82 milyon faizciye çalışıyor
Türkiye'de tüm sektörler faizcilere çalışıyor. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın önündeki en büyük engel olan yüksek faizler 82 milyon vatandaşın belini büküyor. Merkez Bankası'nın yeni yönetiminin faizleri 425 baz puan düşürmesi ve bankaların sınırlı indirimi çarkları hızlandırmaya yetmedi. Piyasalar MB'nin bugünkü toplantısında en az 500 baz puan indirim bekliyor.
 
			Küresel krizlerin ana kaynağı olarak görülen mevcut bankacılık sistemi, insanlığı sömürmeye devam ediyor. Diğer tüm sektörlerin faizcileri beslediği bu sağlıksız yapı sürdürülemez hale geldi. 82 milyon vatandaşın sırtına yük bindiren yüksek faizler; üretimin ve refahın artışına katkı yapması gereken yerde; ekonominin tamamına hükmediyor ve istikrarı tehdit ediyor.
Sosyal ve beşeri maliyetleri dikkate almadan, sadece daha fazla kazanma hırsıyla işleyen bu bankacılık sistemin çökmesi kaçınılmaz hale geldi. Dünyadaki bozuk gelir ve servet dağılımının ana kaynağı olarak de faiz sistemi öne çıkıyor. Gelir dağılımı uçurumunun hem ülkelerin kendi içlerinde hem de küresel ölçekte günden güne büyümesi dikkat çekiyor.
Türkiye'de de yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın önündeki en büyük engel olarak görülen faizlerin yüksek seyretmesi, 82 milyon vatandaşın belini büküyor. Geçen yıl maruz kaldığımız kur saldırısının ardından Merkez Bankası'nın gösterge faizlerini yüzde 24'e çıkarması, finansa erişimi imkansız hale getirdiği gibi, bankaların kapısını çalmak zorunda kalan tüccar, sanayi, esnaf ve vatandaşlarda yüzde 50'lere varan yıllık maliyetlerle karşı karşıya kaldı. İnşaat, gayrimenkul ve otomotiv başta olmak üzere, birçok sektördeki işletmeler, yüksek faizler nedeniyle iflas noktasına geldi.
ÖZEL BANKALAR ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMADI
  Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun faizi 14 Eylül 2018 - 25 Temmuz 2019 
  tarihleri arasında yüzde 24'te tutması, birçok işletmenin kapısına kilit vurduğu 
  gibi, yüzbinlerce kişinin işsiz kalmasına neden oldu. Bu 10 aylık dönemin ardından 
  yapılan 425 bat puanlık faiz indiriminin etkisi de sınırlı oldu. Konut, araç, 
  tüketici ve ticari kredi maliyetlerinin indirilmesinin sadece kamu bankalarıyla 
  sınırlı kalması iş dünyasının tepkisine neden oldu.
EN SIKINTILI ZAMANDA MUSLUKLARI KAPATTILAR
  Özel bankaların yaptığı küçük faiz indirimleri, ekonominin çarklarını hızlandırmaya 
  katkı vermekten uzak kaldı. Bu dönemde kamu dışındaki bankacılık sistemimiz, 
  reel sektöre yeteri kadar destek sağlamadığından yakınıyor. En ihtiyaç duydukları 
  dönemde bankaların kredi muslukları kapatması reel sektörün adeta altını boşalttı. 
  Bilançolarında herhangi bir sorun olmadığı halde sırf yaşadıkları mali sıkıntı 
  sebebiyle pek çok firma üretimden çekilmek zorunda kaldı.
FAİZ YÜZDE 15'İN ALTINA ÇEKİLMELİ
  Merkez Bankası (MB)'nın bugün güçlü bir faiz indirimi yapması bekleniyor. MB 
  Başkanı Murat Uysal'ın başkanlık ettiği ilk Para Politikası Kurulu toplantısında 
  yüzde 24'ten yüzde 19,75'e düşürülen faizin bugünkü toplantıda yüzde 15 psikolojik 
  seviyenin altına çekilebileceği konuşuluyor. Enflasyonun eylül ayı itibariyle 
  tek haneye ineceği beklentisi, merkez bankasının önünde 1000 baz puanlık bir 
  opsiyon oluşturuyor. Para Politikası Kurulu toplantısının bugünkü toplantıda 
  bu opsiyonun 500 baz puanlık kısmını kullanması halinde piyasaları iyice hareketlendireceği 
  belirtiliyor.
Faize dayalı sistem bütün insanlığa yük
PPK toplantı salonu
  İnsan odaklı ve üretimin asli unsur olduğu bir yapının inşasının gerekliliği 
  sıkça dile getirilse de küresel finans sisteminin dönüştürülmesi yolunda atılan 
  adımlar yetersiz kalıyor. Adaletsizliği sürekli büyüten bu sisteminin dönüşümü 
  için en önemli unsurlarından biri olarak alternatif finans sistemi görülüyor. 
  Müslüman ülkeler ve toplumların inancı gereği karşı çıktığı faize dayalı sistemin 
  insani yükünün de ağırlaşmış olması, bütün dünyada görülmeye başlandı. Son alarak 
  2008 küresel finans krizinde büyük faydası görülen alternatif katılım finans 
  sistemine gün geçtikçe daha fazla önem verilmesi dikkat çekiyor. Çünkü gelecekte; 
  faize dayalı sistemin yerini risk paylaşımının esas olduğu katılımcı ve yeni 
  bir finansal mimariye bırakacağı konuşuluyor. Alternatif finansal işlemlerinin 
  dünyada süratle yaygınlaşması, benimsenmesi ve derinlik kazanması bu dönüşümün 
  önemli bir işareti olarak görülüyor.
  Dolarla tehdit ediyorlar ancak
  Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun faiz indirmesi en çok faizden beklenen 
  kesimleri rahatsız ediyor. Rantlarının azalmasından endişe eden faizciler, dolar 
  kurunu yükselterek güçlü bir faiz indirimine gitmemesi için Merkez'i tehdit 
  ediyor. Geçtiğimiz aylarda 5,50 seviyesine kadar gerileyen Dolar/TL seviyesinin 
  dün 5,78'e kadar tırmandırılması dikkat çekiyor. Ancak enflasyonun düşmesiyle 
  birlikte faizlerin düşmeye devam edeceği gerçeğini değiştirmiyor. Güçlü bir 
  faiz indiriminin üretim çarkını hızlandıracağına dikkat çeken uzmanlar ve iş 
  dünyası temsilcileri; daha fazla üretimin hem enflasyonu düşüreceğini hem de 
  ihracat patlamasına neden olacağını kaydetti.
  Direnen bürokrat hesap vermeli
  Bütün dünyada bir faiz düşürme trendi var. Her ülke kendi öz kaynaklarıyla ekonomisine 
  büyütmeye çalışırken, siyasetçilerle ekonomi bürokrasi arasında oluşan söylem 
  birliği dikkat çekiyor. Bu anlayışın Türkiye'de de gelişmesi büyük önem taşıyor. 
  Cumhurbaşkanının ve ekonomiyle ilgili bakanlıkların halka hesap verdiği bir 
  sistemde, siyaset kurumunun sırtında kambur oluşturan faizin düşürülmesine direnen 
  bürokratların hesap vermesi gerekiyor. Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, 
  faizleri düşürmemek için direndiği için görevden alındı. Faizleri yüksek tutmak 
  için kurları yükseltmekle tehdit eden lobisinin ağzının içine bakan bürokratların 
  da hesap vermesi gerektiği konuşuluyor.
FAİZ ÇETESİ MİLLETİN KANINI EMİYOR
  Yıllardır Türkiye'deki yüksek faizden geçinen çete, milletin sırtından geçiniyor. 
  Sanayici, tüccar, girişimci, esnaf ve tüketicilere yüksek oranlarla verilen 
  kredilerden kazanan faiz çetesi, milletin verdiği vergilerle oluşan hazine gelirleri 
  üzerinden de devlete soyuyor. Hazine'nin yüksek faizle borçlanmak zorunda kaldığı 
  mevcut sistemde, kumu kurumları her yıl on milyarlarca liralık faiz ödemesi 
  yapıyor.
 
		
 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										 
											
										