'Başkanlığı, bizi çiğnemeden getiremezsin'

CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Kan dökmeden başkanlığı getiremezsin" sözünü grup toplantısında da aynen tekrarladı. CHP lideri, "Böyle bir demokrasiyi bizim bedenimizi çiğnemeden hayata geçiremezsin. Nokta" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 17 Mayıs 2016 14:29, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Başkanlığı, bizi çiğnemeden getiremezsin'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Kan dökmeden başkanlık sistemini bu ülkeye getiremezsin" sözlerinin arkasında durdu. TOBB'da yaptığı konuşmanın bu bölümünü grup toplantısnın sonunda aynen tekrarlayan CHP lideri, sözlerine tepki gösteren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a sert sözlerle yanıt verdi.

Kılıçdaroğlu, "Kan dedik ya. Bize bir şey düştü diye bekliyorlar herhalde. Yarasalar gibi. Bir kişi konuşacak Türkiye susacak, hakim ona göre karar verecek, savcılar harekete geçecek, gazeteciler hapsa girecek, bir partiye genel başkan seçilecek, onun keyfine göre rejim değişecek. Böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden Türkiye'de gerçekleştiremezsin diyorum. Birileri Türkiye'yi babasının çiftliği sanıyor. Korkmayın. CHP olduğu sürece bu ülkede rejimi değiştirmeye kimse yeltenemez" dedi.

Kılıçdaroğlu ayrıca, "Sen böyle bir demokrasiyi bizim bedenimizi çiğnemeden hayata geçiremezsin. Nokta" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Sorumlusu kim?"

"Terör kimden gelirse gelsin, nereden gelirse gelsin ve amacı ne olursa olsun hep birlikte teröre karşı ortak tavır sergilemeliyiz. Hepimiz bu konuda uzlaşmalıyız. Evler bombalanıyor terörden temizlenmek için, masum çocuklar yerinden yurdundan oluyor. Terörle mücadelede Türkiye'yi bu hale kim getirdi? Sorumlusu kim? Ben sorumlusunu biliyorum ama Vanlı, Hakkarili, Edirneli, Çorumlu kardeşime de sesleniyorum: Sen bu işin sorumlusu kimdir sorusunu kendine sormazsan Türkiye'de demokrasi mücadelesi kaybeder. Şehirler silah deposu haline getirilirken valilere sakın bunlara dokunmayın diye talimat veren kimdir? Hükümet ve kaçak Saray'da oturan kişi terör örgütüne yardım ve yataklık etmiştir. Her şehidin, ölen her çocuğun sorumlusu bunlardır. Terörle bizi baş başa bıraktılar."

"'Rüşvet ve çıkar var' dediler"

"Adımız sadece terörle değil yolsuzlukla da ünlendi. Uluslararsı belgelere Türkiye'nin yolsuzluğu da geçti. Uluslararsı Kalkınma Kurumu var, belli yerlere insani yardımlar yapıyor. Suriye'ye de yardım yapıyorlar. Bizdeki gibi üstüne silah, altına ilaç değil. Bölgeye insani yardım yapılıyor. 6 Mayıs 2016'da açıklama yaptılar; 'Türkiye ile ilgili şu ana kadar yürütülen soruşturmada Suriye'ye insani yardım gönderilmesi için yapılan alım-satım sözleşmelerinde bir ihale yolsuzluğu, rüşvet ve çıkar ağı kurulduğu belirlenmiştir' dediler. 'Türkiye üzerinden yaptığımız yardımları durdurduk' diyorlar. 'Amerikan vergi mükellefinin parasının yolsuzluk ve suistimal konusu olması karşısında politikamız sıfır toleranstır' diye de ayrıca açıklama yaptılar. Bizim iş adamlarımız bu konuda duyarlı mı? Yolsuzluk yapılıyor, seslerini çıkarıyorlar mı? O zaman sen demokrasiyi savunmuyorsun demektir."

"Saray darbesi neden soruşturulmuyor?"

"Şu anda bir başbakanımız yok. Savcılara sesleniyorum, siz cumhuriyetin savcıları değil misiniz? Neden birilerinin taşeronluğunu yapıyorsunuz? Saray darbesi gerçekleşti, neden konuyu soruşturmuyorsunuz? Savcı dediğin adam yüreklidir, Cumhuriyet'i korur, birilerinin uşaklığını yapmaz, darbe olunca soruşturma açar. Nokta."

"Nedir o zaruret?"

"Davutoğlu, görev süremin sona ermesi benim tercihim değil, bir zaruretin sonucudur diyor. Nedir o zaruret? Neden milli iradeye sahip çıkmadın? 64. Hükümet'e karşı saray darbesi gerçekleşmiştir. Tarih bunu böyle yazmıştır. 12 Eylül, 28 Şubat darbecileri nasıl yargılandıysa bu darbeciler de gün gelecek hesabını vereceklerdir."

"Mağdurları oynayamazsın Davutoğlu"

"Bir gerçek daha ortaya çıktıç AKP'nin bizim anladığımız anlamda demokrasiyi savunan bir parti olmadığı ortaya çıktı. AKP Kuzey Kore modeline göre görev yapan bir partidir. Bizde de bir diktatör var, tüm dünyada alay konusu. Bir parti bir kişinin iki dudağı arasına sıkışmış udurumda. Diktatör buyurdu, Davutoğlu gitti. İstifa edeceksin, dedi, etti. Halkın iradesi, millli irade benim diyor. Dilekçeni ver ve paşa paşa ayrıl dedi. Ayrıldı. Mağdurları oynayamazsın Davutoğlu. Sen yürekli bir adamsan sana oy verenleri savunacaktın."

"Hepsi sıraya girdi"

"Diktatör buyurdu, Davutoğlu gidecek, bir başbakan lazım. Nasıl birisi olsun. Düşük profilli olsun. Hepsi sıraya girdiler, beni seç diye. Allah aşkına böyle demokrasi, parti olur mu? Sıraya girmişler, onu seçme ben daha düşük profilim hatta çukurdayım. 24 saat yatarım. Yeter ki beni seç diyor. Benden daha düşük profil yok diyor. E pes vallahi. Düşük profil adama aklını kullanmayan adam denir. Aklını kiraya vermiştir, dalkavuk da denir bu kişilere aynı zamanda. Ne denirse, emredersin der. Diktatör yine buyurmuş, mutlaka bıyıklı olması lazım. Bir bakıyorsun, herkes bıyık bırakmış. Siz böyle bir başbakan seçim tarzını dünya tarihinde gördünüz mü? Ayıp, yazık, günah değil mi? Tabii bıyığı arada bir kıvırıp en düşük profil benim diyen milyon Ali diyor ki, emriniz olur."

"Sende olmayanı biz tartışacağız"

"Diktatöre soruyorlar, diyorlar ki, tarafsız kalacağım diye yemin etmiştiniz. Neden bir partinin içine bu kadar karışıyorsunuz? Namus ve şeref bu topraklar için çok önemlidir. O da diyor ki ne demek namus şeref. Olmayan şey tartışılır mı diyor. Sende olmayanı biz tartışacağız."

"Bedenimizi çiğnemeden hayata geçiremezsin"

"Peki ne istiyorsun? Düşük profilli, bıyıklı, önüne yatma tamam. Her şey sensin, tamam. Peki sen ne olmak istiyorsun? Başkan diyor. Obama gibi mi? Hayır herkesi ben tayin edeceğim diyor. Beni seçin gerisi Allah kerim diyor. Sen böyle bir demokrasiyi bizim bedenimizi çiğnemeden hayata geçiremezsin. Nokta."

"Bir tek CHP'li dahi Meclis'te olsa gerçekleştiremezsin"

"Başkanlık nedir? Söylersem herkes ana muhalefetsin der. Star gazetesi, malum havuz medyası. Açık Görüş diye bir yazı var. Adnan Küçük yazmış. Onu okuyayım. 'Türkiye'de başkanlık sistemiyle zorunlu olarak federal devlet yapısı ya da özerk yönetim belirlenecektir. Böylece ülke bölünüp parçalanacak. Ne düşünüyorsunuz? Bütün yetkiler başkanda toplandığı zaman başkanın diktatör olması nasıl engellenecek?' Adam zaten diktatör. Nasıl, engellenecek. Bir tek CHP'li dahi Meclis'te olsa sen bunu gerçekleştiremezsin. Yazı devam ediyor; 'Yeni anayasa ile terörün çözümlenmesi konusunda ne tür iyileştirmeler olacak?' O da belli. Taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmayacağım diyor."

"Sen kanı bile parayla satarsın"

"Biz ancak Kızılay'a kan veririz diyor bu diktatör bozuntusu. Yani Kızılay para verirse kan veririz diyor. Ben biliyorum zaten. Sen kanı bile parayla satarsın. Halktan besleniyoruz demiş. Senin kandan beslendiğin çok açık. Suriye örneği ortada. Ölenlerin tamamının kanı senin ellerinde. Dişlerin de kanlı ellerin kadar. MİT tırlarını, silahları gönderdin oraya. İnsanlar katledilsin diye gönderdin. Hala insanlar öldürülüyor. Masum insanların ölümünün sorumlusu sensin. Ergenekon nedeniyle hayatını kaybedenlerin sorumlusu kim? Bu davaların savcısıyım diyen sensin. 15 yaşındaki Berkin Elvan için bir Allah rahmet eylesin demedin. Sende din, iman, ahlak var mı? Namus, şeref var mı sende? Söyle bakalım ne var sende? Annesini seçim meydanlarında yuhalattın."

"Öbür tarafta her türlü pisliği yersin"

"8 şehidimizin olduğu gün beyfendi nikah töreni yapıyor. Mütevazı yaparsın, biz de çoluk çocuk evlendirdik. 23 Nisan'ı yasaklarsın, gider öteki tarafta her türlü pisliği yersin."

"Halktan beslendiğini iyi biliyoruz"

"Halktan besleniyormuş. Senin halktan beslendiğini çok iyi biliyoruz. Milleti soyup soğana çevirdin. Tabii ki halktan besleneceksin. 33 milyar lira elektrikteki kayıp kaçak. Namusuyla faturasını ödeyenden alacakmış. Diktatörler kan dökermiş, kin, nefret tohumları ekermiş; dön bak aynaya göreceksin."

"İnsanda biraz omurga olur"

"Rahmetli Menderes'in adını ağzına alarak CHP'yi suçluyor. Sakın ola bir daha Menderes'in adını ağzına alma. O namuslu, dürüst, şerefli adamdı. Çocuklarının ticaret yapmasına izin vermedi. Hepsi Cumhuriyet'i savunuyor, Mustafa Kemal'e borçlu olduklarını biliyorlar. İdamlarla ilgili bir gerçeği daha açıklayacağım. 27 Mayıs İhtilali'nden sonra yargılamalar oldu. Menderes ve arkadaşları idam edildi. Siyasi idama hayatımın her döneminde karşı çıktım. Ama bu ayrım yaptı. Suudi Arabistan'daki idamlara olabilir dedi, biz karşı çıktık. Mısır'dakilere de karşı çıktık. Oraya arkadaşlarımızı gönderdik. Ama Bangladeş'te bir kişiyi idam ettiler, Erdoğan köpürdü. Suudi Arabistan'ın kanununda varsa onlarda da var. İnsanda biraz omurga olur. Her dönem karşı çık, biraz onurluysan.

Rahmetli İnönü idam kararları verildiğinde ortak bir mektupla idam kararlarına karşı çıkalım diyor. İnönü kendi imzasıyla bir yazı daha yazıyor. 4 sayfalık bir mektup. 'Eğer siz bu idamları onaylarsanız bunu ordunun etkilediği düşünülür, kansız bir ihtilale kan bulaşır. Bunu yapmayın' diyor."

"Böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden gerçekleştiremezsin"

"Kan dedik ya. Bize bir şey düştü diye bekliyorlar herhalde. Yarasalar gibi. Bir kişi konuşacak Türkiye susacak, hakim ona göre karar verecek, savcılar harekete geçecek, gazeteciler hapse girecek, bir partiye genel başkan seçilecek, onun keyfine göre rejim değişecek. Böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden Türkiye'de gerçekleştiremezsin diyorum. Birileri Türkiye'yi babasının çiftliği sanıyor. Korkmayın. CHP olduğu sürece bu ülkede rejimi değiştirmeye kimse yeltenemez."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber