Gezi Parkı davasında gerekçeli karar açıklandı

Gezi Parkı odaklı eylemlerle ilgili 7'si yabancı uyruklu 255 sanığın yargılandığı davada, 244 kişiye ''Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek", "görevliye direnme", "görevli memura hakaret", "mala zarar verme", "kamu görevini usulsüz üstlenme", "özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma'' suçlarından 2,5 ay ile 1 yıl 2 ay arasında değişen hapis cezası ile 7 sanığın beraatine, 4 sanığın ise dosyasının ayrılmasına ilişkin verilen kararın gerekçesi açıklandı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Kasım 2015 22:59, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Gezi Parkı davasında gerekçeli karar açıklandı

İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi, Taksim'deki Gezi Parkı odaklı eylemlerle ilgili 7'si yabancı uyruklu 255 sanığın yargılandığı davada, 244 kişiye 2,5 ay ile 1 yıl 2 ay arasında değişen hapis cezası ile 7 sanığın beraatine, 4 sanığın ise dosyasının ayrılmasına ilişkin verdiği kararın gerekçesini açıkladı.

İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesince hazırlanan 321 sayfalık gerekçeli kararda, 255 sanık ile ilgili verilen kararın gerekçeleri sırayla açıklandı. Savcılık tarafından hazırlanan davanın iddianamesine ve sanıklar ile müştekilerin ifadelerine de yer verilen kararda, Mayıs ve Haziran 2013 tarihinde Taksim ve çevresinde yaşanan olayların ayrıntılı olarak anlatılarak, grupların polise taş ve soda şişeleri ile saldırdıkları, ara sokaklarda bulunan iş yerlerine, bankalara kamu malı niteliğini taşıyan yerlere zarar verdikleri, iş yeri ve bankalara spreylerle sloganlar yazıp sinkaflı cümleler yazdıkları, sapanlarla görevlilere bilyeler attıkları, barikatlarla yolların kapatıldığı ve havai fişek ile görevlilere saldırdıklarının tespit edildiği belirtildi.

Kararda, söz konusu eylemlere karşı emniyet güçlerinin ''Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu''na göre eylemlere katılanlara müdahale ettikleri, bu nedenle görevlilerin müdahalesinin yasal olduğu ifade edildi.

Dava konusu eylemlerin kamu düzenini bozduğu ve bozulan düzenin sağlanması bakımından görevlilerin 2559 sayılı yasa gereğince eylemlere müdahale ettiği vurgulanan kararda, "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na göre herkesin önceden izin almaksızın, şiddet veya silah kullanmadan gösteri veya toplantı düzenleyebileceği hüküm altına alınmıştır" denildi.

Kararda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 34. maddesine göre, ''Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, ancak milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir", AİHS'nin 11. maddesinin ikinci fıkrasına göre de; "Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabilir. Bu madde, bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler, kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel değildir" maddelerine atıfta bulunularak, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının sınırsız olmadığının ortaya konulduğu kaydedildi.

Dolmabahçe'deki Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'ni kirlettikleri iddiasıyla yargılanan ve ''İbadethaneyi kirletme" suçundan 10 ay hapis cezası alan sanıklardan doktorlar Sercan Yüksel ve Yasemin Dokudan ile Emre Öztürk ve Deniz Heybet Yılmaz'ın cami içerisinde yiyecek ve içecek tükettikleri, cami içerisini tıbbi atıklar, yiyecek ve içecek artıklarıyla kirlettikleri, ayrıca cami içerisine zarar verdiklerinin anlaşıldığı kaydedildi.

Olay yeri inceleme raporuna da yer verilen gerekçeli kararda, olaylar sonrası görevliler tarafından cami içerisinde yapılan incelemelerde, cami içindeki kadınlara ayrılmış kısmın pencere önünde içi boş ve ezilmiş halde bir bira kutusu ile müezzin bölümünde boş sigara kutusu, yerlerde söndürülmüş halde sigara izmaritleri bulunduğunun tespit edildiği kaydedildi.

-''Görüntü çözünürlüğü kötü olduğu için içecek kutusunun niteliği belirlenemedi''

Kararda, sanık Emre Öztürk'ün cami içerisinde iken elindeki bir içecek kutusu ile çekilmiş görüntüsünün tespitinden sonra Radyo-Tv ve Foto Film Şube Müdürlüğü tarafından yapılan görüntü tespiti ve iyileştirme çalışmasına rağmen, görüntünün kayıt çözünürlüğünün düşük olması nedeniyle söz konusu içecek kutusunun niteliğinin tam olarak belirlenemediği kaydedildi.

Yapılan olay yeri inceleme raporundaki tespitlere göre meydana gelen olaylar nedeniyle caminin bahçe kısmının aydınlatılmasında kullanılan spot lambalarından 2 tanesinin kırık olduğu, güvenlik kameralarının sökülerek çalındığı, Dolmabahçe Sarayı kafeteryasından camiye geçilen demir kapının kilit kısmının, cami kapısının arkasında bulunan demir sürgülerinin ve müftülük kapısı ile bağlantısı olan ahşap kapının kırıldığı, zemin katta namaz kılınan bölümdeki ahşap paravana zarar verildiği anlatılan kararda, ayrıca minber kısmındaki Arapça yazıların bulunduğu perdelerden bir kısmının çalındığı, yine minber yanında bulunan kalorifer tesisatının ahşap dış koruma kısımlarına zarar verildiğinin anlaşıldığı ifade edildi.

Kararda, 4 sanığın ilgili dini inanışını benimseyen toplum kesimlerini tahkir etmek kastı ile ibadethane olan ve herkes için geçerli belirli giriş kuralları bulunan Dolmabahçe Bezmialem Valide Sultan Camisi'ne ayakkabıları ile girdikleri belirtilerek, ''Savunmalar doğrultusunda ibadethaneye zor durumda kalınarak ayakkabılar ile girildiği kabul edilse dahi ibadethane içerisinde zor durum sonrası ayakkabılar ile gezinmeye devam edilerek, keza cami içerisini de revire çevirerek, kullanılan tıbbi malzemeler ve tüketilen gıda maddelerini atıkları, içilen sigara izmaritlerini yerlere atarak ibadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verdikleri anlaşılmıştır" denildi.

Kararda, "Erenç Yasemin Dokudan ile Sercan Yüksel'in, kanun dışı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katıldıkları tespit edilememiş ise de, mesleğe ait özel formalar ile kanun dışı eylemlerde bulunurken yaralanan eylemcilere temin edilen ilaçlar ile tıbbi yardımda bulundukları, bu şekilde suç şüphesi altında olan şüphelileri kanuni takip yapacak mercilere bildirmedikleri gibi aksine kanun hilafına olarak şüphelileri kayırdıkları anlaşılmıştır" ifadelerine yer verildi.

-Verilen cezalar

İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de yapılan karar duruşmasında, 7 sanığın tüm suçlardan beraatine, 4 sanığın ise savunmasının alınamadığı için haklarındaki dosyaların ayrılmasına karar verilmişti.

Mahkeme 244 sanığı ''Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek", "görevliye direnme", "görevli memura hakaret", "mala zarar verme", "kamu görevini usulsüz üstlenme", "özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma'' suçlarından 2,5 ay ile 1 yıl 2 ay arasında değişen hapis cezasına çarptırmıştı.

Bu kişiler arasında yer alan 4 sanığa, Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'ni kirlettikleri gerekçesiyle ''ibadethaneyi kirletmek'' suçundan 10 ay hapis cezası veren mahkeme, bu cezanın da ertelenmesini kararlaştırmıştı. Suçun niteliğine göre bazı sanıkların cezalarını erteleyen mahkeme, bazılarınınkini de adli para cezasına çevirmişti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber