'Sağlık çalışanlarının geliri, hastane gelirine bağlı olmamalı'

Sağlık Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, kadroları ve unvanları aynı olmasına rağmen sağlık çalışanlarının aynı ücreti alamadığını belirterek, "Bugün 100 hastaneden 100 hemşireye sorsanız kadro dereceleri, unvanları, her şeyi aynı olmasına rağmen aynı parayı almıyorlar. Miadını doldurmuş olan performans sistemi ya yeniden kurgulanmalı ya da kaldırılmalı. Performans sisteminin kurgusu yani bugünkü mevcut yönetmeliğin kurgusu; hekim üzerine, hekimin hasta bakması üzerine yapılmış bir kurgudur. Dolayısıyla sağlık çalışanlarına verilen ücrette hekimin bakmış olduğu hasta üzerinden hesaplanarak veriliyor. Hekimler dışındaki sağlık çalışanlarının emeği görmezden geliniyor. Dolayısıyla sağlık çalışanları burada ciddi bir mağduriyet yaşıyor" ifadelerini kullandı.

"Mevcut Döner Sermaye Sistemine Göre Adalet Sağlanamıyor"

Sağlık çalışanları ve hekimlerin havuzlarının ayrılması gerektiğini dile getiren Durmuş, diğer bütün kurumlarda olduğu gibi döner sermayenin ve nöbet ücretlerinin merkezi bütçeden ödenmesi gerektiğini belirtti.

Mevcut döner sermaye sistemiyle adaletin sağlanamayacağını dile getiren Durmuş devamında şunları kaydetti: "Nasıl ki bir öğretmen ek ders yaptığında ek ders ücretini merkezi bütçeden alıyorsa, sağlık çalışanları da yapmış olduğu fazla mesailerinin, nöbet ücretlerinin karşılığını merkezi bütçeden almalı. Şuan ki sistem hastane bütçesinden ödemeyi öngörüyor. Türkiye'de 800 tane hastane var, bunların her birinin geliri çok farklı. Dolayısıyla farklı farklı hastanelerde çalışan arkadaşlarımız birbirinden farklı ücret alıyor. Mevcut döner sermaye sistemine göre ne yaparsanız yapın adaleti sağlayamazsınız."

"Pandemi Döneminde Şiddet Hızından Bir Şey Kaybetmedi"

Pandemi döneminde sağlık çalışanlarına şiddetin hız kesmediğini dile getiren Durmuş, "En son mecliste yapılmış olan düzenlemeyle beraber sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin cezaları arttırıldı. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet bir kamu davası hüviyetine çevrildi. Artık tutuklu olarak yargılanıyorlar. Beyaz kod uygulaması hayata geçirildi, bedava avukatlık hizmetleri veriliyor ama bunlara rağmen sağlıkta şiddette bir gerileme yaşanmadı. Sağlık çalışanları insanlara hayat bahşetmiyor, biz insanları hayata bağlayabilmek için elimizden gelen türlü riski alıyoruz, her türlü bilgimizi ortaya koyuyoruz ama yani Allah'ın bize vermiş olduğu öyle bir yetki yok ki insanlara hayat bahşedebilelim" değerlendirmesinde bulundu.

Durmuş devamında şunları kaydetti: "Hasta yakınları genelde hemşirelere, sağlık memurlarına hastayla alakalı bilgi soruyorlar. Sağlık çalışanlarının hemşirelerin hastayla alakalı doğrudan hasta yakınına bilgi verme yetkisi yok. Olumlu veya olumsuz bir şey söylendiğinde bu sağlık çalışanının ebenin hemşirenin karşısına daha sonra sorun olarak doğuyor. Neticede şiddet uygulayan da bizim vatandaşımız, biz bu insanları eğiteceğiz, kaldırıp atamayız, asamayız, bizim insanlarımız bunlar, bunları rehabilite etmek gerekiyor mutlaka."

"24 Saat Esaslı Kreş Yok"

Sağlık çalışanlarının kreş talebi olduğunu belirten Durmuş, Sağlık çalışanlarının yüzde 36'sı karı koca çalışıyor ve çocuklarını bırakabilecekleri hiç bir yer yok. Ne kreşler açık, ne okullar açık, ne yaşlı anne babalarına bırakabiliyorlar. Dönüşümlü çalışıyorlar, ayın 20 günü 25 günü birbirini görmeyen karı kocadan bahsediyoruz, annesiyle babasını bir arada görmeyen çocuktan bahsediyoruz. Avrupa'da yurt dışında sağlık çalışanlarının bakımı ile alakalı kreşler var. Bizim şehir hastanelerinde 15 bin kişi çalışıyor, çocuklarını bırakabilecekleri, 24 saat esaslı kreş yok" dedi.