CHP, fabrika ayarlarına dönsün, FETÖ ayarlarına değil!

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 26 Eylül 2016 00:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
CHP, fabrika ayarlarına dönsün, FETÖ ayarlarına değil!

Aydın Ünal'ın yazısı

Çıkmamış candan umut kesilmez.

15 Temmuz akşamından itibaren AK Parti, CHP ve MHP arasında oluşan mutabakat, son günlerde CHP Genel Başkanı ve CHP sözcüleri tarafından hedef tahtası yapılmış, hatta kevgire dönüştürülmüş durumda. Henüz mutabakatın bittiğini söylemek mümkün değil; ama biteceğini öngörmek de kehanet olmaz.

Muhalefetten beklenen, her konuda iktidarla birebir aynı düşünmesi değildir. 15 Temmuz hadisesi karşısında, vatanını, bayrağını, toprağını, istiklalini seven herkesin ve her kurumun sergilemesi gereken duruş, işbirliği ve uzlaşma duruşuydu. Hem Genel Başkanlar, hem milletvekilleri, hem de partiler, bu tabii duruşu sergilediler. Türkiye normalleştikçe, muhalefet partileri de tabii mecralarına, doğal pozisyonlarına geri döneceklerdir.

Burada tehlike şu: Özellikle CHP, Anamuhalefet Partisi CHP, fabrika ayarlarına mı geri dönecek, FETÖ ayarlarına mı?

15 Temmuz şerrinden ortaya çıkan bir hayırlı netice de, muhalefet partileri üzerindeki FETÖ vesayetinin kalkması olmuştu.

CHP, kaset kumpasıyla yeniden dizayn edilmiş, tamamen FETÖ boyunduruğu altına sokulmuş, FETÖ'nün verdiği malzemeler ve yaptığı suflelerle politika icra eder hale gelmişti.

CHP, Gezi olaylarında, FETÖ'nün yazdığı senaryoyu oynadı ve Gezi darbe girişiminin siyasi ayağı oldu.

17/25 Aralık darbe girişiminin en önemli aktörlerinden biri de CHP idi. 17 Aralık sabahından itibaren, üretilen yalanları, iftiraları, iddiaları yaymak; gayri meşru elde edilmiş ses kayıtlarını Meclis kürsüsüne taşımak, darbe girişiminin siyasi ayağı ve dayanağı olmak görevi CHP'ye verilmişti.

MİT tırlarının durdurulması ve sonrası için planlanan süreçte de CHP'ye önemli vazifeler düştü. Özellikle, "Türkiye'nin DAİŞ'e destek verdiği" söylemi, CHP tarafından delilsiz ve mesnetsiz şekilde her platformda dile getirildi.

CHP'nin, son 1 yıldır şiddet dozu artan terör karşısında, PYD meselesi karşısında nasıl tutum izlediğini, özellikle TBMM'de HDP ile hemen her konuda nasıl ortak hareket ettiğini de gördük.

2014 ve sonrası seçimlerde Fetullahçıların CHP'ye oy vermeye yönlendirilmesi; 7 Haziran'da çıkan tabloyla CHP öncülüğünde bir FETÖ koalisyonunun kurulması girişimleri de işin cabası.

İşte 15 Temmuz, CHP'de FETÖ vesayetini kaldıran dönüm noktası oldu.

CHP üzerindeki Fetullah vesayeti bitti; lakin, Fetullah'ın da bir maşa olduğunu, söz konusu vesayetin Fetullah'ın da iplerini tutan güç tarafından kurgulandığını biliyoruz.

"Yenikapı Ruhu" da denilen mutabakat süreci bitebilir; CHP, keskin, sert, uzlaşmaz, kutuplaştırıcı politikalarına geri de dönebilir.

CHP'nin, FETÖ vesayetinden önce olduğu gibi, Laiklik ve Kemalizm üzerinden, yaşam tarzları üzerinden, yok "oruç tutmayanı dövdüler", yok "şort giyene saldırdılar", yok "okulda mescit açtılar" tarzı klasik söylemini özlememiş miyiz?

15 Temmuz'dan itibaren dönülen bu söylemi biraz nostalji duygusu, biraz da tebessümle, çocukluğumuzun yerli filmlerini izler gibi, Şener Şen'in bin kere izleyip de bıkmadığımız o sahneleri gibi keyifle izliyoruz.

Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi FETÖ vesayetinden kurtuldular ve yenileniyorlar. MHP, FETÖ tehdidini savuşturdu.

HDP şimdilik umut vadetmiyor. Hem PKK vesayeti, hem de sırtlarını dayadıkları ABD bayraklı Kontra PYD HDP'ye değişim imkanı tanımıyor.

CHP ise, fabrika ayarlarına dönerse sorun yok, ama FETÖ ayarlarına dönecek olursa, bu, hem siyaset için, hem Türkiye için, hem de CHP seçmeni için zor ve tehlikeli bir süreç olacaktır.

Türkiye, beka kavgası verirken, 2 terör örgütüyle ve Suriye'deki sorunla mücadele ederken, Anamuhalefet Partisi'nin milli bir duruş yerine yakın geçmişteki gibi yabancı kurguların içinde yer alması, siyaseti zehirlemekten başka bir işe yaramaz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber