Baba yüreği buna nasıl dayansın

Elazığ'daki depremde eşi ile 13 yaşındaki oğlunu kaybeden Meriç Dişli, oğlu Miraç'ın karnesini görünce "Oğlumun 'Baba beni kurtar' deyişini unutamıyorum" diyerek ağladı

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 19 Şubat 2020 09:05, Son Güncelleme : 19 Şubat 2020 09:06
Baba yüreği buna nasıl dayansın

Elazığ'ın Sivrice ilçesi merkezli 6.8 büyüklüğündeki depremin ardından yaralar sarılmaya devcam ederken, depremde yaşanan can kayıplarının acısı dinmiyor. Enkazdan yaralı olarak çıkarılan Meriç Dişli de depremde hem eşini, hem oğlunu kaybetmenin acısını yaşıyor. Maden ilçesine bağlı Gezin Beldesi'ndeki Mavi Göl Apartmanı'nın enkazından 13 yaşındaki Miraç Dişli'nin cansız bedeni çıkarıldı. Anne Pınar Dişli ve baba Meriç Dişli ise yaralı olarak kurtarıldı. Ancak, 6,5 aylık hamile olan Pınar Dişli de, hastanede yaşamını yitirdi. Fethi Sekin Şehir Hastanesi'nde 24 gündür tedavisi süren Meriç Dişli (43), oğlunun ve eşinin acısını unutamıyor. Uyuduğunda ise oğlunun ismini sayıklıyor.

'DEPREMDE DOĞMUŞTU'

Oğlu Miraç'ın 'Teşekkür' belgesi aldığı yarıyıl karnesini ilk kez kaldığı hastane orasında gören baba Dişli, gözyaşlarını tutamadı. Oğlu Miraç'ın depremle gelip, depremle gittiğini söyleyen Meriç Dişli, "2007'de eşim Miraç'a hamileydi. 21 Şubat'ta ise Elazığ'da deprem oldu. Eşimin doğumuna 15 gün vardı ama depremden korkunca o gece rahatsızlandı. Hastaneye gittiğimizde ise erken doğum olacağını söylediler. O gece Miraç doğdu. 24 Ocak depreminde de gitti. Allah kimseye bu acıyı ve benim yaşadıklarımı yaşatmasın" dedi. Deprem anında yaşadıklarını ve oğlunun o anki seslenişini unutamadığını söyleyen Meriç Dişli, "Oğlumun eğitimi için Elazığ merkezde kalıyorduk. Okullar tatil olunca o eve gelmiştik. Biz oradayken deprem oldu. Elektrikler kesildi. Bina üzerimize yıkıldı. Eşim ve oğlum üzerime düştü. Oğlumun 'Baba beni kurtar' deyişini unutamıyorum. Onların üzerine kolon düştü. Oğlumu o an kaybettik. Her tarafım taş toprakla kaplandı. O an Allah'ı düşündüm. Kendimi sorguladım. Neden namaz kılmadım. Neden oruç tutmadım diye düşündüm. Ölümle hayatın arasında gidip geldim. Çok zor bir durumdu. Her bir saniyesi bir ömre bedeldi. Keşke o eve gitmeseydik" diye konuştu.

'HAYALİ DOKTORLUKTU'

Oğlunun sporu sevdiğini söyleyen baba Dişli, "Fenerbahçe onun hayatıydı. Fenerbahçe kazandığında çok mutlu olurdu. Doktorluk mesleğini seviyordu. En büyük hayali doktor olmaktı. 'Baba ben doktor olacağım' diyordu. Keşke yaşasaydı" dedi.

Vedat Yetik

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber