Erdoğan'dan garip fetvalar veren ilahiyatçılar için talimat

Emin Pazarcı'nın akşam Gazetesindeki yazısı

Sadece son günlerin değil, yılların problemi bu: İnsanların değerlerini istismar eden, toplumun sinir uçlarını uyaran, milleti birbirine karşı kışkırtan, düşmanlıkları körükleyip, kafaları karıştıran iki hassas konuyla karşı karşıyayız:

1) Kendilerini "din alimi" olarak adlandıranların İslam adına verdiklerini ileri sürdükleri garip ve rahatsız edici fetvalar.

2) Yetkisiz ve aynı zamanda da etkisiz bazı çevreler tarafından ülkeyi yönetenler adına yapılan açıklamalar.

Gün oluyor, "ilahiyatçı" kimliği ile ortaya çıkan bir kişi, "kadın dövmenin faziletlerinden" söz ediyor; kadınların kocalarından dayak yedikleri için "şükretmeleri gerektiğini" söyleyebiliyor. Hem de bunu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü arifesinde dillendiriyor.

Gün geliyor, bir başkası küçük yaşta kızların evlendirilmesine methiyeler düzüyor.

Zaman zaman da "kadın sesinin haram olduğunu" ya da "kadınlarla birlikte asansöre binmenin haram sayıldığını" söyleyenler dahi çıkabiliyor.

Üstelik bunlar sokaktaki sade vatandaşlar da değil. Kiminin isminin önünde "ilahiyatçı" unvanı var. Kimi "din alimi" diye topluma sunuluyor. Kimisi de "cemaat lideri" kisvesiyle vatandaşların karşısına çıkıyor.

Sonuçta sert tartışmalar yaşanıyor. Problemi kaşıyıp, gerginlik çıkartmak isteyenlere gün doğuyor. Bu konuşmalar alabildiğine istismar ediliyor. Ciddi sıkıntılar ortaya çıkıyor.

Konu, AK Parti'nin MYK toplantısında da gündeme geldi...

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaşanan bu gelişmelerden duyduğu rahatsızlığı net bir dille ortaya koydu. Ardından da Diyanet'ten sorumlu Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a talimat verdi:

-Diyanet İşleri Başkanlığı, bu tip açıklamalar konusunda daha aktif bir rol almalı. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu bu tür gelişmeleri yakından takip edip, anında gereğini yapmalı.

Çünkü...

Herkes gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan da zaman zaman din adına yapılan tuhaf açıklamalardan rahatsız oluyor. İnsanların, dini konularda en yetkili makam olan Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından doğru bilgilendirilmesini istiyor. Dini konuların istismar edilerek, toplumun birbirine düşman olacağı bir zeminin ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyor.

Verilen talimat ortada: Belli ki Diyanet İşleri Başkanlığı bundan böyle daha hassas davranacak. Yanlış açıklamalar ve dini konuların istismarıyla ilgili daha etkili bir mücadele verecek