Mutabakat gereği süre başladı, saat işliyor
ABD ile varılan mutabakat perşembe akşamı saat 22:00 itibariyle yürürlüğe girdi. Teröristlerin 32 kilometre güneye çekilmesi için Ankara'nın Washington tarafına verdiği 120 saatlik süre salı akşamı doluyor. Cephede eller tetikte.

Güvenli bölge için Barış Pınarı Harekatı'na 120 saat mola verilirken masadaki sözlerin sahada yerine getirilmesini Türkiye'nin adımları izleyecek. Ankara-Washington arasındaki 13 maddelik mutabakat işlerse Erdoğan-Trump arasında beklenen 13 Kasım tarihli randevuda bölgenin imarı masaya konacak. ABD ile mutabakat dışında Münbiç, Ayn el-Arab ve Kamışlı düğümü ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Soçi ziyaretinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le çözülmeye çalışılacak. Şam rejimi ile terör örgütü PKK/PYD/YPG arasında bayrak oyunlarının yaşandığı bölgede Rusya, özellikle Münbiç ve Kamışlı için 32 kilometre derinliğe karşı çıkıyor. TSK ve Suriye Milli Ordusu ise, ABD'nin bir oldubitti ile rejim ve Rusya'ya bıraktığı Münbiç sınırında Türkiye'den gelecek harekat emrini bekliyor.
GÖZLER SOÇİ ZİRVESİNDE
ABD ile mutabakat sağlanan 4 saat 20 dakikalık zirve öncesinde sözkonusu bölgeler için Rusya'dan da önemli bir heyet ağırlanmıştı. Rusya'nın Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın'la bir araya gelmiş, görüşmede, PYD/PKK/YPG ve DEAŞ dahil tüm terör örgütlerinin Suriye'nin toprak bütünlüğü için oluşturduğu tehdidin önlenmesi konusunda mutabakata varılmıştı. Haftaya damgasını vuran ABD ile mutabakatın ardından 22 Ekim'de Soçi'de yapılacak Erdoğan-Putin zirvesi daha önemli bir hale geldi. Görüşmede Erdoğan'ın Suriye halkının umutlarını dile getirmesi ve bölge sakinlerinin Türkiye'yi davet etmesine vurgu yapması bekleniyor. Çünkü hudut hattında halkın istemediği her 'çözüm', yeni göç dalgalarına neden olacak.
ARINDIR, İMAR ET, İSKAN ET
ABD ile varılan anlaşma sahada uygulanıp terör örgütü 32 kilometre derine çekilirse
Türkiye geniş bir bölgeyi operasyon gereği duymadan terörden arındırmış olacak.
PKK'nın çekilip çekilmediği gerek yerel unsurlar gerekse de istihbarat İHA'larıyla
anlık takip ediliyor. ABD'ye verilen 5 günlük süre, salı günü saat 22:00 itibariyle
sona erecek. Her şey yolunda giderse terör örgütünden arınmış olan bölgede saha
temizliğine başlanacak. Teröristlerin açtıkları tüneller, çukurlar kapatılacak.
Türkiye'ye karşı yapılan toprak yığınlar yerlebir edilecek. Saha temizliğinin
ardından bölge sivil yaşama uygun hale getirilecek. Son aşamada Fırat Kalkanı
ve Zeytin Dalı operasyonunda olduğu gibi, Suriyelilerin hayatlarına devam edebilmeleri
için imardan sağlığa kadar her alanda adımlar atılacak.
Türkiye-Suriye sınırının 444 km'lik kısmında PKK'nın 32 km güneye çekilmesi için ABD ile varılan '120 saat' anlaşmasını uzmanlar böyle yorumladı.
Önemli bir başarı
Doç. Dr. Murat Yeşiltaş (SETA): "Yapılan anlaşma Türkiye'nin arzu ettiklerini
kağıda dökmesi açısından çok önemli bir başarı. ABD'nin son bir haftada attığı
adımlara bakarsak çok farklı bir sonucun ortaya çıkması bekleniyordu. Özellikle
yaptırım konularında ABD kararlılık imajı verdi. Ancak, Türkiye'nin ilerleyişini
durduramayacağını anlayan ABD çareyi anlaşma yapmakta buldu. Anlaşmanın şartlarını
ise ABD değil, Türkiye belirledi. Bölgenin Türkiye tarafından güvenli hale getirileceği
açık bir şekilde belirtildi. Bu da bizim için çok önemli bir kazanım. Önümüzdeki
süreci iyi değerlendirmek gerekiyor. Gerçekten terör örgütü bölgeden çekilecek
mi? Örgüt güvenli bölgeden çekildiği zaman Türkiye için ikinci bir zafer demektir."
Bekleyip göreceğiz
Prof. Dr. Tayyar Arı: "Bu süreçte taraflar anlaşmaya ne kadar uyacaklar,
terör örgütü YPG anlaşmaya ne kadar uyacak bunu bekleyip göreceğiz. Eğer örgüt
belirlenen maddelere uymazsa operasyon başa dönecek ve kaldığı yerden devam
edecek. Bu da ABD'yi çok sıkıntıya düşürür. ABD Başkanı Trump'ın terör örgütü
YPG üzerindeki etkisini kullanamamış ve PKK/YPG, ABD'nin sözünü dinlememiş olacak.
ABD şuan itibariyle bölgedeki üslerini terk ederek 60-70 kilometre güneye indi.
Üslere kilit vuruldu ve kullanılmaz hale getirildi. Bu da beraberinde dengeleri
değiştirebilir. Terör örgütü YPG bölgede yeni aktörlerle çalışmak isteyebilir.
Tabi bu süreç 120 saatlik süre sonrasında belli olacak."
ABD'ye kabul ettirdik
Prof. Dr. Mehmet Şahin: "Bu anlaşma başarıdır. Suriye'de her sorun çözüldü
mü? Tabii ki hayır. Ancak, bunu bir başlangıç olarak görebiliriz. Türkiye askeri
müdahalede bulunarak, Suriye'de oynanan oyunu ve dengeleri bozdu. Terör örgütünü
dağıttı. Türkiye hızlı bir şekilde ilerliyor ve ne yaparsa yapılsın iradesini
ortaya koyunca bu oyunun arkasındakiler devreye girerek bir anlaşma yapmaya
karar verdiler. Burada bir ateşkes yoktur, ara verme vardır. Anlaşmayı incelediğimizde
terör unsurlarının güvenli bölgede bulunmayacağını ve silahların toplanacağını
görüyoruz. Böylece kendi güvenlik kaygımızı ABD'ye kabul ettirdik. Biz bunun
uygulanıp uygulanmayacağına bakacağız."
Suriye'de kaybettiler
Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş: "Operasyon başladığı ilk
zamanlarda ABD terör örgütü PKK/YPG'nin bozulan moralini yerine getirmek için
Türkiye'nin karşısında olduğunu gösteren bir imaj çizdi. Bu zaten olmayacak
bir şeydi. Bu planda başarısız olan ABD devreye B planını soktu ve anlaşma yöntemine
gitti. ABD Suriye'de kaybeden taraftır. Anlaşmayla bir aylık planlanan operasyon
daha da kısalmış oldu. Öte yandan, terör örgütü çözülme sürecine girdi. ABD,
terör örgütünün çözülme sürecini durdurmak ve örgüt militanlarını bir noktada
birleştirmek için çalıştı, bunda da başarılı olamadı. Suriye'de sahanın kazananları
Türkiye ve Rusya'dır. Artık o bölge Türkiye'nin diyebiliriz. Askeri açıdan Barış
Pınarı Harekatı 9 günde sonuca ulaştı."
Kimyaları bozuldu
Milli Görüş Platformu Sözcüsü Necmettin Aydın: "Türkiye, ABD ile cumhuriyet
tarihinin en önemli anlaşmasını yapmıştır. Bu fiili olarak ABD'nin teslim anlaşmasıdır.
Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ü almasında yaşanmış olayın tekerrürünü yaşıyoruz.
ABD, AB ve Rusya başta olmak üzere Barış Pınarı Harekatı emperyalist dünyanın
kimyasını bozmuş, ne yapacaklarını şaşırmışlardır. Askeri yetkilileri yaptıkları
açıklamalarda 'Türkleri durduracak askeri gücümüz yok' demişlerdir. Artık İslam
coğrafyasından emperyalist güçlerin tasfiye süreci başlamıştır. Kahraman ordumuz
hasımlarının beyanı ile dünyanın en güçlü ordusu unvanını yeniden kazanmıştır."
Fatih Özer