Tuğçeler yaşasın, çoğaltalım Tuğçeleri...

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 10 Aralık 2007 12:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Öğretmen suçludur;
Yolsuzluk almış başını gidiyorsa ,
iki yüzlülük hayatımızın ayrılmaz parçası haline geldiyse,
yalancılık meslek haline geldiyse,yalan söylemeyen huzurlu kalamıyorsa,
dalkavukluk, sahtekarlık bir toplumun belini bükecek kadar çoksa, iş bulmak, işte kalmak, yaşamak ve yaşatmak için seçtiği dürüstlüğünden dolayı hep ağlıyorsa insanlar,
hırsızlık pek çok insanın geçim kaynağı olmuşsa, sadece açlıktan,yokluktan değil zevk olsun diye,iş olsun diye, toplumda adam yerine konmak için yapılıyorsa,insanlar vicdanlarıyla cüzdanları arasına sıkıştırılmış dar alanlarda paslaşıyorsa,
küfür iletişim şekli olmuşsa,üstlerin astlarına yüksek sesle,astların üstlerine alçak sesle söylediği bir konuşma tarzı olmuşsa,annelerin babalara, babaların çocuklara seslenme şekli olmuşsa, insanlara hakaret ederek kendi insanlığını diğerinden üstün göstermeye çalışıyorsa insanlar,
bir zamanlar yaptığın iş, namusun kadar değerli ve onurluyken, şimdi bireysel çıkarların için bir kişiye iftira atmayı bırak, bir meslek grubunu, bir toplumu yetiştiren, günde en az altı saat, 20 ila 70 kişi arasında değişen bir öğrenci kitlesine, kendisine verilen müfredat doğrultusunda ama çoğunlukla kendi cebinden aldığı kitaplarla, okumayı, yazmayı, elini yüzünü yıkamayı, gülmeyi, sevmeyi,bazen konuşmayı öğreten, güzel dilimiz Türkçe'den başlayıp,hayatı,matematiği, müziği, resmi, ev ekonomisini, sağlığı, biyolojiyi, feni ...öğretmeye çalışan öğretmenlere, kişisel kinini kusan, bugün yaptığı işi ona öğreten öğretmenlerine böylece borcunu(!) ödeyen sevgili Tuğçeleri yetiştirdiğimiz için suçluyuz elbette.

Elbette suçluyuz...
yaptığı binanın malzemesini çalan mühendisten, müteahhitten dolayı,
ekmek parasını kazandığı bankayı dolandıran bir banka müdüründen dolayı,
kalemini üç kuruşluk çıkarı için satan gazeteciden dolayı, ucuz reklam peşinde koşan yazardan dolayı, bavulun etrafında bir aşağı, bir yukarı dolaşan nobel ödüllü yazarımızın dilbilgisi ve anlam hatalarından dolayı
tarlasını ekip biçmeyi bilmeyen çiftçiden, yaptığı işin özelliklerini bilmeyen işçiden, yemeğini yemeyen çocuktan, kendini süs bebeği sanan genç kızdan, kocasından yediği dayağı hakkı bilen kadından, delikanlılığı, yol kesme, adam asma, raconuyla adam öldürme sanan delikanlıdan, gününü kahvede okeye dördüncü arayarak geçiren, çocuğunun kalem, defter parasını sigarayla, içkiyle tüketen, televizyon başında boş boş oturduğu zamanın dokuzda birini kendi çocuğuna göstermeyen anneden dolayı suçluyuz. Haklısınız.

Asın öğretmenleri, vurun bizi. Hepimizi bir meydana toplayıp, önce sözle, sonra taşla, baktınız öfkeniz geçmiyor, benzin döküp yakın sevgili Tuğçe.Bizleri temizlerseniz, sorunlar biter, ülke kurtulur, toplumun psikolojisi düzelir, adam oluruz, pardon adam olursunuz. Güzel kızlarımız dahi delikanlılarla evlenir, sırf eşe dosta gösteriş olsun diye yapılan alışverişlerin kredi kartlarında biriken borçları ödenir, yollar çift sıra arabalarla dolup taşarken, yolllarımızdan Deli Dumrul gibi para kesen insanlara para vermeyi olağan karşılamaz belki insanlar.

Herkes ağzına geleni konuşurken, herkes herşeyi en iyi bilirken, ağzını kalın bantlarla kapattığınız halde, kalkıp ben öğretmenim deme hakkını kendinde gören bu da yetmiyormuş gibi üstüne para kazanan bu insanlara birileri haddini bildirmeliydi sevgili Tuğçe. Vurun öğretmene, haddini bildirin, size yaptıkları bütün hakaretleri burnundan getirin hepsinin. Yaşamınızdaki bütün başarısızlıklarınızın sebebi, hiç bir şey bilmeyen, hiç bir şeyden anlamayan ama çuval dolusu paraları iç edip de lüks villalarda, lüks arabalarla hava atmayı görsünler. Daha yazı yazmayı, okumayı bilmeden ukalalık yapmanın karşılığı olduğunu anlasınlar. Vurun öğretmene Tuğçe. Korkmayın, susmayın, içinize atmayın. Kusun kininizi, atın öfkenizi. Sizin gibi değerli yazarlara bu ülkenin ihtiyacı var. Kapatmayın önünü Tuğçe'nin. O geleceğin Uğur Mumcu'su, o geleceğin Yaşar Kemal'i. O geleceğin Duygu Asenası, Ahmet Taner Kışlalısı olmak için emek veriyor, çalışıyor, araştırıyor, toplumu geliştirmek için değerli zamanını kütüphanelerde harcıyor. Tutmayın Tuğçe'yi, üzmeyin Tuğçe'yi. Sevin O'nu, sevin bu araştımacı, kendisi ile barışık, her davranışıyla örnek, hayatında hiç hata yapmamış, yazdığı yazı editörler tarafından hiç incelenmemiş, Türkçe dilinin gelişmesine katkıda bulunmuş, kadınlara, erkeklere, çocuklara hayatı en doğrusu, en güzeliyle anlatan sevgili Tuğçe'yi sevin.

Biz O'nu seviyoruz.

Bir Tuğçe için,YAKIN BÜTÜN ÖĞRETMENLERİ, SOKAKLARA DARAĞAÇLARI HAZIRLAYIP ASIN ÖĞRETMENLERİ, ASIN BİZİ...
Tuğçeler yaşasın, çoğaltalım Tuğçeleri.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber