'Bana helikopterde makineli tüfek kullanmam için talimat verildi'

Sanıklardan Gülmez:"Helikopter başında pilotlara bilgi verildi ama ne söylendi bilmiyorum. Görev gereği bana helikopterde makineli tüfek kullanmam için talimat verildi"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 22 Şubat 2017 17:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Bana helikopterde makineli tüfek kullanmam için talimat verildi'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın sanıklarından eski Deniz Yüzbaşı Haldun Gülmez, yakıtı azalan helikoptere yakıt ikmali yapmak için gittikleri Dalaman Askeri Havalimanı'na iki kez iniş yapmak zorunda kaldıklarını, ilkinde askerlerin silahlı çatışma pozisyonu aldıklarını, ikinci inişte yakıt aldıklarını söyledi.

Duruşmanın üçüncü gününde mahkeme heyeti tarafından dinlenen SAT ekibinden Gülmez, daha önce verdiği ifadelerin tamamını reddetti. Avukatının istifası nedeniyle avukatsız savunma yapmaya çalıştığını belirten Gülmez, yeni bir avukat tutabilmesi için "mal varlığına el konulması" kararının kaldırılmasını talep etti.

"TELEFONUMA BYLOCK YÜKLENMESİNDEN ENDİŞE EDİYORUM"

"ByLock" kullandığı iddiasını reddeden Gülmez, "Telefonuma ByLock yüklenmesinden endişe ediyorum. Bunu daha önce savcımıza ifade verirken de söylemiştim. Şimdiye kadar ByLock kullanmadım. Telefonumun polislerde olduğunu, onların ByLock yüklemesinden endişe ettiğimi söyledim ayrıca savcının sunduğu tüm delillere de itiraz ediyorum." şeklinde savunma yaptı.

Sanıklardan eski Yüzbaşı Özay Cödel'in Kuzey Grup SAT Komutanlığına vekalet etmesi dolayısıyla kendisinin birinci amiri olduğunu belirten Gülmez, Cödel'in bildirmesi üzerine bir operasyon olduğunu öğrendiğini savundu.

Cödel'in bir görev ve operasyon olacağını, sanıklardan Ali Sarıbey ile buluşarak Hava Harp Okulundaki aprona giderek ekiple buluşmalarını söylediğini öne süren Gülmez, "Cödel bana komutan emriyle SAT ekibinin de kendisinin de oraya geleceğini söyledi. Ali Sarıbey ile aprona gittik. Özel kuvvetler ekibi oradaydı ancak bizim ekibi göremedik. Onların da geleceğini tahmin ediyordum. Operasyon hakkında hiçbir bilgim yoktu. Ben görev emri verildiği ve Nusaybin ya da Suriye'ye gideceğimizi düşündüğüm için ona göre hazırlanıp yanıma malzeme aldım." diye konuştu.

Apronda sanıklardan Şükrü Seymen ve ekibiyle karşılaştığında neden geldiklerini sorduğunu ve "Göreve gideceğiz" cevabı aldığını anlatan Gülmez, aynı göreve gideceklerini düşündüğünü söyledi. Şükrü Seymen'i daha önceden tanımadığını, ilk kez burada gördüğünü kaydeden Gülmez, göreve uçakla gideceklerini düşünerek SAT ekibini beklemeye başladıklarını ancak pilotların gelmemesi üzerine özel kuvvetler ekibiyle helikoptere bindiklerini belirtti.

"HELİKOPTERDE MAKİNELİ TÜFEK KULLANMAM İÇİN TALİMAT VERİLDİ"

Helikopterle Çiğli'ye geldiklerinde depoya giderek malzemelerini kuşandıklarını ve sanıklardan Gökhan Şahin Sönmezateş'in de oraya geldiğini anlatan Gülmez, "Helikopter başında pilotlara bilgi verildi ama ne söylendi bilmiyorum. Görev gereği bana helikopterde makineli tüfek kullanmam için talimat verildi. Ekiplerle Marmaris'e gittik." dedi.

Helikopterdeki personelin yere indiğini belirten Gülmez, "Ben helikopterde kaldım ve helikopterden aşağıya hiçbir şekilde ateş etmedim. Etrafa da ateş etmedim ancak bize sürekli aşağıdan ateş ediliyordu." iddiasında bulundu.

Gülmez, ifadesine şöyle devam etti:

"Burada havada ve yerde uzun süre kalınca yakıt sıkıntısı başladı. Helikopterle Dalaman'a gittik. Piste iki defa iniş yapmak zorunda kaldık. İlk seferinde askerler mevzi alıp silahlı çatışma pozisyonuna geldiler. İkinci inişimizde ise zaten yakıt kalmadığı için pilotlar helikopterden indi. Oradaki görevlilerle ne konuştular bilmiyorum. Sonra bize yakıt verildi. Askerler de pozisyonlarını değiştirince bir rahatlama oldu. Sonra mevzi almadılar. Ben de helikopterden indim. Yakıtı alıp tekrar havalandıktan sonra aynı yere döndük. Biz havada askıdayken yoğun bir ateş altında kaldık hatta iddianamede de yer alan, bize ateş edenlerden birinin Şükrü Seymen olduğu ve benim de onun silahından çıkan mermiyle yaralandığım konusu var. Ben böyle düşünmüyorum ve bu nedenle Şükrü Seymen'den şikayetçi değilim."

"HELİKOPTER KEVGİRE DÖNDÜ"

Kimden ve nereden geldiğini bilmediği bir ateşle helikopterde göğsünün sağından yaralandığını dile getiren Gülmez, "Gelen ateşler nedeniyle zaten helikopter de kevgire döndü. Ben 3-4 saat kan kaybettim. Kendi kendime ilk müdahaleyi yaptım. Helikopterde vurulduktan birkaç saat sonra hastaneye kaldırıldım." dedi.

Özay Cödel'in Kuzey Grup SAT Komutanlığına vekalet ettiği için kendisinin birinci amiri konumunda olduğunu yineleyen Gülmez, bu nedenle verilen emri yerine getirdiğini savundu.

Mahkeme heyetinin birçok sorusuna cevap vermeyen Gülmez, daha sonra avukatı eşliğinde ayrıntılı ifadesinde cevap vereceğini söyledi. Gülmez, sanık avukatlarının, "Yakıt ikmali sırasında yaşanan sorunun aşılması için yapılan iletişim trafiği hakkında bilginiz var mı?" ve "Yakıt ikmalinden önce helikopteri boş bir araziye indirip beklediniz mi?" sorularını da cevaplandırmadı.

Duruşmada daha sonra, eski Yüzbaşı Özay Cödel'in dinlenmesine başlandı.

Üzerinden "H.E. duaları" başlıklı not çıkmıştı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen darbeci askerler arasında bulunan eski Deniz Yüzbaşı Haldun Gülmez'in üzerinde, "H.E. duaları" başlıklı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve hükümete yönelik beddua da bulunan yazı çıkmıştı.

Gülmez'in eşi Kübra Gülmez, 2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin davanın da sanıkları arasında yer alıyor.

Bekir Bektaş

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber