Bulaşma oranı yüzde 1'in altına indi
Uzmanlar, dünya genelinde yüzde 5'e kadar çıkan koronavirüs bulaşma oranının Türkiye'de yüzde 1'in altına düştüğünü açıkladı. Bu düşüşle birlikte de 11 Mayıs'tan itibaren kontrollü sosyal hayata geçiş başladı. Ancak uzmanlar uyardı: "Dinamik bir süreçteyiz, tedbirleri bırakmayalım. Bulaşma oranındaki yükseliş geri adım attırır."

Hürriyet'ten Meltem
Özgenç'in haberine göre: Uzmanlar, dünya genelinde 5'e kadar çıkan koronavirüs
bulaşma oranının Türkiye'de 1'in altına düştüğünü açıkladı. Bu düşüşle birlikte
de 11 Mayıs'tan itibaren kontrollü sosyal hayata geçiş başladı. Ancak uzmanlar
uyardı: "Dinamik bir süreçteyiz, tedbirleri bırakmayalım. Bulaşma oranındaki
yükseliş geri adım attırır."
21 Mart'ta salgın nedeniyle kapatılan kuaförler, berberler ve AVM'lerin 11 Mayıs'ta
yeniden açılmasıyla Türkiye kademe kademe kontrollü sosyal hayata geçmeye başladı.
Hazırlanan 4 aşamalı plana göre eylül ayına kadar hayatın birçok alanında kontrollü
sosyal hayatın başlaması, virüsün etkisinin sıfırlanmasının beklendiği Ocak
2021 başında da tamamen normalleşmeye geçilmesi hedefleniyor.
Tabii ki vaka sayılarında artış yaşanmadığı takdirde. Uzmanlar, kontrollü sosyal hayatın başlamasında en büyük etkenin, dünya genelinde 5'e kadar yükseldiği görülen virüsün bulaşma oranının 1'in altına düşmesi olduğunun altını çiziyor. Ancak aynı zamanda 'Tedbiri elden bırakmayalım' uyarılarını da tekrarlıyor. İşte Bilim Kurulu üyeleri ve diğer uzmanların Hürriyet'e yaptığı değerlendirmeler:
DİNAMİK BİR SÜREÇTEYİZ, ARTIŞ GERİ ADIM GETİRİR
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara:
İşte normalleşmenin ardındaki etken: Bulaşma oranı 1'in altına indi
Bulaş oranını tam hesaplamak mümkün değil. Nedeni ise bu oranın yeni bir mikroorganizmanın
(virüs veya bakteri) daha önce hiç o mikrop ile karşılaşmamış olan bir topluma
girdiğinde kaç kişinin, hangi koşullarda hastalandığının izlenmesiyle hesaplanabilmesi.
Ülkemizde evde kalmamız, mesafe kuralına uymamız, maske takmamız ve diğer önlemler
bulaş oranını düşürdü. Bu rakamın artık Türkiye'de 1'in altına düştüğünü söyleyebilirim.
Çünkü vaka sayısı sürekli azalıyor. 1'in üstünde olsaydı yeni tanı konulan vaka
sayısında artış olur, yayılım devam ederdi. Hastalık ilk çıktığında, bir kişi
kaç kişiye bulaştırıyor diye bakıldığında, dünya genelinde bu oran 5'e kadar
çıkıyordu. Örneğin okulların kapatılmasıyla 3'e indiğini, büyüklerin ve çocuk
ile gençlerin evde kalmasıyla 2'ye indirilebildiğini söyleyebiliriz. Hastanelerde
yatak kapasitesinin yüksek olması birçok ilimizde, tespit edilen vakaların hemen
hastanede izole edilmesini sağladı. Bu da virüsün yayılımının kesilmesinde çok
etkili oldu. Diğer ülkeler hastalığı 8-16 haftada kontrol altına alırken, bizde
5'inci haftada plato çizdi, 7 haftadan itibaren de düşüş başladı. Bu da kontrollü
normalleşme sürecine geçişi sağladı. Ama dinamik bir süreçteyiz, baktık bulaş
oranlarında oynama oluyor, o zaman geri adım atılır. Ya da her şey yolunda gidiyorsa
ileri adımlar atılır.
KAYNAĞI BULMAK İÇİN KONTROLLÜ NORMALLEŞME
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan:
İşte normalleşmenin ardındaki etken: Bulaşma oranı 1'in altına indi
Bulaş oranının 1.1 olması demek, vaka sayısının az da olsa artmaya başlaması
anlamına geliyor. Almanya'da şu anda bu yaşanıyor. Küçük bir artışla normal
yaşamdan geri adım atmaya başladılar. Bizdeyse oran 1'in altına düşmeye başlayınca
kontrollü normalleşme adımları atılmaya başladı. Bu durum 3 günlük değerlendirilir.
3 günün ortalaması alınır. Diğer 3 günlük blokların ortalaması ile karşılaştırılır.
Bizde de az da olsa artış olursa, duruma bakmamız, araştırmamız ve çıkan sonuca
göre yeni önlemler almamız gerekir. Şu anda alışveriş merkezleri açılmaya başladı,
65 yaş üstünü yavaş yavaş sokağa çıkarıyoruz. Gençler de çıkacak. Bir artış
söz konusu olursa bakacağız. Bu nereden kaynaklandı bulacağız. Sorun alışveriş
merkezleriyse ona göre tedbirler alınacak. Örneğin Güney Kore'de bulaş oranı
neredeyse sıfıra yaklaşmıştı. Normalleşme adımları attılar, barları açtılar.
Sonra bir baktılar ki barda bir kişi 17 kişiye bulaştırmış. Hemen önlemler alındı.
İşte tam bu nedenle tüm tedbirler bir anda kaldırılmıyor. Sorunun nereden kaynaklandığını
bulmak için kontrollü normalleşme şart. Yani şu an yapılanlar doğru. Her şey
yolunda giderse birkaç ay içine yayılarak maskeli, mesafeli, yeni normal dediğimiz
yaşamı yaşamaya başlayacağız. Ne zaman ki virüs tehlikesi tüm dünyada kalkarsa
o zaman tamamen normal hayatımıza geçeceğiz.
FİLYASYON İLE ANLAYACAĞIZ
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü:
İşte normalleşmenin ardındaki etken: Bulaşma oranı 1'in altına indi
Bulaş oranı 1'in altına düşüyorsa salgın azalıyor demektir. Aslında rakam çok da önemli değil. Toplumda bulaşın eskiye göre azalmış olması çok önemli. Gevşeme yaparken bu bulaş riskini arttırmayacak tedbirler almak lazım. Olabildiğince sosyal hayata döneceğiz ama tedbirleri de sıkı uygulayacağız. Nedir bu tedbirler? Maske kullanımı, hijyen, havalandırma, sosyal izolasyon gibi önlemler. Kontrollü sosyal hayatta bulaş oranı yükselirse, filyasyon ile bunun nereden kaynaklandığı (AVM'ler mi kuaförler mi gibi) anlaşılır ve gerekli tedbirler alınır.
TEDBİRİ ELDEN BIRAKMAYIN
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik:
İşte normalleşmenin ardındaki etken: Bulaşma oranı 1'in altına indi
Oranın 1'in altına düşmesi, yine de bulaş var demektir ancak bulaşın eskiye göre çok azaldığı anlamına gelir. Bu da normalleşmeye geçiş için iyi bir adım olarak algılanır. Bizde de öyle oldu. O nedenle tedbiri elden bırakmamak kaydıyla, önlemlere uyarak yaşantımızı sürdürmeliyiz.