'657 değişmediği sürece bu iş çözülmez'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ATV-A Haber ortak yayınında gündeme dair soruları yanıtlıyor.

Haber Giriş : 30 Ekim 2015 19:57, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'657 değişmediği sürece bu iş çözülmez'

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

1 Kasım pazar günü ülkemiz çok çok önemli bir seçimi yaşayacak. Bu seçimin ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. 7 Haziran sonrasında yaşananlar ortada, yönetimin ne tür sıkıntılar yaşandığını gördük. Özellikle koalisyonun gerçekleşememesi ve çok farklı şekilde konuşulanların dışa vurması, tabi bunlar çok hoş şeyler değildi.

ANKARA KATLİAMI

Ankara Başsavcılığı'nın kendi sitesinden yaptığı açıklamada bir gerçeği görüyoruz. Diyarbakır'daki ve Suruç'taki olayların birbirine benzer ve bu olayın dış güdümlü olduğunu yani küresel bağlantı olduğunu da açıkça ifade ediyor.

Ankara Başsavcılığının açıklamas da 1 kasım seçimlerinin ertelenmesine yönelik bir olaydır. Bununla ilgili olarak atılan bu adımda, bu yalanda tutumadı. Arka arkaya gelen belgeler ve dijital noktada ele geçenler ortada. Daha fazlası ortaya çıktıkça kimbilir daha nerelere ulaşılacak. Ankara'daki eylemin Diyarbakır ve Suruç'la ilgili olduğu görülüyor.

Ben terör örgütlerini birbirinden ayırmıyorum. Ankara Garı'ndaki olay tamamen kolektif bir terör eylemidir. Kendileri farklı düşündü ama istedikleri gibi tecelli etmedi. Bundan sonra bu tür arayışlarla demokrasi mücadelesi verilmez.

Bu bağlantının çok farklı yanları da var. Burada dikkat edilirse daha önceki olayları hep DAEŞ üzerinden gitmek istediler ve bölücü terör örgütü PKK'yı temize çıkarmaya çalıştılar. Malum eşbaşkanların biz sırtımızı şu örgütlere dayıyoruz diye açık net ifadeleri olmuştur. Belli dönemde bu ifadeler olurken öyle bir an geldi ki bu kampanya olayı başladı. Bilyorsunuz bir ABD'li şirket bu kampanyayı yürütüyor. İstanbul'da Bebek'te bir çalışma yaptılar ve bu çalışma da medyaya yansıdı.

PARALEL YAPI

Burada bunlar, menfaatlerinin gereği neyse onu yaparken acımasız yapıyorlar. Artık bunlarda, yani bunlar işte dini kisve vesaire bunların hiçbiri kalmadı. Geçelim bunları. Şimdi bunların tek şeyi var. Örgüt bu. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden legal görünüm altında illegal bir örgütlenmedir. Yaptıkları iş budur. Şu anda bakın Amerika'da biliyorsunuz bir hukuk bürosu Robert Amsterdam, çok ciddi verilere ulaşarak, dediler ki 'Bu böyle ulusal bazda bir örgüt değil, uluslararası adeta bir küresel ihanet şebekesi. Ve şimdi oradan yaklaşarak o büro, şimdi dava açıyor.

İPEK-KOZA GRUBU'NA KAYYUM ATANMASI

Ortaya konan eylemleri görüyorsunuz. Peki daha önce bu yargı bu ülkede bizim silahlı kuvvetlerimizden tutun da çok farklı gazete, yazarları vs. içeriye attığı zaman bunların sesi hiç çıkıyor muydu?

Şimdi bakın iş döndü kendilerine geldi. Kendilerine gelince bu işin patronu olan zat Türkiye'de değil, kaçtı gitti. Bunların destek kıtasında olan kişiler kaçtı gitti. Her şeyimiz sağlam diyorsanız kaçmanıza gerek, burası hukuk devleti.

"BİR ARAYA GELMEYENLER BULUŞTU"

Şu anda tespitler üzerinden belgeler üzerinde burada yargı bir adım atıyor, bir karar veriyor. Bu kararı verince bunlar ciddi manada rahatsız oldular. Kim kiminle iş tutuyor bunlar açısından önemli.

Bakıyorsunuz, ana muhalefet, ikinci ve üçüncü muhalefet partisinin lideri oraya gidiyor. PKK terör örgütüne sırtına dayayanın, bunların yanına gideceği hiç aklınıza gelir miydi? Şimdi hepsi orada bir aradalar. Adeta cezaevlerinin gazeteci ve yazarlarla dolduğu ifadelerini kullanıyorlar. Şu andaki olayda hiçbiri basın suçu değil. Cezaevinde olanlar da basın suçundan içeri girmiş değiller. Şu anda tutuklu gazeteci sayısı yedi kişi.

"PKK ESNAFTAN HARAÇ ALIYOR"

Güneydoğu'da benim Kürt esnaf kardeşim dağ yamaçlarında kurulmuş olan belli yerlere çağrılmak suretiyle oralarda bunlardan haraçlar alınıyor. Ben kanaat önderleriyle görüşmeler yapıyorum bir tanesinde bir Kürt vatandaş çıktı şunu söyledi: Benden şu kadar para istediler diye. Bazı esnaflardan 30 biner lira haraç istiyorlar. Bir yol inşaatının şantiyesinde, o iki tane ilçenin yerleşik insanları ve hepsi de Kürt. Bu kişiler parayı vermediği taktirde araç gereçleri yakacağını söylüyorlar. Sizin barıştan bahsetmeye hakkınız var mı? Bunlar Batı'ya geliyorlar barış Güneydoğu'ya gittikleri zaman terörle yarış tam manasıyla bu.

TUTUKLU GAZETECİ SAYISI 7

Tutuklu gazeteci sayısı şu anda 7 kişi. Gazetecilik faaliyetinden dolayı değil farklı faaliyetinden dolayı içerideler. Ellerinde basın kartı oldukları için kendilerini bu şekilde satıyorlar. Dönemimizde gerek İçişleri gerek, Adalet bakanlığı olmak üzere fikir özgürlüğü ve fikrini açıklamasından dolayı kimseyi mahkum etmeyiz. Aileme çocuklarıma yapılan hakaretler bu zamana kadar kimseye yapıldı mı? Ama ben şu an hakarete girenleri hakaret sıfatı taşıyorsa avukatıma davayı açacaksınız dedim.

"657 DEĞİŞMEDİĞİ SÜRECE BU İŞ ÇÖZÜLMEZ"

Bu paralel yapı ülkemizde devletin içerisinde sızmış bir virüs gibi. İstihbaratta da var, eminiyet teşkilatı, silahlı kuvvetlerimiz bütün bu yerlerin hepsinde bunlar var ve ciddi iletişim sağlamaya çalışıyorlar. 657 değiştirilmediği sürece bu iş çözülmez.

Paralel yapı ciddi manada Amerikan bütçesinden kendine taraftır. Bunu da çok cüzzi bazı rakamlar, senato ve kongre üyelerine verdikleri desteklerle bunları yanlarına çekiyorlar. Bunların çoğunun ABD'e giriş müsadesi yoktur ama şimdi çoğu girebiliyor. FBI konuyla ilgili işi çok sıkı tutuyor. Bunun bir neticesi olacak diye düşünüyorum.

OPERASYONLAR DEVAM EDECEK

Biz terörle mücadele ilkeli duruşumuzu sürdüreceğiz. Bizim ülkemizde terörle mücadele kimse bizden acaba operasyonlara ara verilecek mi diye düşünmesin. Cumhurbaşkanı olarak bu görevde bulunduğum sürece terörle mücadelede benim anayasa hükümleri gereği belirlenmiş görevlerim var.

Bunları tüm güvenlik güçlerimizle birlikte sürmekte kararlıyız. Kürt kardeşlerimiz kepenklerimizi güvenle açabiliyorum, 24 saat yollarda rahatça gidiyoruz denildiği zaman, silahların bırakıldığı zaman

biz o zaman tamam deriz.

2000'İ AŞKIN TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ

Benim Kürt kardeşlerimle teröristleri birbirine karıştırmayalım. Şuanda 2000'i aşkın terörist hem içeride hem dışarıda öldürülmüştür. Bu operasyonlar aynı kararlılıkla devam edecektir. Bizim de 200 şehitimiz vardır. Bu şehitlik zinciri hiçbir zaman bitmeyecektir, kim bitecek diyorsa o aldatıyordur.

Askerine Mehmetçik diyen bir başka ülke yoktur. Küçük Muhammet anlamında olduğu için biz buna Mehmetçik diyoruz. Şehitlik makamı peygamberlikten sonra en yüksek merciidir.

Milli birlik ve kardeşlik süreci çözüm sürecinin bir altıydı. Demokratik açılım diye başladı daha sonra çözüm süreci diye devam etti ama karşımızda bir muhatap bulamadık. Çözüm süreciyle ilgili muhatabımız bundan sonra millettir.

MERKEL'İN OTURDUĞU KOLTUĞA İLİŞKİN İDDİALARA MURAT BARDAKÇI'NIN YAZISIYLA YANIT VERDİ

Bunlarla ilgili aslında sayın Bardakçı'nın yazısı oldu. Burası aslında bir kabul odası. Ve bu kabul odasında üst düzey ziyaretçiler ağırlanır, orada görüşmeler yapılır. Bu koltukların hepsi çürümeye terkedilmiş olan koltuklardı. Halılar falan yeni alınmış şeyler değil. Orijinal şekline biz dönüştürdük bunları. Bütün bu koltuklar o zamanki insanların durumları neyse ona göre yapılmıştır. Hilal de bizim tarafımızdan ilave edilmemiştir hilal zaten vardı. O dönemin tarzı bu. Kökeni itibariyle aslında bize ait bir tarz değil Batı'ya ait bir tarz ama Osmanlı bunu aynı şekilde mobilya sektöründe kullanmış. Biz bunları aldığımız şekliyle restorasyonunu yaptık. Burası tamamen harabe olmaktan çıktı diyemem hala ihya edilmesi lazım. Ankara'da Beştepe İstanbul'da da Yıldız Külliye olarak kullanılacak.

SEÇİM GÜVENLİĞİ

İçişleri Bakanlığı'mız her türlü tedbiri alıyor. 1 Kasım'da alınması gereken tedbirleri şuanda almış bulunmaktayız. Tabii içimizde ihanet şebekeleri yok mu var. Bakanlarımızla da az önce konuştum. Şuanda yine terör eylemi içerisinde olanlardan bir grubu yakalamışlar. Terörist olduğu halde malum siyasi partiye yönelik bu eylemler yapılırsa soru işaretidir. O kampanyayı yürüten kişinin verdiği akıl da buydu. Bunlar bu aklı verdiler, bunun bize bilgileri geldi. Kürt kardeşlerime sesleniyorum oyuna sahip çık. Bizim için oy namustur, şereftir. Buna sahip çıkalım ki bu tür insanların eline kalmasın.

6-7 Ekim'de sokağa kim çağırdı benim Kürt kardeşlerimi? Selahattin Demirtaş. Ölen kim Kürt, öldüren kim o da Kürt. Bunların düzeltilmesi için çok kararlı bir adım atmamız gerekiyor. Özgürlük mücadelesini kimler tarafından verildiğinin gösterilmesi açısından çok önemli. Bunların buradaki herhangi bir güç devşirmeleri bölgeye yönelik sıkıntıları daha da arttırır. Bunların belediyelerin olduğu yerler var buradaki hizmete bakın. Yerel hizmetin burada verilmediğini göreceksiniz.

Hendekler açılıyor. Bir belediye iş makinasıyla hendek açar mı? Hendek niçin açılır kanalizasyon, içme suyu için açılır. Bunların böyle bir dertleri yok. Oraya ben içme suyu getirdim. Van Belediyesi içme suyu getirmedi. Belediyenin bütün iş makinelerini bu işler için kullandılar. Benim Kürt kardeşlerim bunlara karşı sessiz kalıyor. Eğer istikrar ve güven istiyorsak oyumuzu nereye vereceğimizi düşünmemiz gerekecek.

İÇ SAVAŞLA KORKUTMAK İSTİYORLAR

Nerede iç savaş geliyor? Bununla milleti ürkütmek istiyorlar. Buna cesaret eden varsa ortaya çıkar ama gerkeen cevabı da alır. Biz kefenimizi giyerek yola çıktık. Ben tüm güvenlik güçlerine inanıyorum. Biz bu ülkeyi atalarmızdan devir aldık. Bunlarda zaten vatan, millet, inanç diye bir şey yok. Bunlara bazen az bazen saz veriyorlar. Ortaya bir şey koymak istiyorlar. Bunların semtine dürüstlük uğramış değil, Kandil'den kalkıp ahkam kesiyorlar. Siz durmadan katliam peşindesiniz ve katliam yapacak canlı bombalar üretiyorsunuz.

Bugün yine bu akşam Suriye tarafından kaçarken 7 kg ile yakalanan canlı bombalar var.

Bunları biz yakından takip ediyoruz. Kürt kardeşimle teröristi yanyana getirmeyin. Terörist bu ülkeyi bölmek isteyendir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber