Balyoz sanığına verilecek 350 bin TL'lik tazminat 75 bin TL'ye düştü

ALBAY Hanifi Yıldırım... Balyoz davasının en çok tartışılan iddiasının başaktörüydü. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu Albay Hanifi Yıldırım, iddiaya göre kurduğu bir tim ile Fatih Camii'ni bombalayıp ülkede kaos çıkaracak, böylece darbe fitilini ateşlemiş olacaktı.

Yıldırım ve arkadaşları tutuklandığında hakkındaki suçlamalara en sert tepkiyi gösteren kişi komutanı; yani Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ oldu... Başbuğ, "Vicdansızlara sesleniyorum!.. 'Allah, Allah' diye taarruz eden bir ordu nasıl Allah'ın evi camiye bomba atmayı düşünür?" dedi. Buna rağmen Hanifi Yıldırım gözaltına alındı ve kurulan FETÖ kumpasıyla cezaevine gönderildi. Albay Yıldırım, emekli Orgeneral Başbuğ'dan 16 ay sonra, 'adil yargılanmadığı' gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi kararı ile tahliye edildiğinde tam bin 335 gündür cezaevindeydi. Tahliye olduğunda Balyoz'da en uzun hapis yatanlar listesinin başındaydı.

Cezaevinden çıkıp eşi ve ikiz çocuklarıyla kucaklaştığında maddi ve manevi olarak yıpranmıştı. Büyük hayallerle girdiği TSK, Iğdır'da çobanlık yaptığı dönemde kurduğu en büyük çocukluk hayaliydi. 1983'te girdiği üniversitesi sınavlarında Karadeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi ile İstanbul Hava Harp Okulu'nu kazanmış ve tercihini TSK'dan yana yapmıştı. 4 yıl sonra havacı teğmendi. Sonra 1 yıl pilotluk eğitimi aldı. Ardından terörle mücadelede aktif rol almak için Jandarma Genel Komutanlığı'na geçti. Dağlarda operasyonlara katıldı. Kara Harp Akademisi kurmay subaylık sınavını geçip TSK tarihinde ilklerden birini de başardı. Avukatı Ramazan Bulut'a göre parlak bir kariyer sahibi olan ve generalliğe terfi edecek olan Hanifi Yıldırım, "FETÖ'nün Balyoz davasında kurduğu kumpasın mağduru" oldu. Adı cami bombalayacak askerler listesinin başına yazıldı ve hayatı karardı.

'BALYOZ' YILDIRIM AİLESİ'NE DE İNDİ

Gazete Habertürk'ten Zülfikar Ali Aydın'ın haberine göre tutuklandığında ikiz çocukları ilkokul 4'üncü sınıfta ve 9 yaşındaydı. Ailesi tutuklanmasını çocuklara, "Babanız Doğu'ya geçici görevle gitti" diye anlattı. Herkes gerçeği öğrendiğinde büyük bir yıkım yaşadı. Çocukların psikolojisi bozuldu. Tedavi gördüler. Bu durumu öğrenen yaşlı annesi kalp krizi geçirip 10 gün hastanede yattı. Kayınvalidesi beyin pıhtısı tanısıyla kaldırıldığı hastaneden bakıma muhtaç ve yatalak olarak çıkabildi. Cezaevine girdiğinde lojmanını boşalttı. Görev yeri değiştirildi. Yargılandığı aşamada uzmanlığıyla ilgisi olmayan bir birime Tıbbi Cihazlar Komisyon Başkanlığı emrine gönderildi. Terfisi Balyoz davası kapsamında tutuklu olduğu gerekçesiyle 2012, 2013 ve 2014 Yüksek Askeri Şüra'larına getirilmeyerek engellendi.