Yargıtay kararları ışığında araştırma görevlilerinin mecburi hizmet süreçleri gözden geçirilmeli!

Bilindiği üzere, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35 inci maddesi uyarınca kadroları geçici olarak başka üniversitelere lisansüstü eğitim görmek amacıyla tahsis edilen araştırma görevlileri mecburi hizmet yükümlülüklerini yerine getirmelerinin temini için adlarına gönderildikleri üniversiteler için taahhüt ve kefalet senedi imzalamaktadır.

Lisansüstü eğitim süresince başarısız olanlar veya lisansüstü eğitimlerini tamamladıktan sonra mecburi hizmet sürelerini yerine getirmeden ayrılanlar hakkında verdikleri senete göre işlem yapılarak kendilerine borç çıkarılmaktadır.

Son yıllarda bu senetlerden dolayı çıkarılan borçlara yönelik adli yargıda açılan davalar üniversiteler aleyhine sonuçlanmakta, Anayasamızda yer alan angarya yasağı üzerinden yola çıkılarak araştırma görevlilerinin emeklerinin karşılığı olarak aldıkları maaşlar üzerinden borç çıkartılamayacağı, yasal düzenlemede de tek yaptırımın başka üniversitelerde görev alamayacağının olduğu ve yasada eksik bir düzenleme olduğu Yargıtay kararlarında belirtilmektedir.

Aşağıda yer verdiğimiz yakın tarihli Yargıtay Üçüncü Dairesinin kararı da benzer yöndedir.

Bu bakımdan, yasanın koyuluş amacı özellikle yeni kurulan yükseköğretim kurumlarının öğretim üyesi açığının karşılanması olduğu düşünüldüğünde, şayet yeni bir düzenleme yapılmadığı sürece mecburi hizmetle yükümlü öğretim elemanlarının senetleri üzerinden bir yaptırıma tabi tutulamayacağı ve bu durumun ilgili üniversiteleri öğretim üyesi açısından zora sokabileceği kuşkusuzdur.

Sonuç olarak, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının Yargıtay kararları ışığında 2547 sayılı Kanunun 35 inci maddesini üniversitelerin öğretim üyesi açığı ve araştırma görevlilerinin yüksek rakamlı senet yükümlülükleri açısından birlikte değerlendirmek suretiyle yeniden gözden geçirmesinde fayda bulunmaktadır.