İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

İzmir Enternasyonal Fuarı, 87'nci kez kapılarını açtı

Türkiye'nin ilk ve en büyük genel ticaret fuarı olan İzmir Enternasyonal Fuarı, TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın katılımıyla 87'nci kez kapılarını açtı

Kaynak : DHA
Haber Giriş : 07 Eylül 2018 19:56, Son Güncelleme : 07 Eylül 2018 19:58
İzmir Enternasyonal Fuarı, 87'nci kez kapılarını açtı

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından düzenlenen Türkiye'nin ilk ve tek genel ticaret fuarı İzmir Enternasyonal Fuarı 87'nci kez açıldı. İzmir'in dışında yurtiçi ve yurtdışından da ziyaretçilerin geleceği İzmir Enternasyonal Fuarı, 10 gün sürecek etkinliklerle ticaret, kültür, sanat ve eğlencenin merkezi olacak. Ana teması 'teknoloji' olan Fuar, son teknolojik gelişmeleri İzmir'de buluşturacak.

FUAR AÇILIŞI İÇİN BULUŞTULAR

İzmir Enternasyonal Fuarı'nın açılış töreni Kültürpark içerisindeki İsmet İnönü Kültür Merkezi'nde yapıldı. Açılış törenine TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Sırbistan Başbakan Yardımcısı Rasim Ljajik, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Hindistan Büyükelçisi Sanjay Bhattacharyya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Öztrak, AK Parti ve CHP milletvekilleri, konuk ülkelerin temsilcileri, Fuarın sporsor firmalarından Vestel'in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak katıldı. Türkiye, Sırbistan ve Hindistan milli marşlarının çalınmasıyla başlayan törende ilk olarak Sırbistan dans topluluğu gösteri yaptı.

AÇILIŞ KONUŞMASINI AZİZ KOCAOĞLU YAPTI

Fuarın açılış konuşmasını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu yaptı. Fuarın 87 yaşında olmasına rağmen her yıl kendini yenileyerek genç kalmayı, çağa ve değişime ayak uydurmayı başardığını söyleyen Aziz Kocaoğlu, "Dünyanın yaşayan en eski fuarlarından biri burası. Türkiye'nin de ilk göz ağrısı. Evet, ilk olmak, öncü olabilmek önemlidir. Ama bu önderlik vasfını yaşatabilmek ve geleceğe aktarabilmek de bir o kadar önemlidir. Biz İzmir'de fuarcılığın çıtasını hep yukarı, daha yukarı taşıyoruz. Sadece genel ticaret fuarımızı değil, ihtisas fuarlarımızı da büyütüyoruz. Türkiye'nin en büyük ve en nitelikli fuarcılık merkezini İzmir'de kurduk. Adını Fuar İzmir koyduk. Her yıl onlarca fuar düzenliyoruz. Kıtaları, ülkeleri, kültürleri, ırkları, dinleri buluşturarak aynı zamanda evrensel barışa da hizmet ediyoruz. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün İzmirlilere verdiği bir görevdir. O yüzden fuarlarımıza gözümüz gibi bakıyoruz. İddia ediyorum, bugün İzmir, sadece ülkemizin ve yakın coğrafyanın değil, dünyanın en önemli fuarcılık şehirlerinden birisi haline gelmiştir. Bu başarının altında, güçlü fuarcılık alt yapımız kadar, İzmir'in, tüm insanların bir arada ve barış içinde yaşadığı bir şehir olmasının da büyük payı var. Bu yönüyle İzmir, bugün dünyamızın önemli sorunlarından biri olan şiddet, hoşgörüsüzlük ve çatışmaların yerine 'barış ve uzlaşı kültürünü' yerleştirmemizde örnek bir model olarak ortaya çıkmaktadır" dedi.

İzmir Enternasyonal Fuarı'nın Türkiye'nin gülen yüzü olduğunu da vurgulayan Aziz Kocaoğlu, "Ülkemizin moral kaynağıdır. Sıcaktır, dost canlısıdır. Kardeşliktir. Ulusların kucaklaşmasıdır. Bir genel ticaret fuarından daha çok, aile buluşması gibidir. Barışın, hoşgörünün, özgürlüğün ve demokrasinin kenti aydınlık İzmir'den, 87 yıllık 'müstesna bir Cumhuriyet eseri' olan İzmir Enternasyonal Fuarı'ndan, tüm dünyaya sevgilerimizi ve selamlarımızı gönderiyorum. Merhaba Ege, merhaba Türkiye, merhaba dünya. Merhaba" dedi.

ODAK ÜLKE HİNDİSTAN ADINA BÜYÜKELÇİ KONUŞTU

Aziz Kocaoğlu'nun ardından fuarın odak ülkesi olan Hindistan adına Ankara Büyükelçisi Sanjay Bhattacharyya konuşma yaptı. Büyükelçi Bhattacharyya, "İzmir Fuarı'na katılmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyorum. Dünya elbette tamamen bir dönüşüm içerisinde. Sizlere bunlardan bahsetmek istiyorum. Ekonomi açısından ve ideolojiler açısından toplumlarda büyük değişiklikler olmakta. Teknoloji son derece değişmekte ve fırsatlardan teknoloji sayesinde yararlanma fırsatı buluyoruz. Ekonomik yer çekimi Asya'ya doğru kaymakta ve burada yepyeni yükselen değerler var. İEF'ye Asya ve Afrika'dan çok temsilci katıldı. Bu sayede ülkeler arasında yepyeni fırsatlar olacak ve pek çok piyasa ortaya çıkacak. Sizlere son olarak kendi ülkemin hikayesinden bahsetmek istiyorum. Hindistan son 70 yılda sömürge olmaktan çıkınca dünyada en hızlı büyüyen ülke haline geldi. Sıfırdan başlayan bir ülke olan Hindistan şimdi doğrudan yabancı yatırımcıları ülkesine çekiyor. Kalkınma yolunda birkaç adım attık daha çok yolumuz var ve partnerlere ihtiyacımız var. Bu gelişimin en önemli yolu sevgi ve güvende. Dünya tek bir aile ve biz buna inanıyoruz. Hindistan'ın bu ilkesini edinirseniz çok güzel bir dünya düzeni olur. İEF'ye Hindistan'dan gelen 75 şirket var. İzmir'deki gelişimi yakından takip edeceğiz. Biz Ay'a ve Mars'a ulaştık. Umarım Hindistan deneyiminden faydalanacaksınız" diye konuştu.

KEMAL KILIÇDAROĞLU'NUN SELAMINI GETİRDİ

İzmir Valisi Erol Ayyıldız'ın kısa konuşmasından sonra kürsüye CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Öztrak çıktı. Konuşmasına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun selamını getirdiğini söyleyerek başlayan Faruk Öztrak, "İzmir Fuarının tarihimizde önemli yeri var. İzmir Fuarı cumhuriyetin yönünü gösteren örneklerden bir tanesi. Savaş meydanlarında kazanılan bağımsızlık için işin bitmediğinin farkındaydı. Yeni zaferler, adımlar gerekiyordu. Bu yıl 87. yılını kutlayan fuar bu alandaki önemli adımlardan birisidir. Temelleri İzmir İktisat Kongresi'nde atılmıştır" dedi. Türkiye'nin ekonomi politikasını eleştiren Faruk Öztrak, "Evet bugün sıkıntılarımız var ama bu umutsuz olacağımız anlamına gelmiyor. Bu doğru ilaç verildiği zaman toparlanma yoluna gidecektir. Doğru teşhis, doğru ilaçlar, ihtiyacımız budur. Sıcak paraya, dış borca bağlı olmayan bir ekonomiye varmamızın yolu inovasyon ve teknolojiye geçmemizde yatıyor" diye konuştu.

30 YIL ÖNCESİ AKLIMA GELDİ

Kürsüye çıkan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'da, fuar alanına ilk girdiği zaman 30 yıl önceki nostaljik görüntüsünün aklına geldiğini söyledi. Mehmet Ersoy, "İzmir fuarının ticaretten ibaret olmadığını çok farklı bir cazibesi olduğunu fark etmiştim. Son zamanlarda eski gücünü kazanmaya devam ediyor. Bu da beni çok sevindiriyor. İzmir Fuarını 30 yıl önceki saf duygularla hatırlamak istiyoruz. İzmir'in İzmir halkının popülizm yapma yeri olmadığını inanıyorum. İzmir'in Türkiye Cumhuriyeti'ne kattığı bir olma, güçlü olma duygularıyla hep anılmasını istiyorum" dedi.

SIRBİSTAN ADINA BAŞBAKAN YARDIMCISI KONUŞTU

Fuarın partner ülkesi Sırbistan adına ise Başbakan Yardımcısı ve Ticaret, Turizm ve İletişim Bakanı Rasim Ljajıc, konuştu. Ljajic şunları söyledi:

"Çok kıymetli dost ülkemiz Türkiye'ye selamlarımı sunuyorum. Böyle büyük bir organizasyonda partner ülke olmak son derece gurur verici. Sırbistan ve Türkiye Cumhuriyeti arasında son dönemde en iyi dostluk ilişkileri kaydedildi. Hem siyasi hem de ekonomik anlamda ikili ilişkilerimiz son derece iyi. Sırbistan Cumhuriyeti'ni eğitim ve ticaret anlamında sunacağımız çok hizmetlerimiz var. İEF'de herkese her konuda cevap vereceğiz. Hem Türk ekonomisinin iyileşmesi bakımından hem de bölgedeki ülkelere ışık yakmasının öneminin altını çizmek istiyorum. Türkiye'den Sırbistan'a gelen turist sayısı 2'nci sırada bulunmakta. Bu fuara Karadağ'dan da heyet geldi. Bizler küçük ülkeler olabiliriz ama biz ortak olmalıyız. Global piyasada sunulan fırsatları iyi değerlendirmek gerek. Çeşitli ülkeler ve kültürler birleşiyor. İEF'de son zamanlarda görmeye alışkın olmadığımız tablolarla karşılaşıyoruz. Pek çok ülke burada birbirleriyle kaynaşıyor. Dünya hiçbir zaman bu kadar barış ve sevgiye ihtiyaç duymamıştır. İEF'deki bu barış ortamının dünyadaki en uzak yerlere ulaşması dileğiyle. Örnek olması dileğiyle. Karşılıklı anlaşmayı artıralım sevgi ve saygıyı artıralım."

'İZMİR'E TECARETE DAVET EDİYORUZ'

Doğunun ve batının işadamlarını, tarih boyunca kapıları dünyaya her zaman açık olan İzmir'e ticarete davet ettiklerini söyleyen Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ise "Önümüzdeki dönemde Sırbistan'la ilişkilerimiz artarak devam edecektir. Bu fuar kapsamında en geniş katılımı yapan Hindistan'a teşekkür ediyorum. Fuar vesilesiyle kurulacak işbirlikleri yeni ufuklar açacaktır. Misafirlerimiz de İzmir'i tanıyacak ve yeni iş imkanları sağlayacaktır. Benim çocukluğum İzmir fuarında geçti. Biz de hayatımızda İzmir fuarının açılmasını beklerdik. Babamızla bacaklarımızı yürüyemeyecek hale gelinceye kadar bütün stantları gezerdik. Konserlere gider, uyurduk. Fuar ne zaman açılacak diye beklerdik. İzmir tarih boyunca üretim ve ticaret merkezi oldu. İzmir coğrafyasının öncüsü olmaya devam edecektir. Ege havzası tarihte ticaretin merkeziydi ticaret kolonileri ilk buraya geldi. Keza modern Türkeye'nin kurucusu Atatürk ilk iktisat kongresini yine İzmir'de yaptı. 21 yüzyılda İzmir'in Doğu Akdeniz'in ticaret merkezi olmasından kuşku yoktur. Doğu Akdeniz'in kültürleri için, bölge için ticaret önem kazanacaktır. Hep birlikte kalkınmanın zamanıdır, ticaret savaşlarının değil. Teknolojinin küresel ekonomi için oyun kurucu olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Teknolojiyi merkeze alan politikaların başarılı olacağı açıktır. Ülkemiz olarak teknolojik projeler üzerinde çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz" dedi.

MECLİS BAŞKANI YILDIRIM DA KONUŞTU

Açılış töreninde son olarak ise TBMM Başkanı Binali yıldırım kürsüye çıktı. Fuar'ın açılışında bulunmaktan dolayı mutlu olduğunu söyleyen Binali Yıldırım, konuşmasına "Ticari ve sosyal hayatın canlanmasına, ülkemiz ekonomisine katkı sağlayan İEF'nin açılışı vesilesiyle hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Güzel İzmir'e hoş geldim" sözleriyle başladı. "İlki İzmir iktisat kongresinin toplandığı tarihte düzenlenen 87'nci İEF'de sizlerle beraber olmaktan duyduğum mutluluğu özellikle ifade etmek isterim" diyen Binali Yıldırım şöyle devam etti:

"Ege'nin incisi İzmir'i cazibe merkezi haline getiren fuarcılık faaliyetlerinin başlatılması ve bugüne kadar devam etmesinde katkısı olan başta Mustafa Kemal Atatürk, Behçet Uz olmak üzere herkesi şükranla anıyorum. Bir devletin vesayet altına girmeden, bağımsız şekilde varlığını devam ettirmesinin önemli şartlarından biri de iktisadi bağımsızlıktır. İzmir İktisat Kongresi, İstiklal Savaşı uluslararası bir anlaşmayla neticelenmeden toplanmıştır. Kurulacak yeni devletin iktisadi varlığını geliştirmek gayretiyle atılması gereken adımlar burada, Ege'nin incisi İzmir'de görüşülmüştür. Ay yıldızlı bayrağın gökyüzünde özgür bir şekilde dalgalanması, cephede yorulan aziz milleti huzurla yaşatmak için toplanan kongre 2 hafta sürdü. İşçi, tüccar, sanayici dahil olmak üzere toplam bin 115 delegenin katıldığı kongrede Türkiye'nin yol haritası ve ilkeleri tespit edildi. Aynı günlerde birinci İzmir Fuarı açılmış oldu. İzmir İktisat Kongresi'nin ikincisi ne yazık ki 1981 yılında toplanabildi. Yapılması gereken düzenlemeleri görüşmek üzere 5 ayrı iktisat kongresi yapılmıştır. Sosyal ve ticari yönü daha ağır basan İEF ise bugüne kadar 86 kez başarıyla düzenlenmiştir. Milletimizin girişimcilik ruhunu canlandırıp üretimi teşvik ederek yerli malı kullanmaya özendirmek amacıyla başlatılan fuarın 87'ncisini bugün açıyoruz. İzmir'imize ve ülkemize hayırlı, uğurlu olsun. Ekonomik, sosyal ve siyasi ilişkiler dikkate alındığında günümüzde mutlak bağımsızlıktan söz etmek mümkün değil. Ancak siyasi bağımsızlığın tek şartının ekonomik bağımsızlık olduğunu kabul etmek gerekir."

BİLGİ VE TEKNOLOJİYE SAHİP OLMAKTAN BAŞKA YOL YOKTUR

Soğuk savaşın sona ermesinden sonra dünyanın değişime gittiğini de vurgulayan Binali Yıldırım, "Güçlü olmazsak dayatmalara maruz kalmanız kaçınılmazdır. Soğuk savaşın sona erdiği 1989 yılından itibaren tüm dünya bir değişime girmiştir. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra dünya sahnesine birçok yeni devlet çıkmıştır. Bu durum ülkelere yeni ufuklar kazandırmıştır. Orta Asya'daki kardeş cumhuriyetler aynı zamanda Balkanlar'daki ülkeler bağımsızlıklarını kazanmıştır. Mutlu olduğumuz bu tablo dünyadaki pek çok ülkeye fırsat pencereleri açmıştır. Hindistan'da bu dönemde ekonomik alanda gücünü gösterecek önemli attığı, büyümenin dikkate değer bir şekilde sürdürülebilir olduğu bir ülke haline gelmiştir. Türkiye zaman zaman istikrarsızlık nedeniyle 1990'lı yılları ekonomik ve siyasi krizlerle geçirmiş ve zamanı etkin kullanamamıştır. Türkiye'nin 2000'li yıllarla birlikte istikrar ve güven sayesinde kriz sonrası ekonomisi büyümeye, ihracatı artmaya devam etmiştir. Benim de bakan ve başbakanlık dönemlerimde özellikle alt yapının geliştirilmesi konusunda önemli mesafe kat ettik. Bugün Türkiye 52 ülkeye 4 saat içinde erişebilen bir konumda, stratejik bir coğrafyada yer alıyor. Buralara ulaşmanız pek mümkün değilse bunların bir anlamı yok. 25 milyon doları bulan bu pazara erişebilmeniz önemlidir. Türkiye çok şükür bunu başarmıştır. Bugün artık alt yapı yetersizliğimiz söz konusu değildir. Şehirleşme konusunda gerek yerel yönetimlerimizde gerek de merkezi hükümet nezdinde önemli projelerimiz hayata geçmektedir. Özel sektörün varlığı artmıştır. Böylece ekonomimiz daha da dinamik hale gelmiştir. Türkiye'nin ihracat kapasitesi 36 milyar dolardan 160 milyar dolarların üzerine gelmiştir. Türkiye'nin kapasitesinin birkaç kat arttığı açıkça görülmektedir. Bunu yeterli görmemiz söz konusu olmamalı. Türkiye'nin potansiyeli bunların çok çok üzerindedir. Dünyada değişen teknolojinin üretim biçimini de değiştiriyor. Bu durum ticaretin paradigmasını da etkilemektedir. Artık emek yoğun üretimden teknoloji ağırlıklı üretime geçiş başlamıştır. Bu durum şüphesiz maliyetleri, rekabeti, istihdamı da çok yakından etkilemektedir. Gelişen dünyayla rekabet etmek için bilgi ve teknolojiye sahip olmaktan başka yol yoktur. Yatırımları daha fazla yapma zorunluluğumuz vardır. Gençlerimizi bilgi ve teknoloji yoğun üretime yönlendirmek zorundayız. Eski kalıplarla yola devam edersek orta gelir kuşağından kurtulmamız zor olacak" dedi.

Yenilikçilik çağını yaşadığımız söyleyen Binali Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü: "İnovasyon yani yenilikçilik çağını yaşıyoruz. Bu kavramı asla unutmayalım. İçinde bulunduğumuz 100 yılı tanımlayan kavram budur. Fatih'in İstanbul'u fethetmesi kadar önemlidir. İcraat ile ticareti birleştiren bu kavramın özü sürekli yeniklik, araştırma geliştirmedir. Şirketler arası, uluslararası kalkınmanın temelinde yenilikçilik yatmaktadır. Hatta devlet politikalarını belirleyecek hale gelmiştir. Geriye gidiş söz konusu değildir. Değişme hepimizin ayak uydurması gerekir. Değişime direnç olursa değiştirilebileceğimizi görmeliyiz. Nuh tufanı gibi bir tufan olmadığı sürece insanlık kazanımlarını sürekli ileriye taşıyacaktır. İnsanların yerini artık makineler alıyor. Üç boyutlu yazıcılar, akıllı robotlar gibi yeni üretim araçları halihazırda birçok ülkede devreye girmiştir. Daha fazla bilgi, teknoloji, üretim ve enerji bu şekilde mümkün olacaktır. Bugün ciroları miyarlarca dolarlara ulaşan şirketleri şöyle bir hatırlayalım. Bu şirketlerin geçmişi 10-15 yılı geçmez. 150 yıl geçmişi olan şirketler bugün ticaret ve ekonomi sahnesinden birer birer çekiliyor. Artık hedefimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi muasır medeniyetler seviyesi üzerine çıkmak olmalıdır. Eğer hedefi böyle belirlersek hep takipte kalırız. Şu eşiği aşalım diye bir mazeret üretmeden muasır medeniyetlerin önüne geçerek takip edilen bir ülke olmalıyız."

'EKONOMİMİZDE KIŞ MEVSİMİ VAR'

Ekonomik konulara da değinen Binali Yıldırım, "Bugünlerde bazı ekonomik sıkıntılar yaşadığımız bir gerçektir. Her baharın bir kışı vardır. Ekonomimizde bugünlerde kış mevsimi var. Ancak karşı karşıya olduğumuz sorunları sızlanarak aşamayız. Siyasi eleştirilerle çözüm üretemeyiz. Hepimiz aynı gemideyiz. Milletimiz rahat olsun. Türkiye'nin imkan ve kabiliyetleri bu zorlukları aşabilecek seviyededir. Hedefimiz zorluk aşmak değil tekrar etmemesi için de tedbirlerin köklü bir şekilde ele alınmasıdır. Millileşme ve yerlileşme çok önemlidir. 2000'li yılların başında savunma sanayisinde yerlilik yüzde 24'tü, bugünlerde yüzde 65'tir. Önemli bir gelişme ancak yeterli değil. Daha fazlasını yapmalıyız. Tamamen yerli mühendislerimizin aklıyla, emeğiyle helikopterimizi ürettik, ilk uçuşumuzu başarıyla tamamladık. 1'nci İktisat Kongresi henüz adı konulmamış bir devletin geleceği düşünülerek toplanmıştır. Borç bağındaki bir ekonominin geleceği 96 yıl önce planlandı. Üreten Türkiye için ortaya bir anlayış konmuştur. Bir yol haritası belirlenmiştir. Dünya yeniden şekilleniyor. Artık gelişmekte olan ülkelere, gelişmiş ülkelerden fon akışını önlemek için fonları elinde bulunduran ülkeler bir takım tedbirler alıyor. Bir kısmı faiz yükseltiyor. Bir kısmı rezerv parayı silah olarak diğer ülkelere ambargo uyguluyor. Bu dünyanın geleceği, barışı, küresel refah için pek hayra alamet bir iş değildir. Rezerv para silah olarak kullanılamaz. Dünya şaşkınlık içinde ABD başkanın aldığı kararları izliyor. Bu sürdürülebilir durum değildir. Hele hele Türkiye'yi tehditle hizaya getireceğini düşünenler çok büyük yanılgı içindedir. Türkiye parmak sallamakla hizaya gelecek bir ülke değildir. İstiklal savaşında büyük mücadele vermiş millet bugün de aynı yerdedir" dedi.

'AB TÜRKİYE'Yİ OYALIYOR'

AB üyeliği konusuna da değinen Binali Yıldırım, "AB Türkiye'yi oyalıyor. AB bu konuda yeterli samimiyette davranmıyor. 17 Aralık 2014'te Brüksel zirvesinde alınan kararlar gereği Türkiye tam üyelik müzakerelerini tamamlayacak ve tam üye olacaktı. Fakat Kıbrıs Rum tarafının karşı çıkması, engellemesi sebebiyle istenen mesafe alınamamıştır. Biz istenen müzakereleri devam ettirip AB üyesi ülke olma hedefinden vazgeçmiş değiliz. Bu nedenle AB'den daha kararlı, samimi, vizyoner bir bakış açısı bekliyoruz. İş birliğini sonuna kadar geliştirmek istiyoruz. Türkiye'nin bütünlüğünü hedef almayan, Türkiye düşmanlarına alan açmayan her ülkeyle ilişkilerimizi mutlaka geliştireceğiz. AB'nin Türkiye'yle karşılıklı güven ekseninde hareket etmesini beklemek en doğal hakkımız. AB'yi sadece şartlar iyi olduğunda değil şartlar kötü olduğunda da yanımızda görmek istiyoruz. Türkiye öncü ve önder ülkedir. Biz tarih öncesi de vardık. Bu dün de böyleydi yarın da böyle olacak. Yüzlerce yıldır bağımsızlığımızı koruyorsak bunun sebebi zorluklar karşısında çözüm üretme kabiliyetimizdir" diye konuştu.

Binalı Yıldırım'ın konuşmasından sonra fuarın açılış kurdelesi kesildi.

PROTOKOL STANTLARI GEZDİ

Meclis Başkanı Binali Yıldırım, açılıştan sonra fuardan ayrılırken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Sırbistan Başbakan Yardımcısı Rasim Ljajic, Hindistan Büyükelçisi Sanjay Bhattacharyya ve beraberindekiler ilk önce Hindistan standını ziyaret etti. Burada Hindistan geleneklerine göre mum yakan protokol üyeleri daha sonra Teknoloji holüne geçerek Vestel standındaki akıllı evi gezdi. Ahmet Nazif Zorlu eşliğinde standı gezen protokol akıllı ev hakkında bilgi aldı. Protokol üyeleri daha sonra Sırbistan standına geçti. Bakan Pekcan ve Kocaoğlu'na burada Sırbistan'a özgü ekmek ikram edildi. Bakan Pekcan ve Kocaoğlu'da Sırbistan geleneğine uyarak ekmeği tuza banarak yedi. Sırbistan halk oyunları gösterisini izledikten sonra Aziz Kocaoğlu, protokolden ayrılırken, Bakan Pekcan, Sırbistan Başbakan Yardımcısı Rasim Ljajic ve beraberindeki heyetle görüşmelerde bulundu. Bakan Pekcan daha sonra fuar alanından ayrıldı.

FUARIN PARTNER ÜLKESİ SIRBİSTAN

Fuarın bu yılki partner ülkesi Sırbistan. 4 No'lu Hol'de teknoparkları, telekomünikasyon teknolojileri, gıda ürünleri ile teknolojileri, yapı ve yapı sektörü teknolojileri gibi ürün gruplarıyla 20'ye yakın firmayla fuarda yer alıyor. Teknoparklar görme engelliler için özel eldiven, beyin aktivitelerini ölçen giyilebilir mobil cihazlar ile teknolojik çalışmalarını fuarda sergileyecek. Firmalar, üç boyutlu teknolojiler, akıllı kapalı alan bitkileri, turizm organizasyonlarıyla fuarda olacak. Sırbistan ile Türkiye arasında 2017 yılında 1.1 milyar dolar olarak gerçekleşen dış ticaret hacminin, yapılan anlaşmalar sonrasında 2 milyar dolara yükselmesi hedefleniyor. Fuarın Odak ülkesi de Hindistan oldu. İzmir Enternasyonal Fuarı'na ilk kez 1943 yılında katılan Hindistan, 2014 yılından sonra bu yıl ikinci olarak odak ülke olarak İEF'ye katıldı. Çoğunluğu teknoloji ağırlıklı 50'nin üzerinde firmasıyla fuarda bulunan Hindistan, Hol 1-A'da yerini aldı. Tekstil, el sanatları, medikal, yapı ve inşaat, dijital yer karoları, seramik, elektrik, elektronik, güneş enerjisi, endüstriyel aydınlatma, ev dekorasyonu, sondaj, gıda, radar, su teknolojileri gibi çeşitli teknolojilerin yer aldığı holde küçük bir Hindistan yaratıldı. Fuarda bazı ilkler de yaşanıyor. Bu yıl ilk kez Doğu Afrika'dan Burundi fuara katıldı. Venezuela, Çin Halk Cumhuriyeti, Bulgaristan, Bosna - Hersek, Kamerun, Sudan, Gana, Irak, Gambia, Kenya 4 No'lu holde teknolojik ürünleriyle yer alıyor.

ANA TEMA TEKNOLOJİ

Fuarın ana teması, İnovasyon çatısı altında 'teknoloji' olarak belirlendi. Kültürpark 2 No'lu Hol'de hem ana tema kapsamında stantlar hem de firmalar yer alacak. Trabzon Teknokent, Kahramanmaraş Teknokent, Teknopark İzmir, Yaşar Üniversitesi Minevra Kuluçka Merkezi, Bilimpark ile bir ürünün düşünme aşamasından yaratılma aşamasına kadar olan sürecin sunulduğu Maker Fair bölümünde yüzün üzerinde firma olacak. Ortaya çıkacak fikirlere yatırım yapmak isteyenler bu alanı ziyaret edebilecek. İnovasyon Ana Sponsoru Vestel de 2 No'lu holde ziyaretçilerle buluşacak. Vestel, en yeni ürünlerini 87. İEF'de sergileyecek. Ayrıca bu holde kolejler, hastaneler, medikal firmaları, jeotermaller, inşaat firmaları bulunacak. Hol 1-B'de İzmir dışından gelecek belediyeler tanıtılacak. 2021'de Botanik EXPO'sunu gerçekleştirecek olan, UNESCO'nun 26'ncı Gastronomi Şehri Hatay doğal güzelliklerini, örf ve adetlerini, damaklara hitap eden lezzetlerini ziyaretçilerle buluşturacak.

EĞLENCE DOLU 10 GÜN

87'nci İzmir Enternasyonal Fuarı'nda eğlence de olacak. On gün boyunca düzenlenecek etkinliklerle eğlencenin, kültür ve sanatın merkezi olacak. İZFAŞ, sponsorların katkılarıyla konserler, gösteriler, tiyatro oyunları ve dans gösterileriyle Fuarı ziyaret eden 7'den 70'e ziyaretçiler unutamayacakları anılar biriktirecek. Fuar Çim Konserleri, açılış günü olan 7 Eylül Cuma günü saat 21.30'da Nazan Öncel ile başlayacak. Sertap Erener, Hakan Aysev, Kenan Doğulu, Hey Douglas, Ceza, Aleyna Tilki, Berkay, Gülşen, Fettah Can ve İrem Derici Çim Konserleri'nde sahne alacak. Bu yıl geçtiğimiz yıllardan farklı olarak Rock Sahnesi kurulacak. Rock müzik konserleri 3 No'lu Hol otoparkında gerçekleşecek. Saat 20.45'de başlayacak konserler 8 Eylül'de Gripin ile başlayacak. Rock Sahnesi'nde Adamlar, Feridun Düzağaç, Son Feci Bisiklet, Vera, Necati ve Saykolar, Moğollar, Kolpa ve Redd, rock müzik tutkunları ile bulaşacak. Çim ve Rock Sahnesi konserleri ücretsiz izlenebilecek. Mogambo Caz Geceleri bu yıl da caz müzik sevenlere keyifli geceler yaşatacak. Her gün saat 21.00-23.00 arasında Grup Gündoğarken'in sahne alacağı Mogambo'da saat 23.00'ten itibaren ise her gün bir başka sanatçı konser verecek. İsmet İnönü Sanat Merkezi'nde ise ünlü oyuncuların yer aldığı tiyatro oyunları sahnelenecek. Atatürk Açıkhava Tiyatrosu'nda ise müzikli gösteriler ve dans toplulukları sahne alacak. 11 Eylül'de Rus balesinin seçkin topluluklarından Moscow State Ballet (Moskova Eyalet Balesi) 'Romeo ve Juliet'i sahneleyecek. Nükhet Duru 'Kabare Nü', Bir Selami Şahin Müzikali 'Seninle Başım Dertte', Gürcistan müzik topluluğu Arsiani ile Latin müzik ve danslarıyla Cuban Band - Swing Latino Grupları etkinlikleri Atatürk Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleştirilecek.

Bu yıl Kültürpark'ta ziyaretçileri mekanik robot dev çekirge 'The Giant Grasshopper' karşılayacak. Uzunluğu 13.5 metre, ağırlığı 14 ton olan dev çekirge fuar boyunca her gün Lozan Kapısı'ndan başlayarak Kaskatlı Havuz'a, oradan da Basmane 9 Eylül Kapısı'na kadar yapacağı yürüyüşte eğlence dolu görsel bir şov sunacak. İEF'de ayrıca her gün dünyanın çeşitli yerlerinden gruplar sokak gösterileri yapacaklar. İzmir Enternasyonal Fuarı'nın giriş saatleri 16.00 - 23.00 olarak belirlendi. Fuar giriş ücretleri, İzmirim Kart ile tam 4 TL, öğrenci ise 3 TL olurken, engelli ve refakatçi, gazi ve gazi yakını, şehit ailesi elektronik kart sahipleri ücretsiz olarak Kültürpark'a girebilecek.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber