'Zorunlu trafik sigortası primlerini yüzde 28 düşürdük'

Zorunlu trafik sigortalarına ilişkin de düzenlemeler yaptıklarını, daha sonra da primlerin yeterince inmediği ortaya çıkınca azami prim uygulamasına geçtiklerin anlatan Şimşek, yine bu çerçevede, riskli sigortalılar havuzu kurduklarını ve bu uygulamalar sayesinde reel olarak zorunlu trafik sigortası primlerinde yaklaşık yüzde 28'lik bir düşüş yaşandığını ifade etti.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 13 Aralık 2017 22:58, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Zorunlu trafik sigortası primlerini yüzde 28 düşürdük'

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Yılın ilk dokuz ayında büyüme yüzde 7,4 oranında gerçekleşmiştir. Bu, hakikaten, Çin'le birlikte küresel olarak baktığınız zaman, belli başlı gelişmekte olan ülkelere baktığınız zaman en güçlü büyümeye tekabül etmektedir. Büyüme reeldir, büyüme vatandaşlarımıza yansıyor." dedi.

Şimşek, TBMM Genel Kurulunda, kendisine bağlı kurumların 2018 yılı bütçeleri üzerinde hükümet adına söz aldı.

Bu sene ilk kez atıl bir kaynak olarak duran yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırmak, rezervleri güçlendirmek için altına dayalı tahvil ve kira sertifikası çıkardıklarını hatırlatan Şimşek, yaklaşık olarak 2,5 ton altını ekonomiye kazandırdıklarını, böylece bankacılık sisteminin kaynaklarını güçlendirdiklerini ve Merkez Bankasının rezervlerini artırdıklarını söyledi.

Dünya Bankası ile 2017-2021 dönemini kapsayacak ülke iş birliği çerçevesi programını yürürlüğe koyduklarını aktaran Şimşek, bu çerçevede Türkiye'ye 5 ila 7,5 milyar dolar arasında uzun vadeli, uygun şartlarda kaynak kazandırmayı umut ettiklerini dile getirdi.

Şimşek, "Bu çerçevede, 2017 yılında Dünya Bankasından reformların desteklenmesi için yaklaşık 351 milyon avro program kredisi sağladık. Bu kredi yurt içi tasarrufların artırılması, kırılgan grupların işgücü katılımının desteklenmesi ve sürdürülebilir büyümenin önündeki engellerin ortadan kaldırılması gibi değişik alanlarda kullanılacaktır." diye konuştu.

Şimşek, 2017 yılının Şubat ayında vadesi geçmiş veya takibe düşmüş çiftçi borçlarını yeniden yapılandırdıklarına dikkati çekerek, bu kapsamda, 17 bin üreticinin yaklaşık yarım milyar liralık borcunun yeniden yapılandırıldığını belirtti.

Bu yılın Kasım ayı sonunda ise 2017'de yaşanan afetler nedeniyle zarar gören çiftçilerin kredi borçlarının bir yıl ertelenmesi imkanını sağladıklarını vurgulayan Şimşek, "2017 yılında üreticilere Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince yaklaşık, 27,7 milyar liralık faiz destekli kredi, Halk Bankası tarafından yaklaşık 12,6 milyar liralık sübvansiyonlu kredi imkanını esnaf ve sanatkarlarımıza sunduk." açıklamasında bulundu.

Şimşek, Hazine Müsteşarlığının, erken aşama girişim şirketlerinin, girişimlerin, teknoloji odaklı KOBİ'lerin, alternatif finansmanlı araçlara erişmesini kolaylaştırmak için fonlara doğrudan kaynak aktarılabilmesine ilişkin yasal düzenlemenin de Mecliste kabul edildiğini hatırlattı.

Mehmet Şimşek, 2017 yılı başında yapılan önemli değişikliklerle kredi garanti kurumlarına daha çok kaynak sağladıklarını ve bunların daha etkin bir şekilde reel ekonomiyi desteklemesini sağladıklarını anlattı.

Kasım 2017 tarihi itibarıyla uygulama kapsamında kullandırılan kredi büyüklüğünün 210 milyar lirayı, verilen kefaletin toplam büyüklüğünün ise 186 milyar lirayı aştığını belirten Şimşek, kullandırılan kefalet tutarının yüzde 74'ünün KOBİ'lere, yüzde 26'sının ise büyük ölçekteki şirketlere sağlandığını söyledi.

Kullandırılan kredilerin yüzde 86'sının Türk lirası cinsinden, yüzde 14'ünün döviz cinsinden gerçekleştirildiğini ifade eden Şimşek, bu kapsamda kredi kullanan firma sayısının 202 binin üzerine ulaştığını bildirdi.

Başbakan Yardımcısı Şimşek, kredilerin yüzde 38'inin ticaret, yüzde 31'inin imalat sanayi, yüzde 13'ünün inşaat, kalanının ise hizmetler sektöründe kullandırıldığını aktardı.

-"Zorunlu trafik sigortası primleri yüzde 28 düştü"

Zorunlu trafik sigortalarına ilişkin de düzenlemeler yaptıklarını, daha sonra da primlerin yeterince inmediği ortaya çıkınca azami prim uygulamasına geçtiklerin anlatan Şimşek, yine bu çerçevede, riskli sigortalılar havuzu kurduklarını ve bu uygulamalar sayesinde reel olarak zorunlu trafik sigortası primlerinde yaklaşık yüzde 28'lik bir düşüş yaşandığını ifade etti.

Reel sektörün teminat ihtiyacının daha kolay karşılanması için kefalet sigortalarının kamu ihalelerinde kullanımına imkan sağladıklarını hatırlatan Şimşek, Türkiye'de bankaların sağladığı gayri nakdi kredi büyüklüğünün 618 milyar lira olduğunu söyledi.

Bunun yaklaşık yüzde 74'üne karşılık gelen 457 milyar lirasının teminat mektuplarından oluştuğunu belirten Şimşek, "Şimdi, bu yaptığımız düzenlemeyle, bankalarca halihazırda teminat ihtiyacı için kullandırılan kredi limitlerinin başka alanlarda kullanımına imkan sağlıyoruz ve sigortacılık sektörü üzerinden teminat mektuplarının verilmesinin önünü açıyoruz." dedi.

Benzer şekilde, yerli ve yabancı yatırımcılarının güveninin ve ilgisinin artırılmasıyla katılım sigortacılığına hukuki bir temel kazandırılması için Katılım Sigortacılığı Çalışma Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmeliğini Eylül ayında çıkarttıklarını hatırlatan Şimşek, bu alanda da bir canlanmanın söz konusu olacağına inandığını dile getirdi.

-"Bireysel emeklilikte fon büyüklüğü 1,6 milyar liraya ulaştı"

Bireysel emeklilikte oto-katılım uygulamasının başarılı bir şekilde devam ettiğini belirten Şimşek, "1 Aralık itibarıyla 3,4 milyon kişi sisteme katılmış, fon büyüklüğü 1,6 milyar liraya ulaşmıştır." bilgisini verdi.

Girişimcilerin ve erken aşama teknoloji şirketlerinin finansmana erişimini kolaylaştırmak için kitle fonlamasının kullanılabilmesine imkan veren kanunun da bu ay başında yürürlüğe girdiğine işaret eden Şimşek, ikincil düzenlemelere ilişkin taslaklarının da hazır olduğunu söyledi.

Şimşek, "Sektörün görüşlerini aldıktan sonra, inanıyorum ki, önümüzdeki bir iki ay içerisinde yürürlüğe girmesini sağlayacağız." ifadesini kullandı.

- "Hazine Destekli Kredi Garanti Sistemi 2018'de devam edecek"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, 2018 yılında ise Hazine Finansman Programı kapsamında yatırımcı ve piyasa çeşitlendirme stratejisini uygulamaya devam edeceklerini belirtti.

Bu çerçevede, altın tahvili, altına dayalı kira sertifikası ihraçlarını sürdüreceklerini aktaran Şimşek, "Aynı zamanda, piyasa koşulları çerçevesinde, ilk defa, belki, Çin'de Panda Tahvil Piyasası'nı yoklamayı düşünüyoruz. Buna ilişkin de yarın yapacağım ziyarette birtakım temaslarda bulanacağım." açıklamasında bulundu.

Hazine Destekli Kredi Garanti Sisteminin 2018 yılında devam edeceğini ve etkinliğini artıracaklarını vurgulayan Şimşek, "Bundan sonra, hem var olan 50 milyar liralık kaynağı hem de geri dönüşü olacak olan yaklaşık 70 milyar liralık kaynağı, yani toplamda 120 milyarlık kaynağı daha çok ihracata, imalat sanayi yatırımlarına öncelikli olarak kullandıracağız."değerlendirmesini yaptı.

"Yine, reel sektör döviz yükümlülüklerinin daha iyi bir şekilde yönetilmesine, yani reel sektör firmalarının kur riskinin etkin bir şekilde yönetilmesine ve tabii ki muhtemel politikalar değişikliklerine gideceğiz." diyen Şimşek, bunun öncesinde, daha anlamlı etki analizi yapmaya imkan sağlayacak bir veri raporlama sistemi üzerinde çalıştıklarını ve onu da tamamlamış olacaklarını dile getirdi.

Şimşek, 2017 yılında tasfiye sürecinden çıkartılan Emlak Bankasının güçlü bir şekilde, 2018 yılında bankacılık faaliyetlerine başlamasının planlandığını aktardı.

Mehmet Şimşek, Kalkınma Bankasının, özellikle stratejik ve teknolojik yatırımlara daha uzun vadeli kaynak ve destek sağlamasını içerecek şekilde yeniden yapılandırılması çalışmalarını da 2018'de tamamlamayı ümit ettiklerini bildirdi.

-"Türkiye ekonomisinin şoklara karşı büyük dayanıklılık gösterdi"

Son birkaç yıla bakıldığında Türkiye ekonomisinin şoklara karşı büyük dayanıklılık gösterdiğini belirten Şimşek, 2003-2016 döneminde Türkiye ekonomisinin ortalama yüzde 5,6 büyüdüğünü söyledi.

Mehmet Şimşek, şu bilgileri verdi:

"Bu büyüme aslında Çin ve Hindistan'dan sonra en güçlü büyüme oranı olarak karşımıza çıkıyor. Küresel kriz sonrasında yani 2010-2016 döneminde ortalama yüzde 6,7 gibi çok güçlü bir büyüme performansımız söz konusu. Geçen sene Türkiye ekonomisi hain darbe girişimi ve terör nedeniyle büyük şoklarla karşı karşıya kaldı. Buna rağmen, Türkiye, geçen sene yüzde 3,2 büyüdü. Şimdi, tabii ki, zamanında doğru tedbirleri aldık ve özellikle reel sektörün finansmana erişimini kolaylaştırdık, ciddi reformlar yaptık. Bunun sayesinde Türkiye bu sene güçlü büyümesine devam etti.

Yılın ilk dokuz ayında büyüme yüzde 7,4 oranında gerçekleşmiştir. Bu, hakikaten, Çin'le birlikte küresel olarak baktığınız zaman, belli başlı gelişmekte olan ülkelere baktığınız zaman en güçlü büyümeye tekabül etmektedir. Büyüme reeldir, büyüme vatandaşlarımıza yansıyor."

Şimşek, üçüncü çeyrekte yüzde 11'in üzerinde bir büyüme söz konusu olduğunu ve sanayi üretiminin yıllık yüzde 13,7 büyüdüğünü anımsattı.

Üçüncü çeyrek itibarıyla son bir yılda 1,4 milyon vatandaşa iş bulduklarını belirten Şimşek, üçüncü çeyrekte ihracatın yüzde 15,7 oranında yıllık olarak arttığını vurguladı.

Başbakan Yardımcısı Şimşek, şöyle devam etti:

"Üçüncü çeyrekte toplam 376 bin konut satılmıştır, bir önceki yıla göre yüzde 23,4'lük artışa tekabül etmektedir. Üçüncü çeyrekte otomotiv pazarımız 232 bin adet büyümüştür, artış oranı yüzde 15. Üçüncü çeyrekte toplam 2,5 milyon adet beyaz eşya satılmıştır, yıllık artış oranı yüzde 16,4. Üçüncü çeyrekte Türkiye'ye toplam 16,7 milyon turist gelmiştir, artış oranı yüzde 38,1. Yine ülkemizden seyahat amaçlı yurt dışına, üçüncü çeyrekte toplam 2,5 milyon vatandaşımız gitmiştir, yıllık artış oranı yüzde 12,5. Hemen hemen bütün alanlarda artış oranının üçüncü çeyrekte yüzde 11,1'lik büyüme oranından daha yüksek, reel, vatandaş düzeyinde bir büyüme, bir refah artışı olduğunu çok net bir şekilde bu rakamlar ortaya koymaktadır."

Üçüncü çeyrekte ekonominin yüzde 11,1 büyümesini sadece baz etkisiyle açıklamanın doğru olmayacağını dile getiren Şimşek, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış gayrisafi yurt içi hasıla rakamlarına göre ekonomide büyümenin devam ettiğini söyledi.

Şimşek, "Mevsimsel düzeltilmiş ve takvim etkisinden arındırılmış büyümemiz bir önceki çeyreğe göre, ilk üç çeyrek itibarıyla, birinci çeyrekte yüzde 1,6; ikinci çeyrekte yüzde 2,2; üçüncü çeyrekte yüzde 1,2'dir. Dolayısıyla çeyrekten çeyreğe de bir büyüme söz konusudur, sadece geçen seneki baz etkisini yansıtmamaktadır." dedi.

Bir süredir negatif seyreden makine teçhizat yatırımlarının, üçüncü çeyrekte, yüzde 15,3 gibi güçlü bir şekilde arttığını kaydeden Şimşek, "Bu, gelecek açısından son derece olumludur. Çünkü üretken kapasite artıyor ve bu kalıcı bir şekilde refah artışını ima ediyor. Tabii ki, önümüzdeki sene de büyüme devam edecek." ifadesini kullandı.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Enflasyon sorununu biz önemsiyoruz. Enflasyonla mücadele, enflasyonu tekrar tek haneye indirmek için hükümet olarak üzerimize düşeni yapacağız. Özellikle kamu fiyatlarını bu çerçevede daha makul düzeyde tutacağız." dedi.

Şimşek, TBMM Genel Kurulunda, kendisine bağlı kurumların 2018 yılı bütçeleri üzerinde hükümet adına söz aldı.

Şu anda kapasite kullanım oranının yüzde 80'e dayandığını belirten Şimşek, ihracatçı sektörlerde ise kapasite kullanım oranının yüzde 83 olduğunu aktardı.

Bu kapasite kullanım oranlarıyla yatırımın, neredeyse kaçınılmaz bir noktaya geldiğini vurgulayan Şimşek, üçüncü çeyrekte de yatırımlarda ve özellikle makine teçhizat yatırımlarında çok güçlü bir artışın söz konusu olduğunu söyledi.

İstihdam ayağının da çok güçlü olduğunu dile getiren Şimşek, Ağustos ayı itibarıyla yıl başından bu yana 1 milyonun üzerinde vatandaşa istihdam yarattıklarını hatırlattı.

Son on iki ayda ise yaklaşık 1,4 milyon vatandaşa iş bulduklarına dikkati çeken Şimşek, "Bu artışlar çok güçlü ve gelecek sene için iç talebi destekleyici niteliktedir." ifadesini kullandı.

Avrupa pazarının, Türkiye'nin en büyük pazarı olduğunun altını çizen Şimşek, "Orada çok güçlü bir canlanma var ve devam ediyor. Petrol fiyatlarının yüksek seyretmesi Rusya'yı, petrol ihraç eden Orta Doğu ülkelerini olumlu yönde etkilemektedir. Bunun sayesinde Türkiye'nin ürünlerine, Türkiye'nin müteahhitlik hizmetlerine, turizm bağlamında güçlü bir dış talep desteği bekliyoruz." açıklamasında bulundu.

-"Sorunlu alanların bir tanesi de cari açık"

Küresel krizden bu yana Türkiye'de 8,1 milyon vatandaşa net olarak istihdam imkanı sağlandığını bildiren Şimşek, bunun, çok güçlü bir istihdama işaret ettiğini vurguladı.

Bu istihdamın devamı için ilave teşvikler üzerinde çalıştıklarını aktaran Şimşek, önümüzdeki dönemde istihdamı canlı tutmak için reel sektöre ilave destek sağlamak adına çalışmalar yaptıklarını belirtti.

Türkiye'nin ekonomisinde her şeyin güllük gülistanlık olmadığını ve bir takım sorun alanlarının da bulunduğunu aktaran Şimşek, sorun alanlarından bir tanesinin de Türkiye'nin cari açığı olduğunu söyledi.

Mehmet Şimşek, ihracattaki artışa rağmen iç talebin güçlü olması, petrol fiyatlarının yüksek seyretmesi ve altın ithalatının çok güçlü olması nedeniyle bu sene cari açıkta yukarı doğru bir trendin söz konusu olduğunu ifade etti.

Şimşek, şu bilgileri verdi:

"Cari açık üçüncü çeyrek itibarıyla on iki aylık baktığınız zaman gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 4,7'sine tekabül etmektedir. Aslında net altın ticareti hariç cari açık yüzde 3,7 civarındadır. Yani cari açıktaki artışın tam 1 puanı net altın ithalatından kaynaklanmaktadır. Enerji ve altın hariç baktığınız zaman, Türkiye'de cari açık yok denecek düzeydedir. Ama biz cari açığı önemsiyoruz, cari açık önemli bir sorundur. Cari açığın kalıcı bir şekilde aşağıya çekilmesi için de önümüzdeki dönemde, yakın dönemde olduğu gibi, gerek enerjide gerek ham maddede dışa bağımlılığı azaltmak, gerek Türkiye'nin tasarruflarını artırmak, gerekse Türkiye'nin katma değer zincirinde yukarı çıkması için AR-GE, inovasyon, girişimcilik ekosistemini güçlendirme noktasında çabalarımıza devam edeceğiz."

- "Ekonominin güçlü taraflarından biri de bankacılık sektörü"

Türkiye'nin toplam borcunun, gayrisafi yurt içi hasılaya oranının yaklaşık yüzde 144 olduğunu belirten Şimşek, gelişmekte olan ülkeler ortalamasının ise yüzde 219 olduğunu söyledi.

Türkiye'nin bu bağlamda aşırı borçlu olduğunun söylenemeyeceğine dikkati çeken Şimşek, "Reel sektörde bir kur riski söz konusudur ama bu kur riskini daha iyi yönetmeye yönelik şimdi biz bir makro ihtiyati çerçeveyi, önemli bir reformu hayata geçiriyoruz. Türkiye'nin bütün bu borç üzerinden, özellikle dış borç üzerinden faiz ödemesinin milli gelire oranı yüzde 0,7'dir. Mesela bu rakam yaklaşık on beş yıl önce milli gelirin yüzde 1,9'u civarındaydı." diye konuştu.

Türkiye ekonomisinin zayıf tarafları olduğu gibi, güçlü taraflarının da bulunduğuna işaret eden Şimşek, güçlü taraflarından birinin de bankacılık sektörü olduğunu belirtti.

Şimşek, "Bankacılık sektörü, Türkiye'de sermaye yeterliliği açısından son derece güçlüdür. Sermaye yeterlilik oranı ekim itibarıyla yüzde 16,9'dur. Bu, hakikaten çok güçlü bir orandır ve uluslararası normların yaklaşık 2 katıdır. Yani, bankacılık sektörümüz büyük şoklara karşı bile dayanıklılık gösterecek kadar güçlü bir sermaye yapısına sahiptir." dedi.

Kredi Garanti Fonu sayesinde, kredi genişlemesinin bu sene güçlü olduğunu ifade eden Şimşek, "Her ne kadar Kasım ayı itibarıyla yıllık artış yüzde 20 ise de son on üç haftalık hareketli ortalamalar itibarıyla baktığınız zaman, artış oranı yüzde 12,4 civarındadır. Bankacılık sisteminin karlılığı da makul düzeydedir. Öz kaynak ve aktif karlılığı yıllıklandırılmış olarak yüzde 14,4 ve yüzde 2 civarındadır." değerlendirmesini yaptı.

- "Enflasyon sorununu biz önemsiyoruz"

Enflasyonun, diğer önemli bir sorun alanı olduğunu vurgulayan Şimşek, enflasyonun bu sene, özellikle liranın değer kaybı, petrol fiyatlarındaki artış ve önemli ölçüde de gıda fiyatlarındaki katılıktan dolayı çift haneye çıktığını aktardı.

Şimşek, "Enflasyon sorununu biz önemsiyoruz. Enflasyonla mücadele, enflasyonu tekrar tek haneye indirmek için hükümet olarak üzerimize düşeni yapacağız. Özellikle kamu fiyatlarını bu çerçevede daha makul düzeyde tutacağız." dedi.

Mehmet Şimşek, özellikle yaş meyve ve sebze fiyatlarındaki oynaklığı azaltmak, fiyatları makul düzeyde tutmak, tüketiciye kaliteli ürünün ulaşmasını, makul fiyatlarda ulaşmasını sağlamak için de çok önemli düzenlemeleri ekim başı itibarıyla uygulamaya koyduklarını hatırlattı.

Bu konuda bir geçiş dönemi gerekeceğini ve destek vereceklerini anlatan Şimşek, şöyle devam etti:

"Çünkü tarladan nihai tüketiciye kadar yaş meyve sebzede ortalama yüzde 30 civarında fire var. Bu fireyi ancak doğru paketleme ve tabii ki doğru ulaşım araçlarıyla taşıyarak toptancı pazarların yapısını, oradaki bütün ekosistemi güçlendirerek bütün bunlar üzerinden biz inanıyoruz ki bu fire oranını düşürebiliriz; bu, fiyatlara ve tüketiciye olumlu olarak yansıyacaktır."

- "Ekonomimiz güçlü bir performans ortaya koydu"

Merkez Bankasının, para politikasını sıkılaştırdığını ve bunun etkisinin gecikmeli olarak ortaya çıkacağını belirten Şimşek, "Önümüzdeki dönemde inanıyoruz ki lirada göreceli bir istikrar, gıda komitesinin çabaları, Merkez Bankamızın çabaları sayesinde enflasyon tekrar düşüş trendine girecektir ve bu düşüş trendinin aralıktan başlayıp yılın ilk çeyreğinde hızlanmasını bekliyoruz." diye konuştu.

Gerek daha çok istihdam gerek daha kalıcı fiyat istikrarı gerekse cari açığın daha düşük düzeylere, yönetilebilir düzeylere çekilmesi için Türkiye'nin yapısal reformlarını güçlü bir şekilde devam ettirmesinin zorunluluğunun altını çizerek, hükümetin bu konuda da iradesinin güçlü olduğunu vurguladı.

Şimşek, "Reformlar sayesinde son on beş yılda birçok şok yaşamamıza rağmen ekonomimiz dayanıklıdır ve ekonomimiz güçlü bir performans ortaya koymuştur." dedi.

Mehmet Şimşek, önümüzdeki dönemde aktif iş gücü politikalarını daha da hızlandıracaklarını, kısmi zamanlı çalışmanın üzerindeki engelleri kaldıracaklarını söyledi.

Ar-Ge, inovasyon ve girişimcilik sisteminin güçlendirilmesine önem verdiklerini anlatan Şimşek, önümüzdeki dönemde TÜBİTAK'ın yeniden yapılandırılması ve gelecek vadeden şirketlere daha çok destek için Kalkınma Bankasının yeniden yapılandırılması gibi önemli gündem maddelerinin bulunduğunu kaydetti.

Şimşek, kamu maliyesinde Mecliste bekleyen gelir vergisi reformundan Vergi Usul Kanunu'na kadar, kamu harcama reformundan performans bazlı bütçelemeye geçene kadar birçok konuda önemli reformları hayata geçirmeyi umut ettiklerini belirtti.

- "Kamunun borç yükünün milli gelire oranı, yüzde 30'un altına çekildi"

Kamunun borç yükünün milli gelire oranını, yüzde 30'un altına çektiklerini aktaran Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada en önemli kazancımız faiz yükünün azaltılmış olmasıdır. Bakın, faiz harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla içerisindeki payı 2018 yılında yüzde 2,1 olacak, yani yüzde 2 civarı gayrisafi yurt içi hasılaya oran olarak faiz ödeyeceğiz. Bu oran bundan on beş yıl önce yüzde 14,4'tü. Benzer şekilde, bütçenin yüzde 9,4'ü faize gidecek gelecek sene. Bu oran yüzde 43'ün üzerindeydi. Bu çok önemlidir çünkü hakikaten bunun sayesinde eğitime, sağlığa, altyapıya daha çok kaynak ayırma imkanımız oluyor."

Şimşek, gelecek sene uluslararası piyasalardan, tahvil piyasalarından 6,5 milyar dolarlık kaynak sağlamayı düşündüklerini dile getirdi.

Özellikle bu kamu-özel iş birliği modeliyle gerçekleştirilen projelerdeki yükümlülüklerin şeffaf bir şekilde raporlanmaması hususunda eleştirilerin olduğunu anımsatan Şimşek, "Evet, bu konu biraz eksik bir konudur ve bu konuda biz Maliye Bakanlığımıza koordinasyonu verdik. Uluslararası raporlamada yetkin olan kuruluşlarla bu konu çalışılıyor. Bundan sonra düzenli bir şekilde bunları raporlayacağız." dedi.

Hazine Müsteşarlığı tarafından bugüne kadar Avrasya Tüneli, Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu bağlamında toplamda 8,7 milyar dolarlık borç üstlenim anlaşmasının imzalandığını söyleyen Şimşek, bu projelerin tamamlandığını, risk dönemlerinin geride kaldığını, ve işletme dönemine geçildiğini bildirdi.

Şimşek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğünün yürüttüğü kamu-özel iş birliği projeleri kapsamında 2018 yılında bütçeden 3,6 milyar lira yapılacağını dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı Şimşek, şehir hastaneleri için yapılacak kira ödemeleri için de Sağlık Bakanlığı bütçesine konulacak ödeneklerden 2018 yılında 2,6 milyar lira ödeme yapılacağını kaydetti.

Hazine garantili toplam borç stoğunun 13,2 milyar dolar olduğunu aktaran Şimşek, bunun, gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 2'sinden daha az olduğuna dikkati çekti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber