Araştırma görevlilerinin azami süre nedeniyle ilişiklerinin kesilmeyeceğine dair yargı kararı

Karar azami öğrenim süresi dolduğu gerekçesiyle ilişiği kesilen araştırma görevlileri açısından YÖK kararının normlar hiyerarşisine aykırılığını göstermiş olması nedeniyle önemlidir, daha önce benzer dosyalarda da benzer kararlar çıkmış, YÖK'ün ve üniversitelerin hatalı işlemleri yargı yolu ile durdurulmuştur.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 03 Şubat 2020 00:00, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Araştırma görevlilerinin azami süre nedeniyle ilişiklerinin kesilmeyeceğine dair yargı kararı

Dava, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü İletişim Bilimleri Anabilim Dalında araştırma görevlisi olarak görev yapan davacı tarafından, doktora eğitimindeki yasal kadroda bulunma süresini 09.09.2019 tarihinde tamamladığından bahisle ilişiğinin kesilmesine dair 09/10/2019 tarih ve 78751 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 33/a maddesinde ; araştırma görevlilerinin, yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim yardımcıları oldukları, bunların ilgili anabilim veya anasanat dalı başkanlarının önerisi, bölüm başkanı, dekan, enstitü, yüksekokul veya konservatuvar müdürünün olumlu görüsü üzerine rektörün onayı ile araştırma görevlisi kadrolarına en çok üç yıl süre ile atanacakları, atanma süresi sonunda görevlerinin kendiliğinden sona ereceği, bunların aynı usulle yeniden atanabilecekleri belirtilmiş, aynı Kanunun 50. maddesinin (d) fıkrasında ise ; lisansüstü öğretim yapan öğrencilerin, kendilerine tahsis edilebilecek burslardan yararlanabilecekleri gibi, her defasında bir yıl için olmak üzere öğretim yardımcılığı kadrolarından birine de atanabilecekleri kurala bağlanmıştır.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na 26/11/2014 gün ve 29187 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6569 sayılı Kanunun 32. maddesi ile eklenen Geçici 67. Maddede ; " Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte yükseköğretim kurumlarında kayıtlı olan öğrenciler bakımından azami sürelerin hesaplanmasında, daha önceki öğrenim süreleri dikkate alınmaz." hükmü öngörülmüştür.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacının Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü İletişim Bilimleri Anabilim Dalında 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 50/d maddesi uyarınca araştırma görevlisi unvanıyla 05.09.2011 tarihinde yüksek lisans öğrencisi olarak eğitime başladığı, 09.09.2013 tarihinde doktora programına kabul edildiği, 29/07/2015 günlü, YÖK Yürütme Kurulu işlemi ile, yukarıda yer verilen 2547 sayılı Kanunun Geçici 67. maddesinin, halen Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı, 2547 sayılı Kanun'un 50/d ve 35. maddeleri kapsamında araştırma görevlisi kadrolarında bulunanların lisansüstü eğitim sürelerinin hesaplanmasında uygulanmayacağına karar verildiği, bu karara karsı açılan Danıştay 8. Dairesinin 2015/11995 sayılı esasına kayıtlı davada, İdari Dava Daireleri Kurulunun 26.04.2017 tarih ve YD İtiraz: 2017/231 sayılı kararı ile;

ÖYP ve 50/d azami süre davasında Danıştay'dan YD

2547 sayılı Geçici 67. maddesinde, düzenlemenin yürürlüğe girdiği 26/11/2014 tarihinde yükseköğretim kurumlarında kayıtlı olan tüm öğrenciler bakımından azami sürelerin hesaplanmasında, daha önceki öğrenim sürelerinin dikkate alınmayacağı öngörülmüş olup, bu tarihte araştırma görevlisi olan ya da olmayan öğrenciler arasında herhangi bir ayrıma gidilmediği gibi söz konusu hükmün araştırma görevlilerine uygulanmamasına yönelik bir istisna da Kanunda yer almadığı, bu itibarla, 2547 sayılı Kanunun Geçici 67. maddesinin, halen Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı, 2547 sayılı Kanun'un 50/d ve 35. maddeleri kapsamında araştırma görevlisi kadrolarında bulunanların lisansüstü eğitim sürelerinin hesaplanmasında uygulanmamasına ilişkin dava konusu YÖK Yürütme Kurulu kararının üst norm olan 2547 sayılı Kanuna aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığı, gerekçesiyle yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği, YÖK Yürütme Kurulunun 10.10.2017 tarihli toplantı kararı ile İDDK yürütmenin durdurulması kararının uygulanmasını teminen, 2547 sayılı Kanunun Geçici 67. maddesinin, halen Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı, 2547 sayılı Kanun'un 50/d ve 35. maddeleri kapsamında araştırma görevlisi kadrolarında bulunanların azami kadro sürelerinin hesaplanmasında uygulanmayacağı, ancak araştırma görevlilerinin öğrencilik statüsünde bulunma sürelerinin hesaplanmasında uygulanacağı, yönünde karar verildiği, bu karar doğrultusunda, 09/10/2019 tarih ve 78751 sayılı işlem ile davacının doktora eğitimindeki yasal kadroda bulunma süresini 09.09.2019 tarihinde tamamladığından bahisle ilişiğinin kesilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta, davacının araştırma görevlisi kadrosundaki süresinin öğrencilikteki azami süreyi doldurduğu gerekçesiyle uzatılmamasına yönelik 6569 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na eklenen Geçici 67. maddede yer alan "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte yükseköğretim kurumlarında kayıtlı olan öğrenciler bakımından azami sürelerin hesaplanmasında, daha önceki öğrenim süreleri dikkate alınmaz." hükmünün Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı, 2547 sayılı Kanun'un 50/d ve 35. maddeleri kapsamında araştırma görevlisi kadrolarında bulunanların lisansüstü eğitim sürelerinin hesaplanmasında uygulanmamasına ilişkin 29/07/2015 günlü, YÖK Yürütme Kurulu kararının, İdari Dava Daireleri Kurulunun 26.04.2017 tarih ve YD İtiraz: 2017/231 sayılı kararı ile 2547 sayılı Geçici 67. maddesinde, düzenlemenin yürürlüğe girdiği 26/11/2014 tarihinde yükseköğretim kurumlarında kayıtlı olan tüm öğrenciler bakımından azami sürelerin hesaplanmasında, daha önceki öğrenim sürelerinin dikkate alınmayacağı, gerekçesine yer verildiği dolayısıyla bu tarihte araştırma görevlisi olan ya da olmayan öğrenciler arasında herhangi bir ayrıma gidilmediği, bu nedenle anılan Kanunun Geçici 67. maddesi hükmü doğrultusunda davacının azami süresinin hesaplanmasının gerektiği açıktır.

Bu durumda, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü İletişim Bilimleri Anabilim Dalında 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 50/d maddesi uyarınca araştırma görevlisi olarak görev yapan davacı hakkında, 2547 sayılı yasaya eklenen geçici 67. maddenin yürürlüğe girdiği 2014 yılından itibaren 12 yarı yıl azami eğitim süresi hesaplanması gerekirken, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulunun 29.07.2015 tarihli kararı uyarınca değerlendirme yapılarak aksi yönde tesis edilen konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Öte yandan, dava konusu işlemin hukuka aykırılığı saptandıktan sonra hukuk aleminde varlığını sürdürmesi, tüm işlem ve eylemlerinin hukuka uygun olduğu karinesine dayanan hukuk devleti ilkesine aykırı bir durum yaratacağı açık olup; dava konusu işlemin mahiyetinin ilişik kesme olduğu ve mali, özlük ve akademik haklardan mahrum kalacağı dikkate alındığında telafisi güç ve imkansız zararlar doğurabileceği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, 21/01/2020 tarihinde karar verilmiştir.

İşte o karar;

Ahmet KANDEMİR

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber