Askeri liseliyle imam hatipli arasındaki fark..

Zirvede hava toz duman.. Her gün camlar zangır zangır sallanıyor..

Peki neden?

Gelin o sözleri tercüme etmeye çalışalım.. Kim kimi kastediyor, kim neyi işaret ediyor, buna bakalım..

İrtica vardır, yoktur tartışmasıyla başlayalım mı?

Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı ve komutanlara göre irtica tehdidi var..

Meclis Başkanı'a, Başbakan'a ve bakanlara göre yok..

Niye mi?

Başbakan'a göre irtica, bir tarikatın, bir radikal dinci grubun (Almanya'daki Kaplan grubu gibi) ayaklanarak şeriat devleti istemesi demek..

Cumhurbaşkanı'na ve Genelkurmay Başkanı'na göre de İslami bir grubun veya partinin devleti ele geçirmek için kadrolaşması demek.. Atamalarda ?bizden' anlayışının kriter olarak alınması demek..

Bu yüzden anlaşamıyorlar..

AKP iktidarı, devlet içindeki kadrolaşmaya irtica diyebilir mi?

Hayır..

Çünkü o kadroları oluşturan kendisi.. O kadrolardakiler kendi adamları..

Geçelim ikinci konuya..

Genelkurmay Başkanı dünkü konuşmasında nokta atışı yaptı.. İsim vermedi ama Meclis Başkanı Arınç'ı suçladı..

Nasıl mı?

Org. Büyükanıt konuşmasının bir bölümünde 5-6 soru sorup kendisini dinleyen üst düzey komutanlara ve kurmay subay adaylarına şöyle seslendi:

?Bu sorulara hayır, Türkiye'de bunlar yoktur diyebiliyor musunuz? Diyemiyorsanız Türkiye'de irtica tehdidi vardır.?

Sorulardan biri de şuydu:

?Türkiye'de her fırsatta laikliği yeniden tanımlamak isteyenler yok mudur? Bu kişiler devletin en üst düzeylerinde yer almıyorlar mıdır??

Kim bu kişi?

Kim olacak, Meclis Başkanı Arınç..

21 yaşındaki genci, sadece imam hatipli diye 23 Nisan 2006'da çocuk kontenjanından Meclis kürsüsüne çıkarıp konuşturan Başkan..

Ne demişti Arınç?

?Bütün tartışmalar laiklik ilkesinin farklı yorumlanmasından kaynaklanmaktadır (...) Devlet kamusal alanda herkes için geçerli olan hakları bir kesime yasaklayamaz ya da sınırlandıramaz (...) Yorum farkından kaynaklanan bu çelişki yıllardır Türkiye'nin iç huzurunu zedelemektedir.?

Yani Arınç açıkça şunu söylüyor: Gelin laiklik maddesini yeniden tanımlayalım..

İşte Genelkurmay Başkanı'nın 'irtica tehdidi'olarak gördüğü yaklaşım bu..

Ve ilk kez bir genelkurmay başkanı, bir meclis başkanını irticaya davetiye çıkarmakla suçladı..

Gelelim en kritik bölüme..

Günlerdir süren tartışmaların ortasında Başbakan; ?Türkiye'de sivil irade işbaşındadır. Bütün kurumların tanımı yapılmıştır. TSK bu tanımın dışına çıkamaz? dedi..

Doğru.. Haklı.. Yüzde yüz katılıyorum..

Peki ne zaman?

Her zaman mı?

Karşımıza bu kez görev tanımı konusunda farklı bakış açıları çıkıyor..

Askerlerle siyasal iktidar arasında..

İrtica tanımı gibi..

Laiklik tanımı gibi..

Genelkurmay Başkanı kurmay subay adaylarına şöyle seslendi: ?Harp Akademilerimiz verdiği eğitim ve öğretimle yalnız Silahlı Kuvvetler'in değil, aynı zamanda Cumhuriyet'in güçlü muhafızlarını yetiştirmektedir.?

Yani göreviniz sadece vatanı değil cumhuriyeti de savunmaktır..

Peki Cumhuriyet'in temel taşı nedir?

Cumhurbaşkanı Meclis konuşması'nda açıkladı: Laiklik..

Aklıma geldi de daha bir ay önce eski komutan Özkök Arınç'ı tebrik etmemiş miydi?

O da yarın..

mehmet tezkan