Köylüden niye fenomen olmasın?

Ailesiyle birlikte Ordu'nun Osmaniye köyünde yaşayan 20 yaşındaki Hazar'ın bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle doğanın tam kalbinde çektiği videoları sosyal medyada paylaşım rekorları kırıyor. Hazar yaşam enerjisini ise şöyle açıklıyor: "Ne olursa olsun bu hayatta hiçbir şeyi dert etmeyerek her şeye güzel yönünden bakıp akışına bırakarak yaşamayı seviyorum."

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 01 Ağustos 2020 14:10, Son Güncelleme : 01 Ağustos 2020 14:35
Köylüden niye fenomen olmasın?

Ailesiyle birlikte Ordu'nun Osmaniye köyünde yaşayan Hazar Yılmaz, şimdilerde sosyal medyada paylaştığı 'köyde yaşam' temalı eğlenceli videolarıyla adından söz ettiriyor. Hatta çoktan fenomen olmuş durumda. Şehirdeki gençlerin sosyal medya tutkusuna alışığız ama köyden bir gencin paylaşımlarıyla fenomenlik konumuna ulaşmasına pek alışkın değiliz. Bu durum şehirdeki insanların köy hayatına olan büyük özlemini de gösteriyor bize. Aynı zamanda herkesin sosyal medya aracılığıyla kitlelere ulaşabileceğini ve içerik üretimine katkıda bulunabileceğine de iyi bir örnek. Kendisiyle sohbet ettiğimiz Hazar Yılmaz'ı gelin biraz daha yakından tanıyalım... Hazar 20 yaşında lise mezunu bir genç. Şimdilerde üniversiteye hazırlanıyor. Doğma büyüme Ordulu, ailesiyle birlikte köyde yaşıyor. Kendisinden büyük üç erkek kardeşi daha var ama ailesinin yanında sadece o kalıyor. Ailesiyle geçimlerini tarım ve fındıkçılık yaparak sağlıyorlar. Söylediğine göre tek gelir kaynakları bu. Ama bazen fındıklarda don olayı oluyormuş, "Böyle durumlarda ortada geçim kaynağı diye bir şey kalmıyor" diyor Hazar.

ONLAR ŞEHİRDE YAPIYOR, BEN NEDEN BURADA YAPAMAYAYIM?

Sosyal medyada yaptığı eğlenceli köy paylaşımlarına ne zaman başladığını ve nedenini kendisinden dinleyelim: "Video çekmeyi seviyorum. Sürekli doğal hayatın içinde videolar çekerek köyde yaşamın nasıl zor, nasıl emekli bir iş olduğunu sosyal medyaya yansıtıyorum. Belirli bir kitlem var ve onlara hitap ediyorum. Bir gün sosyal medyada gezerken fark ettim ki, herkes şehirlerde bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kendi kendime 'Ben neden köyde yapmayayım' dedim. Biliyoruz ki pek çok insan köy doğallığının hastası ve bu ortamlara hasret. 'Başaracağım' dedim ve pes etmedim. İnşallah daha güzel yerlere gelirim ve daha çok insana köyün güzelliklerini anlatabilirim. Utanılacak değil de gurur duyulacak bir yer oluğunu herkese gösteririm. 'Köylü milletin efendisidir.' sözünü herkese kanıtlayacağım."

AİLEM HER ZAMAN ARKAMDA

Hazar kardeşleri ve ailesiyle arasının nasıl olduğunu ve sosyal medya paylaşımlarına onların tepkilerinin ne olduğunu ise şöyle anlatıyor: "Kardeşlerim arasında en küçük benim. Hepsi benim arkamda ve bana destek oluyorlar. Bizim aramızdaki samimiyet abi kardeşten ziyade, sıkı dost ve arkadaş gibi. Bu da beni çok mutlu ediyor. Anne ve babama gelecek olursam onlar doğru yolda olduğum ve 'Köylü milletin efendisidir.' sözünü yaşattığım ve bunları yaparken çizgimi bozmadığım için her zaman arkamdalar. Saygıya çok önem verirler. İmkansız ama eğer bir gün saygımı bozarsam, asla arkamda olmazlar."

ÇOĞU İNSANIN HAYALİNİ YAŞIYOR

Hazar köy hayatının kendisindeki karşılığıyla ilgili ise şunları söylüyor: "Burada gerçekten çok mutluyum. Çok da şanslıyım. En çok da her şeyin doğal oluşu beni mutlu ediyor. Canın ekmek istiyor kendin yapıyorsun, fasulye istiyor bahçeden toplayıp pişiriyorsun. Köyde yaşadığım için kendimi şanssız görmüyorum. Aksine köylü milleti çok şanslı. Buradaki iş belki ağır ama her şey doğal ve gerçek. Bunun bize bu dünyada verilmiş bir şans olduğunu düşünüyorum. Dünyaya bir daha gelsem yine köyde yaşamak isterdim. Çoğu insanın hayalini biz yaşıyoruz." Hazar köydeki bir gününü de şöyle anlatıyor: "Sabah 6'da kalkıyorum. Kahvaltı, hazırlanma derken 7'de bahçede oluyoruz. O gün bahçede ne yapılması gerekiyorsa, tırpan, filiz veya gübre hangisinin zamanıysa onu yapıyoruz. Öğlen bahçede oturup yemeğimizi yiyor, semaverimizden çayımızı içiyoruz. Akşam 6-7 gibi geri geliyoruz eve. Ertesi sabah tekrar aynı. Bu yorucu ve efor gerektiren bir süreç."

KİMSEYİ KAFAMA TAKMIYORUM

Hazar sosyal medyasında paylaştığı bazı videolarında anne ve babasına çeşitli şakalar yapıyor. Kendisi bu paylaşımlarından dolayı takipçilerinden aldığı yorumlardan şöyle bahsediyor: "Olumlu, olumsuz birçok yorum alıyorum. Anne ve babama bunları nasıl yaptığımı soruyorlar. Kötü yorumlar, ağza alınmayacak hakaretler de yazan oluyor. Ama hepsini görmezden geliyorum. İsteyen istediğini söyleyebilir, benim için hiç önemi yok. Öte yandan 'Keşke benim de senin gibi ailem olsa' yazan da oluyor. Tüm bunların dışında sosyal medya üzerinden genellikle çok güzel mesajlar alıyorum. İnsanlar köy hayatını çok seviyor. Çok da özlemiş durumdalar. Hemen hepsi 'Yer değiştirelim, bıktık şehir hayatından' diyor. 'Cennettesin değerini bil.' diyen de var, ağza alınmayacak hakaretler edip kendini üstün görerek köylüyü ezmeye çalışanlar da."

ORDU'DA OKUMAK İSTİYORUM

Hazar'ın ileriye dönük hayali ise şöyle: "Bir gün şehre taşınmayı asla düşünmüyorum. Doğallık ve sadece kuş seslerinin olduğu cennet gibi bu yer bırakılıp; araba seslerinin, egzoz dumanlarının olduğu bir yere taşınılır mı? Hedefim ve hayalim, Ordu'da üniversite okumak. Okurken de anne ve babama yardımcı olmak. Onları bırakıp gidemem. Hem okuyup hem de ailemin yanında durup, onlara yardımcı olurum..."

Ali Demirtaş
[email protected]
Akşam Gazetesi / Cumartesi Eki

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber