Savcı: Devlet komplo kurmaz, komplo çetelerin işidir

Davanın savcısı Düzgün: - "(Sanıkların kendilerine komplo kurulduğu iddiası) Devlet komplo kurmaz, komplo devletin içine çöreklenmiş çetelerin işidir. Devletin milli yargısı, içindeki çeteleri temizledikten sonra Ergenekon ve Balyoz kumpaslarını nasıl çökerttiyse, 15 Temmuz'dan sonra ortaya çıkan çeteleri de temizleyecektir. Devletimiz buna muktedirdir"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 13 Eylül 2017 21:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Savcı: Devlet komplo kurmaz, komplo çetelerin işidir

Muğla'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin, 2'si firari, 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında sanıkların sahte deliller üretildiği ve kendilerine komplo kurulduğu iddialarına tepki gösteren davanın savcısı Ali Cenk Düzgün, "Devlet komplo kurmaz, komplo devletin içine çöreklenmiş çetelerin işidir." dedi.

Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesince adliye binasındaki salonların fiziki yetersizliği nedeniyle Muğla Ticaret ve Sanayi Odası salonunda görülen davanın beşinci duruşmasının yedinci oturumunda helikopter pilotu eski yarbay Davut Uçum savunmasını yaptı. Uçum'un savunmasının ardından helikopterlerin radar kayıtları incelendi, mahkeme heyeti bununla ilgili sanıkların beyanlarını dinledi.

Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ'dan söz alan davanın savcısı Düzgün, sanıkların gerçeği yansıtmayan ifadelerine tepki gösterdi.

Sanıkların esasa ilişkin savunmalarında, sahte deliller üretildiği ve kendilerine komplo kurulduğu iddialarında bulunduğuna işaret eden Düzgün, tanıklardan bir kısmının olay gecesinin kaotik ortamı nedeniyle olayın 01.00-02.00 gibi meydana geldiği yönünde ifadeler verdiğini kaydetti.

- "Başka bir olaydan bahsedilmediği nettir"

Tanıkların daha sonraki ifadelerinde bu saatleri düzelttiğini anlatan Düzgün, "Sanıklar, tanıkların beyanlarının düzeltmelerini görmezden gelerek, beyanları çarpıtarak, onlarca tanıdığın beyanı da hiç yokmuş gibi göstererek olay saati belirsizmiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Olay sonrasında düzenlenen bazı polis tutanaklarının sadece belli cümlelerini okuyarak olayı başkalarının gerçekleştirdiğini iddia ediyorlar." diye konuştu.

Sanıkların savunmalarında gaz maskesi olan başka sanıkların geldiği yönünde iddialarda bulunduğuna dikkati çeken Düzgün, "Tanık ifadelerinin önü ve arkası bir bütün olarak okunduğunda sanıkların eylemleriyle ve zaman bakımından tamamen uyuştuğu görülecektir. Başka hiç bir olaydan bahsedilmediği nettir." ifadelerini kullandı.

Düzgün, polis memurlarının şehit edilmesiyle ilgili hazırlanan otopsi ve uzmanlık raporları arasında da sanıklarının iddiasının aksine farklılık bulunmadığını bildirdi.

Olay yerine ilişkin güvenlik kamerası kayıtlarının alınmadığı ve bazılarının silindiği iddiasının da doğru olmadığını anlatan Düzgün, şöyle devam etti:

"Dosyadaki raporlardan anlaşılacağı gibi bölgede bulunan tüm kameraların kayıtları temin edilmiş, dosya içine konulmuştur. Sanıkların da bu görüntüler üzerinden savunmalarını inşa ettikleri görülmüştür. Polis memurları Nedip Cengiz Eker ile Mehmet Çetin'in ne zaman, nerede, hangi çatışmada vuruldukları ve kendilerini şehit eden mermilerin hangi silahlardan atıldığı tam olarak tespit edilmiş olmasına rağmen, sanıklar raporların sahte olduğunu iddia ettiler. Olayın hemen ardından şehitlerin otopsi işlemleri yapılmış ve vücutlarından çıkan mermi çekirdekleri incelenmek üzere gönderilmiştir. Sanıkların silahları ise sonradan arazide bulunarak incelemeye gönderilmiştir. Uzmanlık raporlarını sahte olduğu iddiasını kabul etmemiz demek, şehit polislerin kabirlerinden çıkartılıp bedenlerine yeniden atış yapıp veya bedenlerine mermi çekirdeklerinin yerleştirilmiş olması demektir."

Düzgün, sanıkların kendilerine komplo kurulduğu söylemleri üzerine ise "Böyle bir iddiayı kabul etmek mümkün değil. Bu, komplo amacıyla devlet birimlerinin ortak hareket ettiği, sahtecilik yaptığı anlamına gelir. Devlet komplo kurmaz, komplo devletin içine çöreklenmiş çetelerin işidir. Komplo devletin işi değildir. Devletin milli yargısı, içindeki çeteleri temizledikten sonra Ergenekon ve Balyoz kumpaslarını nasıl çökerttiyse, 15 Temmuz'dan sonra ortaya çıkan çeteleri de temizleyecektir. Devletimiz buna muktedirdir."

Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, savcının bu sözlerine itiraz eden sanıkların salonda gerginlik çıkartması üzerine, "Sahte deliller düzenlendiği ve komplolar kurulduğuna yönelik ithamlarla ilgili davanın savcısına cevap hakkı doğmuştur ve bunu kullanmıştır." açıklamasını yaptı.

Duruşmaya yarın sabaha kadar ara verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber