Malumunuz olduğu üzere bugün itibariyle mayıs ayını geride
bırakıyoruz ve emlak vergilerini henüz yatırmamış olanların, vergilerinin en
azından ilk taksitini mayıs ayının bu son günü itibariyle ödemeleri gerekiyor.
Verginizi; ister belediyelere ait tahsilat daireleri vasıtasıyla, ister posta
çeki yoluyla ya da her ne şekilde öderseniz ödeyin, ödemelerinize ait
makbuzlarınıza bir alacak senedi kadar önem vermeli ve bunları çok çok iyi
muhafaza etmelisiniz. Neden mi? Çünkü, çok uzun yıllar sonra bile size bu
vergiyi ödeyip ödemediğinizi sorabilirler.
Olayın çarpıcı boyutu, Emlak Vergisi Kanunu'nda yer alan bir düzenlemede
yatıyor. Zira, bu kanunda öyle bir düzenleme yer alıyor ki, bu düzenleme
uyarınca, yalnızca geçen yılın ya da önceki yılın değil, bundan on yıl, hatta on
beş yıl öncesine ait dönemler için dahi İdare'nin bu soruyu size sorabilme hakkı
bulunuyor. Dilerseniz konuyu biraz detaylandıralım.
Zamanaşımı yok
Emlak vergisinin mükellefi yani bu vergiyi ödeyecek olanlar;
bina, arsa ya da arazinin malikleri, bir intifa hakkı bulunuyor ise söz konusu
bina, arsa veya arazinin intifa hakkı sahipleridir. Şayet her ikisi de yok ise,
bina ya da araziye malik gibi tasarruf edenler bu verginin mükellefi olurlar.
Bir binaya paylı mülkiyet halinde malik olanlar, payları belirli olduğundan
verginin ödenmesinden hisseleri oranında sorumlu bulunurlar. İştirak halinde
mülkiyette ise hisseler belirli olmadığından, malikler verginin ödenmesinden
müteselsilen sorumludurlar. Dolayısıyla, ister karada isterse su üzerinde olsun
sabit inşaat kapsamına giren tüm binalar ile arsa ve arazi nedeniyle doğmakta
olan emlak vergisini yukarıda belirttiğimiz mükellefler, bu vergi bakımından
bağlı bulundukları belediyeye öderler.
Gelelim, Emlak Vergisi Kanunu'nda bu mükellefler ve bu vergi için öngörülmüş
zamanaşımı düzenlemesine. Emlak Vergisi Kanunu'nun 40. maddesine göre; beyan
dışı kalan bina ve arazinin vergi ve cezalarında zamanaşımı, bu bina ve arazinin
beyan dışı bırakıldığının idarece öğrenildiği tarihi takip eden yılın başından
itibaren başlıyor. Bunun anlamı ise zamanaşımı süresinin pratikte hiçbir zaman
işlemeyecek olmasıdır. Çünkü uygulamada, bina ya da arazi nedeniyle ödenmesi
gereken emlak vergisinin beyan dışı kaldığının İdare tarafından öğrenildiği
tarihin tespit edilmesi ve bunun da ispatı, takdir edersiniz ki, kolay değildir.
Bu durumda, yukarıda belirttiğimiz şekilde emlak vergisinin mükellefi konumunda
bulunanların, ödedikleri emlak vergilerine ilişkin tahsilat makbuzlarını ya da
varsa posta çeklerini ölesiye saklamaları ve bir gün bu vergi nasıl olsa
zamanaşımına uğrar diye vergiyi ödememe yoluna gitmekten kaçınmaları
gerekecektir.
Evladiyelik vergi
Hatta daha da ileri giderek, “emlak vergisi ödeme
belgelerinizi evlatlarınıza da bırakmanızı tavsiye ederim”, diyorum. Zira, ola
ki bir gün size ya da siz öldükten sonra eşinize veya çocuklarınıza “şu dönem
emlak vergisi borcunuzu ödeyin ” şeklinde ilgili Belediye'den bir uyarı
gelebilir.
Uzun lafın kısası, emlak vergisi açısından yükümlülüğünüz yalnızca vergiyi
ödemekle sınırlı kalmıyor, bu vergiyi ödediğinizi ispatla da mükellefsiniz ve bu
mükellefiyetin süresi de yok, yani bir ömür boyu belge saklayacak ve ola ki
istenirse ibraz edeceksiniz.
Tabi tüm bunları yapabilmeniz için müthiş bir arşiv alışkanlığınızın olması
gerekiyor. Sanırım, arşiv alışkanlığı, belge saklama, dosyalama konularında eski
kuşaklar daha bir iyiler, bizlerden daha bir farklılar. Örneğin rahmetli babam.
Gerçekten de, rahmetli babamın, bugün hala bir anı olarak sakladığım, ama O'nun
hayattayken büyük bir özenle ve belki de askerlik mesleğinin vermiş olduğu
disiplinle muhafaza ettiği, her birinin de ayrı bir işlevi bulunan dosyaları
vardı. Bir dosyada apartman aidat makbuzları, birinde banka dekontları, bir
diğerinde elektrik-su faturaları ve ödeme makbuzları. Hatta ve hatta ilkokul,
ortaokul, lise karnelerimiz, aldığımız takdirnameler de ayrı bir dosyada
saklanırdı. Ve bu müthiş arşiv ve takdire şayan düzenlilik, çeşitli zamanlarda
içerik itibariyle bizleri rahatsız edebilecek bir çok konunun, ispat edilmek
suretiyle ve kısa sürede kapanmasında önemli roller oynamıştır. Kendisini bu
vesileyle bir kez daha saygıyla, rahmetle ve minnetle anmak istiyorum.
Burada, arşiv konusunun emlak vergisi ile ilgili boyutuna değinmiş bulunduk. Bu
konu, ticari hayat içerisinde de önemli bir role sahip bulunuyor. Düzenli bir
arşivi bulunmayan şirketler, kapılarının postacı tarafından ikinci kez
çalınabileceği gerçeğini unutmamalıdırlar. Hatta öyle ki, postacının çaldığı
zilin sesinin tarafınızca duyulmaması bile içinden çıkılmaz ve mantığınızın
alamayacağı ancak yasal olan bazı sonuçları beraberinde getirebilmektedir.
Dilerseniz konunun bu boyutlarına da ilerleyen haftalarda değinelim.
serbülent bayram/referans