Bu resimlerle köyünü dünyaya tanıttı
İzmir'in Çeşme ilçesindeki Germiyan Köyü'nde 2015 yılında evlerin beyaz duvarlarına yaptığı resimlerle köyünün adını dünyaya tanıtan Nuran Erden (57) çizgileriyle bir köyün hayatını değiştirdi

İzmir'in Çeşme ilçesindeki Germiyan Köyü'nde 2015 yılında evlerin beyaz duvarlarına yaptığı resimlerle köyünün adını dünyaya tanıtan Nuran Erden (57) çizgileriyle bir köyün hayatını değiştirdi. Duvar resimlerinin ve yazdığı mesajların önünde milyonlarca fotoğraf çektirildi, bloglara yazı yazıldı. Yerli ve yabancı turistler özellikle onun çizgilerini görmek için köye gidiyor.
İzmir'in Çeşme ilçesinin tek Türkmen köyü olan 1260 nüfuslu Germiyan Köyü'nde
doğup büyüyen Nuran Erden (57), küçüklüğünden beri çobanlık ve tarımla uğraştı.
1992 yılında Trakya Üniversitesi'nde iki yıllık Halıcılık okuyan Erden, burada
öğrendikleri ile Ovacık Köyü'nün halk eğitim merkezinin nakış kursunda 3 yıl
boyunca usta eğiticilik yaptı. Daha sonra köyüne dönüp tarımla uğraşmaya devam
eden Erden, 2015 yılında köyü turizme açma amacıyla köy evlerinin bembeyaz duvarlarını
çoğunlukla çiçek desenleri ile süsleyerek, boya fırçası ile iç dünyasını dışa
vurmaya başladı. En başta sadece mavi renkle başlayıp daha sonra duvarları rengarenk
çiçekler, salyangozlar, kuşlar ve kelebekler ile boyamaya başlayan Erden, duvar
boyalarını bu küçük köyün simgesi haline getirdi. Bazı desenlere 'Kadına şiddete
hayır', 'Öğretmenler Günü kutlu olsun', 'Köylü milletin efendisidir' gibi yazılar
da ekleyen Erden, huzurlu köy hayatına sanatını da katarak kendisi ve köyü için
bir şeyler yapıyor olmanın mutluluğunu yaşıyor. Erden, boyaları kendi parasıyla
alıyor ve çizimlerin ardından da ücret kabul etmiyor. Yurt içi ve yurt dışından
bireysel gezilerin yanı sıra turlar ile de köye ziyarete gelen turistlerin çoğu
artık Nuran Erden'in sanatını görmek ve onunla tanışmak için geliyor. Gelen
ziyaretçiler, Nuran Erden'in samimiyetine ve onun doğadaki çiçeklerin eşsiz
güzelliğini yansıttığı duvarlarına hayran kalıyor. Öte yandan Germiyan Köyü,
2016 yılında bir ürünün yetişmeye başladığı andan tüketildiği ana kadar her
şeyinin şu anki temposundan çok daha yavaş ilerlemesi gerektiğini savunan bir
hareket anlamına gelen Türkiye'nin ilk Slow Food (Yavaş Gıda) köyü olmaya hak
kazanarak bir turizm merkezi haline gelmeye başladı.
'ÇİÇEĞİ, SANATI SEVMEYEN ÇOK AZ İNSAN VARDIR'
Köy evlerinin duvarlarına çizdiği resimlerle bir köyün hayatını değiştiren Nuran
Erden, duvarlardan önce önce sandalye ve masaları boyadı. Erden, evleri boyamaya
başladığında kendisine 'deli misin' diyen köy halkının şimdi rengi solan deseninin
yenilenmesi için sıra beklediğini belirterek, şöyle dedi.
Duvarları boyarken mutlaka bu köye giren çıkanın fark edeceğini düşündüm. İlk
başta sadece mavi renkle bir iki duvara desenler çizdim. Boyacılardan artan
renkli boyaları istedim, getirdiler ve o gün bugündür devam ediyoruz boyamaya.
Bir başörtüsünde, bir su bardağında, bir yemek tabağında, bir masa örtüsünde
gördüğüm desenlerden ilham alıyorum. Yaptığım desenler çinide ve halılarda kullanılan
desenlere benziyor. Bu nedenle halk tarafından daha çok benimsendiğine inanıyorum.
Senelerce çobanlık yaptım, ailecek de çiçeği çok severiz. Babam anneme sürekli
çiçek getirirdi. Komşularımız yaz geldi mi kulağına ya fesleğen ya karanfil
takardı. İnsanlara ne verirseniz verin mutlaka ona bir kulp bulur, bir çiçek
verdiğiniz zamansa hoşlanmayan çıkmaz. Çünkü evrensel bir dil, çiçeği, sanatı
sevmeyen çok az insan vardır. Önceleri çok yadırgadılar, bana 'Deli misin, ne
uğraşıyorsun' dediler. Daha sonra 'Deli misin' diyenler 'Bana da yap' demeye
başladı. Hala bekleyenler var. Kiminin ki güneşten solunca gidip boyasını yeniliyorum.
İstanbul'a Mural Festivali'ne çizim yapmaya gittim, konuşmacı olarak Bursa'ya
gittim. Seferihisar'ın bir köyünü de benden görerek boyamaya başlamışlar. İnsanlara
örnek olmak, onları teşvik etmek çok gurur verici bir şey. Evinin duvarını badana
etmeyene desen yapmıyorum. Biraz destek görür de köyün bütün evlerini beyaz
yaparsak, tüm evleri boyayabilirim. Ege evleri zaten beyaz olması ile ünlüdür.
Gençlerin köyüne dönmesini ve burayı daha fazla turizme açmak istiyoruz. Gençler
gittiği için buradaki evler boş kalıyor, biz de insansız kalıyoruz.

'KÖYÜMÜZÜN GURUR KAYNAĞI'
Ağabeyi ile birlikte yaşayan geçimini bamya ve kavun yetiştirerek sağlayan Nuran
Erden'i ortaokul arkadaşı Dilek Algur, şu sözlerle övdü.
Nuran, köyümüze renk kattı. Birçok yere davet ediliyor, gidiyor oralarda konuşmalar
yapıyor. Bir kadının böyle güzel şeyler yaptığını görmek çok hoş. O çok sevecen
ve çalışkan bir insan. Vefat etmiş olan öğretmen babama, Öğretmenler Günü'nde
bir anı kalsın diye, benim evimin duvarına bir çiçek deseni çizip yazı yazdı.
Beni çok duygulandırdı. O bizim köyümüzün gurur kaynağı.
Germiyan'ın yerlisi 76 yaşındaki Şadiye Çırak ise, Nuran'ın annesi ile arkadaştık.
Benim kızım kedi deseni istedi, gitti ona kedi yaptı. Nuran köyümüzü renklendirdi,
neşelendirdi. Her gün turlarla görmeye geliyorlar dedi.