İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Doğumda ihmale 385 bin lira tazminat cezası

Mahkeme, hastanede yürütülen tetkik ve tedavilerde gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği, sağlık hizmetinin sunumunda kusurlu davranıldığı gerekçesiyle aileye 360 bin lira maddi, 25 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 04 Kasım 2015 16:40, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Doğumda ihmale 385 bin lira tazminat cezası

Anayasa Mahkemesi, bebeği engelli doğan ailenin açtığı davanın 7 yıldan fazla sürmesi nedeniyle yaşam, maddi ve manevi varlığı koruma hakkı kapsamında etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiğine karar verdi.

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, hamilelik sürecinde tetkikleri Ankara'da bir sağlık kuruluşunda yapılan Meliha Başer, 2002'de bir bebek dünyaya getirdi. Doğum sonrasında hareketlerinden şüphelenilen bebeğin, kontroller sonucunda sağlıklı olarak dünyaya gelmediği anlaşıldı.

Anne ve babanın Sağlık Bakanlığı ve ilgili doktor aleyhine Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı maddi ve manevi tazminat davası reddedildi. Bu karar, Yargıtayca da onandı.

Bunun üzerine aile, Ankara 3. İdare Mahkemesinde Sağlık Bakanlığı aleyhine tam yargı davası açtı.

Mahkeme, hastanede yürütülen tetkik ve tedavilerde gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği, sağlık hizmetinin sunumunda kusurlu davranıldığı gerekçesiyle aileye 360 bin lira maddi, 25 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Bu karar, Danıştay tarafından onandı.

Aile, asliye hukuk mahkemesinin kararlarının çelişkili, Yargıtay kararının gerekçesiz olması, yargılamanın 7 yıldan fazla sürmesi nedeniyle haklarının ihlal edildiğini savunarak Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Yüksek Mahkeme, davanın makul sürede sonuçlandırılamaması nedeniyle yaşam, maddi ve manevi varlığı koruma hakkı kapsamında etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Ayrıca, aileye 25 bin lira manevi tazminat ödenmesi kararlaştırıldı.

Kararda, devletin, tüm bireylerin yaşam hakkını, gerek kamusal makamların gerek diğer bireylerin gerekse kişinin kendisinin eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı koruma yükümlülüğü bulunduğu belirtildi.

Devletin, bir kişinin yaşamının doğrudan risk altına girmesine engel olabilecek tedbirleri almadığı durumlarda, bu duruma yol açtığı ileri sürülen eylem ve ihmallerin etkili şekilde soruşturulması yükümlülüğünün doğabileceğine işaret edilen kararda, yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmadığı şikayetinin anayasanın 17. maddesinin gerektirdiği etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü kapsamında değerlendirildiği bildirildi.

Sağlık kurumlarında işlenen kusurlu eylemlerin bilinmesinin, ilgili kurumlara ve sağlık personeline potansiyel kusurlarını giderme ve benzer hataların meydana gelmesini önleme imkanı verdiği belirtilen kararda, bu tür olaylara ilişkin soruşturma veya davaların hızlı bir şekilde incelenmesinin sağlık hizmetlerinden faydalanan tüm bireylerin güvenliği için büyük önem taşıdığını vurgulandı.

Kararda, on yıla yaklaşan yargılama süresinin çok uzun olduğu, anayasanın 17. maddesinin gerektirdiği sürat ve yeterlilikte inceleme yapılmadığı kaydedildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber