Bir babanın son isteği: Oğlum şehit sayılsın
Türkiye'nin bugüne kadar ki en büyük terör mücadelelerinden biri olan 'Hendek olayları' döneminde gönüllü olarak Şırnak'a giden polis memuru Mehdi Uzun, İstanbul Emniyeti ile ilişiğini kesmek için geldiği kentte bıçaklı saldırıda öldürüldü. Oğlunun şehit sayılmasını bekleyen acılı babaya devlet kurumları 'Görev başında olmadı. Şehit sayılmaz' yanıtını verdi. Acılı baba hayatındaki tek ve son isteği, "Oğlumun mezarı başında Türk Bayrağı dalgalanması ve mezar taşında şehit yazması" olarak açıkladı. Acılı aile konuyu mahkemeye taşımaya hazırlanıyor.
İstanbul Emniyeti Cinayet Büro'da görevli polis memuru Mehdi Uzun, Şirinevler'de misafirliğe gittiği binaya girerken, şüpheli gördüğü bir şahsa kimlik sordu.
Kimlik sorduğu Şehmus D., apartmanda akrabasının oturduğunu söyledi. Çıkan tartışma, apartman sakinlerinin araya girmesiyle sona erdi. Ancak akrabasının evinden bıçak alan Şehmus D., geri dönüp arkadan saldırdığı Uzun'u bıçakladı.
D. olay yerinden kaçarken, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan 27 yaşındaki Uzun tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Babasının mücadelesi oğlu öldüğü gün başladı
Buraya kadar bir 'cinayet' haberi olan süreç, Mehdi Uzun'un babası Mustafa Uzun'un anlatımıyla farklı bir boyut kazandı.
Öyle ki, baba Mustafa Uzun, oğlunun hendek olayları döneminde abisiyle birlikte gönüllü olarak Şırnak'a gittiğini, terörle mücadelenin en zorlu dönemlerinde her ikisini de 'alevlerin ortası' diye tabir ettiği yere gönderdiğini anlattı.
Şırnak'ta geçici değil, kalıcı olmak istediler
Baba Uzun, oğullarının gönüllü olarak Şırnak'a gittikten sonra görev arkadaşlarının orada şehit düştüğünü, çocuklarının da "Arkadaşlarımızın da ailesi vardı. Biz onların da kanını yerde bırakmayacağız. Burada geçici değil, kalıcı olmak istiyoruz" diyerek, oğullarının 'Şırnak'a kalıcı tayin' talep ettiklerini vurguladı.
Taleplerinin kabul edilmesinin ardından amirleri tarafından oğullarının "İstanbul'a gidip, ilişiğinizi kesin" denildiğini söyleyen Baba Uzun, ardından yaşananlara ilişkin, şunları söyledi:
"Oğullarım İstanbul'a geldi. Sabah emniyete gidip ilişiklerini kestiler. Mehdi, akşam bir misafirliğe gidecekti. Orada apartman girişinde bir şahıstan şüpheleniyor. Şahsa kimliğini soruyor ve gerisinde yaşananlar herkesin malumu. Maalesef hayatını kaybediyor."
Şehit töreni düzenlenmedi, SGK 'bir şey yapamayız' dedi
Baba Uzun, oğlunun tabutuna Türk bayrağı sarılmasına rağmen şehit töreni düzenlenmediğini belirterek, "Benim oğlum en kötü zamanlarda terörle mücadeleye gitti. İlişiğini kestiği gün öldürüldü. Benim tek isteğim oğlumun şehit sayılması" dedi.
SGK'dan kendilerine gönderilen yazıda, "Vefatı, görevi başında olmadığı, vefatında görevinin neden ve etkisi bulunmadığı için şehit sayılmamaktadır" ifadesinin yer aldığını kaydeden Uzun, şunları söyledi:
Bunu isterken ne bir para ne bir maaş hiçbir şey istemiyorum. Devlet oğlumu şehit sayarsa, bize bağlanacak şehit maaşından tek bir kuruş alırsam namerdim. Tüm parayı üniversite okuyan çocuklara, şehit ailelerine göndereceğim.
Benim de eşimin de tek bir talebi var. Bayrak. Çünkü biz, mahşer günü oğlumuz dirildiğinde ilk göreceği şeyin mezarı başındaki Türk Bayrağı olmasını istiyoruz. Benim oğlum vatanına, milletine, bayrağına aşık bir çocuktu. Bunu ona çok görmesinler.
Süreci mahkemeye taşıyacağız
İçişleri Bakanlığı'ndan kendilerine bugüne kadar herhangi bir dönüş olmadığının altını çizen Uzun, "Ben bu işin peşini bırakmayacağım. Mahkemeye gideceğiz, hazırlıklarımızı yaptık. Mahkemeden olumsuz yanıt gelirse AİHM'e gideriz. Ben, evladını kaybetmiş bir babayım. Yüreğim yanıyor. Bu hayattan en ufak bir beklentimiz kalmadı. Ben de eşim de bir an önce oğlumuza kavuşmak istiyoruz. Allah canımızı aldığında bu yükle oğlumun karşısına çıkmak istemiyorum. O nedenle mezar başında bayrak dikilmesi ve mezar taşına şehit yazılması için son nefesime kadar mücadele edeceğim" şeklinde konuştu.