Devlet aşçısının özel sırları
Yıllarca Çankaya Köşkü, Dışişleri Konutu ve Devlet Konukevi'nde pasta şefi olarak görev yapan, yarım asra yakın meslek hayatı boyunca aralarında cumhurbaşkanları ve başbakanların da bulunduğu çok sayıda devlet büyüğüne hizmet eden 50 yıllık pasta ustası Şemsettin Balıkçı, ilginç anılarını anlattı.
Çankaya Charlotte
Şemsettin Balıkçı, 1982 yılında Devlet Konukevi'nde çalışmaya başladı. O yıllarda Konukevi'ni en çok kullanan, dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'di. Evren, yine Devlet Konukevi'nde verdiği bir davetin sonunda, Şemsettin Usta'yı yanına çağırarak, yedikleri tatlının adını sordu. "Elma Charlotte" cevabını alan Evren, bir süre düşündükten sonra "Bundan sonra bu tatlının adı Çankaya Charlotte olsun" dedi. Evren, o günden sonra da her yemeğin sonunda tatlı olarak, üstünde elma olan üzümlü, kekli, kremalı "Çankaya Charlotte" yedi.
Özal'la Çankaya Köşkü'nde
Beş yıl boyunca Devlet Konukevi'nde çalışan Şemsettin Usta, burada dönemin Başbakanı Turgut Özal ve eşi Semra Özal'la da tanıştı. Semra Hanım'ın, Devlet Konukevi'nde Papatyalar'a verdiği çay partilerini hazırladı. Turgut Özal cumhurbaşkanı seçilince, Semra Hanım'ın isteğiyle Çankaya Köşkü'nün pasta şefi oldu. Orada aralarında şimdiki Amerikan Başkanı George Bush'un babası da dahil çok sayıda devlet büyüğüne hizmet veren Şemsettin Usta, Özallarla sıcak bir yakınlık kurdu. Hatta onlarla birlikte her yaz Marmaris'e, Okluk Koyu'na gitti. Şemsettin Usta, Turgut Özal'ın simit sevgisini ve Semra Özal'ın bu sevgiye olan itirazını şöyle anlatıyor: "Ben kahvaltı hazırlamak için çok erken gelirdim. Rahmetli Özal daha hiç kimse kalkmadan sabah erkenden kalkar, odasından çıkar, yüzmeye giderdi. Beni görünce de hemen, sabah kahvaltısı için ne yaptığımı sorardı. Simit yaptığımı görünce hemen alırdı. Turgut Bey'in simit yediğini gören Semra Hanım bana kızar ve 'Verme sakın bir daha' derdi. Ben de 'O cumhurbaşkanı. Nasıl vermeyeyim ki?' derdim."
Çiller hep rejim yapardı
Şemsettin Balıkçı, Özal'ın vefatının ardından Dışişleri Konutu'nda çalışmaya başladı. Hikmet Çetin, Erdal İnönü, Mümtaz Soysal, Murat Karayalçın ve Tansu Çiller'in de aralarında bulunduğu dışişleri bakanlarına hizmet etti. Şemsettin Usta, Çiller'le ilgili hatırladığı en önemli ayrıntının sürekli rejim yapması olduğunu vurguluyor ve "Kendisi her zaman yumurtanın beyazını yerdi. Çok iyi bir insandı. Ondan değil, ama kocasından çok çekinirdik. Çalışanlara bağırır çağırırdı" diyor.
Kendi işinin başında
MİT'ten sonra Kazakistan'da beş yıldızlı bir otele giden Şemsettin Balıkçı, bir süre burada çalıştıktan sonra, 1997 yılında Ankara'ya döndü ve Arjantin Caddesi'nin ünlü mekanı Kuki'nin pasta şefi olarak çalışmaya başladı. Balıkçı, son olarak da ünlü işletmeci Gamze Cizreli ile birlikte, yine Arjantin Caddesi üzerinde Big Chefs adlı bir mekan açtı.
Filiz Akın'a tatlı fırça
Şemsettin Balıkçı'nın Dışişleri Konutu'nda tanıştığı isimlerden biri de, o zamanlar büyükelçi olan Sönmez Köksal'dı. Köksal'ın MİT Müsteşarlığı'na atanmasıyla birlikte Şemsettin Usta da onun yanına geçti. Burada çalıştığı dönemde Köksal'ın eşi Filiz Akın'la da tanıştığını belirten Balıkçı ilginç bir anısını anlattı: "Bir gün Filiz Hanım bir tatlı istedi. Tarifini de verip, yaparken başıma dikildi. İlk önce bir şey demedim; içimden 'ya sabır' çektim. Fakat, baktım ki her yaptığıma karışmaya başlıyor, 'Filiz Hanım, bir geç otur hele şöyle sen' dedim ve tatlıyı tek başıma yaptım. Ondan sonra da bir daha bana karışmadı."
Mutfaktaki CIA ajanları
ABD eski Başkanı Bill Clinton'ın 1999 yılındaki Türkiye ziyaretinde, Çankaya Köşkü'nde verilen resmi yemeğin pastasını da, Kuki'de çalışmasına rağmen Cumhurbaşkanlığı Protokol Müdürü'nün isteği üzerine Şemsettin Balıkçı hazırladı: "Amerikan ajanları bir hafta bizim mutfakta kamp kurdular. Unu, şekeri, her şeyi kontrol ettiler. Çikolatalı, kestaneli bir tatlı hazırladık. Tatlının en büyük özelliği ise şekerden yaptığımız Türk ve Amerikan bayraklarıydı. Pasta Clinton'ın büyük ilgisini çekmiş."