'Kadavradan organ naklinde sınıfta kaldık'

Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Ünal:"Canlıdan organ naklinde dünyada 1 numarayız, dünyada en çok tecrübesi olan ülkeyiz ama yüksek nüfusumuza rağmen kadavradan organ nakli yapmada maalesef sınıfta kalmış durumdayız"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 14 Ocak 2016 15:57, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Kadavradan organ naklinde sınıfta kaldık'

Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Necmettin Ünal, "Canlıdan organ naklinde dünyada 1 numarayız, dünyada en çok tecrübesi olan ülkeyiz ama yüksek nüfusumuza rağmen kadavradan organ nakli yapmada maalesef sınıfta kalmış durumdayız" dedi.

Ünal, Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi konferans salonunda düzenlenen "Beyin Ölümü ve Donör Bakımı" konulu uzman hekim eğitim programında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin organ bağışı ve organ naklinde geldiği durumu anlattı.

Türkiye'nin canlıdan organ naklinde sayısız tecrübesi bulunduğuna işaret eden Necmettin Ünal, beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin organlarının bağışlanmasını istediklerini belirtti.

"Canlıdan organ naklinde dünyada 1 numarayız" diyen Prof. Dr. Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de organ nakli gerektiren hasta sayısı çok fazla. Yeterli ekip, ekipman altyapı olduğu halde Türkiye, organ nakli bekleyenlerin organ ihtiyaçlarının giderek artmasına rağmen hala yeterli karşılanamadığı bir ülke. Organ naklinin bazı yönlerinde dünyada 1 numarayız, canlıdan organ naklinde dünyada 1 numarayız, dünyada en çok tecrübesi olan ülkeyiz ama yüksek nüfusumuza rağmen ölüden, kadavradan organ nakli yapmada maalesef sınıfta kalmış durumdayız."

Organ bağışının öneminin algılanmasında Türkiye'nin önemli yollar katettiğini anlatan Ünal, şunları kaydetti:

"Şu anda Türkiye'de gerek Sağlık Bakanlığının, gerek yoğun bakımların, gerek Türk Yoğun Bakım Derneğinin organizasyonu sayesinde atlanılan, kaçırılan beyin ölümü vakası çok az, bunlardan organ verebilecek olanların tanısı üç aşağı beş yukarı konuluyor ama tanı konulan hastalarda ya da ölmüş kişilerde organ alma konusunda başarımız maalesef yükselemedi. İnsanlar yeniden yaşama şansına sahip olabilmek için organ beklerken, ölmüş, 3 gün sonra toprağın altına gidecek bir kişinin organlarını çürümeye bırakmak kadar insanlık dışı bir şey olamaz."

- "Hiçbir din yok ki insanın yaşamasını sürdürecek bir şeye karşı çıksın"

Prof. Dr. Necmettin Ünal, organ bağışının dini açıdan da bir sakıncası bulunmadığını, bu konuda din alimlerinin de açıklamaları olduğunu vurgulayarak, "Dünyada hiçbir din yok ki bunların başında İslam geliyor, insanın lehine olan, onun yaşamasını sürdürecek bir şeye karşı çıksın. İslam diniyle ilgili çok net söyleyeyim, Ortadoğu'da senelerce önce yapılan çok üst düzey İslam alimleri toplantısının belgesi var bende. Kur'an'ı okuyan herkes bunu bilir ve çıkarımını yapar, Tanrı'nın yarattığı bir şeyin ölmesine engel olmak en büyük sevaptır. İslam alimleri toplantısında da organ bağışının sevap olduğu, bunun bütün İslam ülkelerine yayılması gerektiği konusunda fikir birlikteliği var. Hristiyanlığa gidin aynı şekilde, Museviliğe gidin aynı şekilde. Yalnız bir şeyi unutmayın; dinlerde, mesela Musevilikte çok uç bazı fikir akımları var, organ nakline karşılar ama dinlerin ortak buluştuğu nokta insana, Tanrı'nın yarattığına faydası olacak her şeyi yapmak sevaptır" diye konuştu.

Organ bekleyen hastaların hayata tutunabilmek adına umutla organ bağışı beklediklerine işaret eden Ünal, organ bağışının öneminin anlatılmasında basın mensuplarına da çok önemli görevler düştüğünü söyledi.

Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinatörü Dr. Mehmet Kazak da Samsun ve bölgede organ bağışını artırmak için sürdürdükleri çalışmalar ve organ bağışında karşılaştıkları zorluklar hakkında bilgi verdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber