Milli Eğitim Bakanlığı'nın önerdiği '100 Temel Eser'de hatalı
birçok yön var. 30 kitabın çevirmen adları verilmeden açıklanmış olması, Türkçe
değeri olmayan yayınların yaygınlaşmasına neden olmuştur. 'Deyimler' ve 'Türk
Bilmecelerinden Seçmeler' gibi yayımlanmamış, ancak tema başlıkları belirtilen
kitapların önerilmiş olması da bu çalışmanın niteliği dışladığının göstergesidir
Bilinen bir kuraldır; amaç yöntemi belirler. Yönteminiz yoksa yaptığınız iş
iğneyle kuyu kazmaya benzer. Oysa, suya ulaşmanız, gerekli bilgi ve aletlere
bağlıdır. Amacınıza uygun yöntemi belirlemeden işe başlarsanız elde ettiğiniz
sonuçla ortak iyiye ulaşacağınız yerde çözümsüzlük üretmiş olursunuz. Ortak
iyiye ulaşmaya ise yalnızca tanımı yapılmış amaç ve yol haritası da yetmez;
zekice bir buluş da gereklidir size. Bu da yetmez, birlikte iş yapma kültürüne
de hazır olmalısınız. Aksi halde alanınız ne olursa olsun toplum mühendisliğine
soyunmuş olursunuz ve öngördüğünüz amaç size bile yabancılaşır. Hele çocuğun
gelişme hakkıyla ilgili bir amacı toplumun önüne çıkarmaya yönelecekseniz, işin
esasını iyi çalışmanız gerekir. Yola çıkmadan önce iyi düşünülmüş amaç, doğru
yöntem, doğru bilgi ve doğru ana sorularınızın cevabını bulmuş olmak da yetmez.
Sonuç ortaya çıktığında, 'Kral çıplak! diye bağıran çocuğun, sizi gerçekle
yüzleşmeye çağıran sesini dinleme olgunluğu da göstermelisiniz.
Türkiye'de çocuklara ve gençlere temel eserlerin-klasiklerin okutulması çok sık gündeme gelmiş konulardan biridir. 2004 yılında, önce ortaöğretim, ardından da ilköğretim öğrencilerine önerilecek kitaplar konusu gündeme getirilmişti. Milli Eğitim Bakanlığı, amacı, 'öğrencilere ve topluma okuma alışkanlığı ve zevki' kazandırmak, kendi diline, edebiyatına, kültürüne, birikimine ve kimliğine yönelmek olan bu girişimi başlatmış oldu. Konu, daha çok, kitap listeleri üzerinden tartışıldı ve eleştirildi ise de bakanlık, ortaöğretim için amacını ve yöntemini belirlemeden '100 Temel Eser' listesini açıkladı.
35 kişiden oluşan komisyonun ilk ve tek toplantısına da
çoğunluk sağlanamadığı ve müzakere sonunda ikinci toplantıya karar verildiği
halde, toplantı yapılmadan, birkaç öneri taslağı dikkate alınarak Bakanlık
yetkilileri listeyi oluşturmuş oldu. Özellikle yerli eserlerin tercihinde, eser
değil yazar merkezli değerlendirme yapılarak 'dengeci tutum' benimsendiği için
'temel eser' niteliği taşımayan dönem yazarlarının eserleri de listeye dahil
edildi. Dünya edebiyatından seçilen kitaplarda ise en iyi çeviri ve çevirmen
adına yer verilmediği için, bu kitaplar da ticari enstrümana dönüşmekte
gecikmedi. Komisyonun ilk ve tek toplantısında, Selim İleri'nin 'Yaşayan
yazarların eserleri listeye alınmasın' önerisi Bakanlık yetkililerin can simidi
oldu ve benimsendi. Bilindiği gibi Ekim 2004'te, okuma programı olmadan ve
kitaplar uygulama programıyla ilişkilendirilmeden ortaöğretim listesi
açıklanınca, tartışmaların ve eleştirilerin ardı arkası kesilmedi. Yukarıda
sözünü ettiğim toplantıda, ilköğretim öğrencilerinin bu listenin dışında
tutulması önerim kabul görmüştü. Bunun üzerine bakanlık, yeni bir çalışma
başlatılması kararı aldı ve başkanı olduğum MEB Çocuk Yayınları Danışma ve Yayın
Kurulu'na verdi. İlgili ihtisas kurulu, üç aşamalı çalışma sonunda öneri
listesini hazırladı:
130 mektup gönderildi
1- Çocuk ve gençlik kitabı yazarı, eleştirmen, editör, yayıncı, akademisyen, kütüphaneci, okul aile birlikleri, öğretmen, pedagog, çocuk gelişimcisi ve uzman sivil toplum kuruluşlarının görüş ve önerilerini almak üzere Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik'in imzasıyla 130 mektup gönderildi. Kurulumuzun önerisi doğrultusunda hazırlanan bu mektupta, hazırlanması öngörülen 'Çocuk Edebiyatı Öneri Listesi'nin amacı şöyle yer aldı: 'Seçilecek kitaplar 'okuma programı' uygulamasına temel teşkil edeceği gibi, Türkçe ders kitaplarına alınacak metinler için de kaynaklık yapacaktır. Aynı zamanda, içinde kaynak okuma kitaplarının da bulunacağı seçkin eserlerden oluşan bir 'Çocuk Edebiyatı Kütüphanesi'nin kuruluşunu da sağlayacaktır. '(8 Nisan 2004).
2- Bakanlık Müsteşarı Prof. Dr. Necat Birinci'nin imzasıyla gönderilen mektupla (Haziran 2004) ilköğretim öğrencilerinin okuduğu kitapların hangi tür kitaplar olduğunun belirlenmesi istendi. Türkçe zümre başkanlarından alınan görüş ve öneriler doğrultusunda Bakanlıkça hazırlanan 'Esere Göre Öneri Listesi' ve 'Yazara Göre Öneri Listesi' Ekim 2004'te Kurulumuzun incelemesine sunuldu.
3- Çocuk Yayınları Danışma ve Yayın Kurulu, 21 Mayıs 2004
tarihinde kabul ettiği 'Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Yayın Programı' amaçları
çerçevesinde görüş ve önerileri değerlendirerek, okuma programına alınacak
kitapları dil, içerik, edebiyat, sanat ve estetik değer temel ölçütüne ve
'çocuğa göre'lik ilkesine göre belirlemeye karar verdi. Mayıs 2004'ten 28 Aralık
2004 tarihleri arasında sürdürülen yoğun çalışmalar sonunda, 4 bin 700 yerli
eser arasından 58'i yaşayan yazarlara ait 94'ü yerli, dünya edebiyatından ise en
iyi çeviriyi seçmeye özen göstermek ve çevirmen adlarını belirterek 29 çocuk
klasiği olmak üzere 123 kitap belirlendi. Okulöncesi ile ilköğretimin birinci ve
ikinci sınıfları dışındaki kitapların yaş gruplarının belirlenmesi çocuk
gelişimcileri ve okuma programını hazırlayacak uzmanlarla birlikte yapılması ise
kurulun ortak kararı olmuştur. Bu çalışmaların sonunda düzenlenen tutanakta şu
görüşe yer verilmiştir: 'Öğrencinin anlama ve anlatım becerilerini geliştirmek,
okuma sevgisi ve alışkanlığını kazandırmak amacıyla Türk ve dünya edebiyatının
dil, içerik, edebiyat, sanat ve estetik değeri yüksek seçkin örnekleri arasından
yedi ana başlık altında (ilk kitaplar, masal, şiir, hikâye, roman, diğer edebi
türler ve dünya edebiyatı) İlköğretime Yönelik Okuma Programı İçin Kitap Öneri
Listesi hazırlanarak, oy çokluğu ile 28.12.2004 tarihinde kabul edilmişti.'
Yazar merkezli yaklaşım yanlış
Kuşkusuz bu öneri listesi de 'en iyi' kitaplardan oluştuğu iddiasında değildir. Elbette herkesin listesi farklı olduğu gibi kurulların listeleri de belirledikleri amaç ve temel ölçütle sınırlı olarak değerlendirilirler. Yazar değil eser merkezli yaklaşıma özen gösterilmesine rağmen, kurulumuzun listesinde yaşayan yazarlara yer verilmesi nedeniyle ortaya çıkan görüş ayrılığı giderilememiştir. Bunun üzerine, bakanlık müsteşarının başkanlığında kurulan yeni bir komisyonun düzenlediği 'İlköğretim Öğrencileri İçin 100 Temel Eser' listesi 15 Temmuz 2005'te Bakan tarafından açıklandı. Bu listede kurulumuzun listesinden 18 vefat etmiş yazarın isminin ve 22 çocuk klasiğinin yer almasına rağmen her iki liste amaç, yöntem ve içerik bakımından mahiyet farkı olan listelerdir. Sınırlı amacı 'okuma alışkanlığı' ve 'çocuklarımızın anadillerini zenginleştirmelerine katkı sağlanması' olan bu listenin hazırlanmasında temel ölçüt olmadığı gibi, listenin hangi yaş grubu çocuklar için olduğu ve kitapların hangi temel kültürü kazandıracağını düzenleyen okuma programı hazırlanmamıştır.
Bakanlığın tutumunu ve listenin çelişki sarmallarını özetle
şöyle sıralayabiliriz:
1- 'İlköğretim Öğrencileri İçin 100 Temel Eser'in ilk 63'ü, -aralarında çocuk
özne için yazılmış birkaç seçkin çocuk kitabı olmasına rağmen- çocuk ve gençlik
edebiyatı öneri listesi değil, 'Ortaöğretim Öğrencileri İçin 100 Temel Eser'i
belirleme anlayışına uygun, ancak, çoğunluğu 'temel eser'/klasik özelliği
taşımayan kitaplardır.
2- Türkçe öğretimi ve okuma programı ilişkisini ortaya koyan uygulama programı
olmadan kitap listesi açıklanması, eğitimin pedagojik yaklaşım ilkesiyle
çelişmektedir.
3- Kitapların niçin, hangi amaç doğrultusunda ve hangi temel ölçüte göre
seçildiği ve nasıl okunacağını belirleyen bir yöntem yoktur.
4- Açıklanan yerli çocuk kitaplarının büyük çoğunluğu konu, içerik ve anlatım
olarak yetişkin bakışına göre yazılmış kitaplardır (Ömer'in Çocukluğu, Vatan
Yahut Silistre, Gulyabani, Altın Işık, Yalnız Efe, Hep O Şarkı, Peri Kızı ile
Çobanın Hikâyesi, Uluç Reis, Damla Damla, Bağrıyanık Ömer, Domaniç Dağlarının
Yolcusu, Akın, Bitmeyen Gece, Barbaros Hayrettin Geliyor, Eşref Saati, Tiryaki
Sözler, Falaka, Osmancık, Bir Gemi Yelken Açtı, Ülkemin Efsaneleri, Miskinler
Tekkesi, Tanrı Misafiri, Yankılı Kayalar)...
5- Liste, ilköğretime yönelik olmasına rağmen, 4., 5., 6., 7. ve 8. sınıflarla
sınırlı tutulmuş, ilköğretimin ilk üç sınıfının niçin liste dışı tutulduğu
açıklanmamıştır.
6- Yerli kitaplar arasında, dili ve içeriği nedeniyle çocukların duygu ve
düşünce sağlığını bozacağından endişe duyulacak kitaplar yer almaktadır
(Gulyabani, Tiryaki Sözler, Falaka, Miskinler Tekkesi, Tanrı Misafiri)...
7- Önerilen liste, öğrenci, öğretmen ve anne-baba seçimine imkân vermediği gibi,
kitap okuma çeşidini ve özgürlüğünü kısıtlayıcı ve zorunlu okuma listesi olarak
algılanmaya açık bir listedir.
8- Çocukları, çoğunluğu edebiyat değeri zayıf ve yetişkin dil dizgesine göre
yazılmış geçmiş dönemin yetişkin edebiyatına mahkûm eden, yaşadığı çağın
edebiyatıyla arasına kalın duvarlar ören ve mahrum bırakan, arada çocuk bakışına
uygun birkaç örnek olsa da okunacak kitap türlerini daraltan bu liste,
çocukların okuma, yazarların çocuklarla buluşma özgürlüğünü sınırlandırmaktadır.
9- İlköğretimde okutulan Türkçe ders kitaplarında, vefat etmiş-yaşayan yazar
ayrımı yapılmadan, yazarların edebiyat türlerindeki örneklerine yer verildiği
halde, yaşayan yazarların liste dışı tutulması ayrımcılığa dayalı yasakçı
tutumun ilginç örneklerinden biridir.
10- Talim ve Terbiye Kurulu'nun kitap tavsiye uygulaması 2003'ten bu yana
kaldırıldığı halde, bakanlığın yalnızca vefat etmiş yazarların kitaplarına yer
vermesi liste mantığının tutarsızlığıdır.
11- Yayımlanmamış, ancak tema başlıkları belirtilen kitapların önerilmiş olması
bu çalışmanın niteliği dışladığının göstergesidir. 'Hazırlatılacak eserler'
olarak şu kitaplar listede yer almıştır: Karagöz ile Hacivat, Mevlâna'nın
'Mesnevi'sinden Seçme Hikâyeler, Tekerlemeler, Türkçede Deyimler, Türk
Atasözlerinden Seçmeler, Türk Bilmecelerinden Seçmeler, Türk Ninnilerinden
Seçmeler, Türkülerden Seçmeler, Türk Manilerinden Seçmeler.
12- Dünya edebiyatından seçilen ve çocuk klasiği olan 30 kitabın çevirmen adları
verilmeden açıklanmış olması, tahrif edilmiş, edebiyat ve Türkçe değeri olmayan
ucuz kitapların yaygınlaşmasına neden olmuştur.
13- Bu liste, iptal edilinceye kadar 'polemik' konusu olmaktan
kurtulamayacaktır.
Kralın çıplak olduğunu göremeyenlere gelince: Ne diyelim, onlar deve kuşlarına benzemekten hoşlanırlar.
Mustafa Ruhi Şirin: Şair, çocuk edebiyatı uzmanı, Çocuk Vakfı Başkanı-RADİKAL