Mahalle bekçiliği geri getiriliyor
Artan hırsızlık, darp ve kapkaç olayları üzerine harekete geçen Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM), büyükşehirlerde bekçilik müessesesinin tekrar kurulması için kanun teklifi hazırlayarak Plan ve Bütçe Komisyonu'na gönderdi.
Çarşı ve mahalle bekçilerinin emniyet hizmetleri sınıfına alınmasını öngören kanun teklifinde 'yardımcı hizmetler sınıfında sayılan çarşı ve mahalle bekçilerinin konumlarına uygun olarak Emniyet hizmetleri sınıfına alınarak, yıpranma hakkı, fiili hizmet zammı ve ek gösterge gibi haklardan yararlandırılmaları' öngörülüyor. Kanun teklifinin en ilginç maddesi ise, mahalle bekçiliği sisteminin yeniden kurulması için Emniyet Genel Müdürlüğü'ne 10 bin yeni bekçi kadrosu tahsis edilmesi yönündeki talep.
Komisyon çalışmalarıyla ilgili bilgi veren AK Parti Bursa Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi Şevket Orhan, bu konuyla ilgili verilmiş 4 ayrı kanun teklifi bulunduğunu, komisyon daha kapsamlı olan AK Parti Eskişehir Milletvekili Muharrem Tozçöken ve 6 arkadaşının verdiği teklifin görüşülerek benimsendiğini ifade etti. Orhan, "Kabul edilen kanun teklifi görüşülmek üzere asıl komisyon olan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na gönderildi. Bu teklife, AK Parti İstanbul Milletvekili Recep Koral tarafından gündeme getirilen Emniyet Genel Müdürlüğü'ne mahalle bekçiliğinin yeniden kurulması için 10 bin bekçi kadrosu verilmesi maddesi de ilave edildi. Teklifi yapan Koral'ın komisyona gelerek, İstanbul'da çocuğunun darp edilmesi, Ankara'da ise evinin soyulmasını anlatması da önemli rol oynadı. Komisyon raporumuza bu görüşümüzü ilave ettik" dedi.
AK Parti İstanbul Milletvekili Recep Koral da, bekçilik müessesesi kaldırıldıktan sonra yerinin doldurulamadığını, Osmanlı döneminden beri bekçilik teşkilatının önemli bir yerinin bulunduğuna dikkati çekti. Koral, şöyle dedi: "Emniyet teşkilatında zaten bir personel eksiği var. Son yıllarda bu sayı artırılmış olsa da yine yeterli değil. Osmanlı döneminden bu yana mahalle bekçisinin caydırıcı bir etkisi vardı. Günümüzde siteler ve uydukentler özel güvenlik tedbirleri alabiliyor. Ama dar gelirli ve fakir ailelerin yaşadığı sokaklar, asıl halkın büyük çoğunluğu bu ihtiyaçtan yoksun kalıyor. Herşey polise kalıyor. Polisin sayısı artsa bile her mahalleye devamlı adam koymak mümkün değil. Asayişte boşluk bırakmamak lazım. Asayişte boşluk varsa birileri olumsuz yönde dolduruyor. O yüzden suç olaylarında artış, mala karşı işlenen suçlarda da bir başarısızlık var. Bunu inkar etmek mümkün değil. O nedenle Büyükşehirler başta olmak üzere bu bekçilik müessesesinin yeniden hayata geçirilmesi için şimdilik 10 bin kadroyla bunun desteklenmesi şeklinde inandığım bir şeyi komisyon raporuna intikal ettirdik. Polisin yaptığı işle mahalle bekçisinin yaptığı iş farklı. Polis devriye geziyor, sivil geziyor, ekip otosuyla geziyor ama mahalle bekçisi o mahallenin insanlarıyla bire bir muhatap olan insandır. Mahallenin girdisini çıktısını bilir. Bir apartmanda oturanlar birbirini tanımazken o tanır. Dolayısıyla bu bir ihtiyaç."