TBMM hafta sonu da çalışacak

TBMM Genel Kurulu'nun haftalık çalışma programı belli oldu

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 03 Haziran 2014 19:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
TBMM hafta sonu da çalışacak

TBMM Genel Kurulu, yeni yargı paketini yasalaştırmak için hafta sonuna da çalışma kararı aldı.

AK Parti'nin, bu haftaki çalışma programını belirleyen grup önerisi, Genel Kurul'da kabul edildi.

Buna göre, Genel Kurul'da bugün Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı görüşülecek.

Adalet Komisyonu'nun geçen perşembe günü kabul ettiği çocuklara ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçların cezasını artıran ve bölge istinaf mahkemeleri kurulmasını öngören yeni Yargı Paketi de Genel Kurul gündeminin ön sıralarına alındı.

Genel Kurul, Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nı yasalaştırmak için cuma, cumartesi ve pazar günleri toplanacak. Tasarı, temel kanun olarak 4 bölüm halinde görüşülecek.

Genel Kurul, çalışmalarını günlük programlarının bitimine kadar sürdürecek.

CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, geçtiğimiz günlerde Soma'da maden faciası yaşandığını anımsatarak, olayın sıcaklığıyla daha önce verdiği taşeron sistemin kaldırılmasını öngören kanun teklifinin gündeme alınmasının AK Parti'nin de oylarıyla kabul edildiğini anımsattı.

Daha sonra teklifinin gündemin ön sırasına alınmasının da Genel Kurul'da kabul edildiğini anlatan Akar, iktidar sıralarına, "Taşeron sistemi, köleliği, emek hırsızlığını kaldıracaksınız diye düşündüm ama Meclis'i çalıştırmadınız. Ya insanları aldatmayın ya da 'taşeron işçiliğe karşıyız' demeyin. Benim kanun teklifimi önemsemiyorsunuz" diye seslendi.

- Basın özgürlüğünün sorunları

Bu arada CHP de basın özgürlüğünün önündeki sorunların araştırılması ve kaldırılması için verdiği araştırma önergesinin bugün görüşülmesine ilişkin grup önerisi getirdi.

CHP İstanbul Milletvekili Sedef Küçük, bir ülkedeki demokrasinin kalitesini ölçmek için ifade özgürlüğünü kriter almak, basının özgür olup olmadığına bakmak gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin basın özgürlüğünde üçüncü dünya ülkesi olduğunu öne süren Küçük, "Basın demokrasinin bekçiliğini yapamıyor ya da yaptırılmıyorsa o ülkede demokrasi işlemiyordur. Türkiye için durum budur" dedi.

Türkiye'de bu dönemin basın özgürlüğü başta olmak üzere bütün özgürlükler için karanlık dönem olduğunu savunan Küçük, "Bu da bitecektir. Herkesi her zaman aldatamazsınız" diye konuştu.

HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan da Cumhuriyet döneminde hiçbir zaman özgür basın faaliyeti olmadığını ifade ederek, "her kesimden basın mensubunun devletin tokadını yediğini" söyledi.

Türkiye'de birinin "ak" dediğine diğeri "kara" diyen, birinin göklere çıkardığını diğerinin yerin dibine soktuğu medya bulunduğunu ifade eden Tan, "Evrensel basın ilkelerine göre bu kadar çelişkinin, bu kadar kamplaşmanın olması mümkün değil. Önce olanı biteni doğru bir şekilde ortaya koyarsınız, yorum serbesttir" dedi.

MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan ise basının en önemli işlevinin doğru ve tarafsız haber sunmak olduğunu belirterek, "Türkiye'de basın kuruluşları haber veremiyor, iktidarın şakşakçılığını yapıyor" diye konuştu.

Basının üzerinde Cumhuriyet tarihinde görülmemiş baskı olduğunu öne süren Türkkan, "Ben diktatöryal rejimden kaçmış bir ailenin çocuğuyum. Bana çocukken anlatılanları 55 yaşımdan sonra tekrar dinlemeye başladım. Çocukken, totaliter rejimlerde, eski Yugoslavya'da neler yapılıyorsa şu anda burada onu yapıyorsunuz" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gazete sahiplerini arayarak azarladığını ve talimatlar verdiğini ifade eden Türkkan'ın, "Bu Başbakan ilanihaye bu ülkeyi yönetmeyecek. Ömrü de sonsuz değil. Bir gün bu ülke sizi bu dalkavukluğunuzla anacak, bu şahsiyetsizliğinizle anacak, bu omurgasızlığınızla anacak" sözlerine AK Parti'li milletvekilleri tepki gösterdi.

AK Parti İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca ise Türkkan'ı hayretle dinlediğini belirterek, "Medya patronlarından bahsederken unutmuş olmalı pijamayla, eli cebinde karşılanan başbakanları" dedi.

Basının, demokrasinin güvencesi olduğunun altını çizen Kaynarca, "O yüzden özgür olmalı, o yüzden tarafsızlığını koruyabilmeli, o yüzden güven vermeli" diye konuştu.

Diğer ülkelerde Türkiye'deki basın özgürlüğüyle ilgili çok farklı fotoğraflar çizildiğini dile getiren Kaynarca, TRT'nin Hamburg olaylarını gösterdiği için Alman kablolu yayınından çıkarıldığını, Gezi olayları sırasında ise yabancı kanalların 8 saat aralıksız yayın yaptığını vurguladı.

CHP'nin grup önerisi reddedildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber