTÜK'ün bağımsız, otonom bir kurum olduğunu, çalışmalarını kendi iradesiyle yerine getireceğini ifade eden bir açıklama yapmışlardı. Doğrudur, fakat Sayın Cumhuriyet Başsavcısının yazısını ben bir direktif olarak anlamamıştım doğrusu."

RTÜK Başkanı Dursun, gazetecinin, "Bu, yaygın bir uygulama mıdır?" sorusu üzerine ise şöyle konuştu:

"Hayır değildir ama bildiğiniz gibi söz konusu soruşturma ile ilgili haberler medyanın birincil gündeminde yer almıştı. O sebeple soruşturmanın gizliliği ilkesi ihlal ediliyormuş gibi bir intiba doğmuştu. Sanıyorum burada bu konuya bir dikkat çekmek istendi. O sebeple böyle bir yazı olmasaydı bile bizim 6112 sayılı yasanın 8. maddesinde yayın kuruluşlarının yayınlarında dikkat etmeleri gereken esaslar belirlenmiş bulunuyor. O esaslar arasında, suçlu olduğu mahkeme kararlarıyla kanıtlanmadıkça birisinin suçlu ilan edilmesi yine yasak zaten. Ayrıca hukukun üstünlüğüne uygun hareket etmek bizim ilkelerimizden biridir. Sayın Cumhuriyet Başsavcısının böyle bir uyarısı olmasa bile biz orada suçlu ilan etme veya soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilmesi anlamına gelecek bir yayını tespit etmemiz durumunda onu yine üst kurulda değerlendirmemiz söz konusuydu. O sebeple Sayın Cumhuriyet Başsavcısının o uyarısı üzerine herhangi bir şey yapılmış değildir."

Dursun, "Daha önceki büyük davalar, kamuoyunun gündemini yakından ilgilendiren Balyoz, Ergenekon, Oda TV, KCK gibi davalarda benzer savcı uyarıları geldi mi?" şeklindeki soruya da "Hayır, savcı uyarıları gelmedi ama biz de o davalarla ilgili suçlu ilan etme veya soruşturmanın gizliliğini ihlal etme anlamında yapılan yayınlar olmuşsa o yayınlarla ilgili de müeyyide uygulamış bulunuyoruz. Şu anda sayısal olarak önümde bir döküm yok ama o çerçevede de pek çok yayın kuruluşunun müeyyideye uğradığını söyleyebilirim" yanıtını verdi.