Yangında, bir helikopter 6 uçağa bedel

Türkiye bir haftadır, orman yangınlarıyla boğuşuyor. Güney ve batı bölgelerimizde 110'un üzerinde yangın çıktı. Ciğerlerimiz dağlandı. Ne var ki, yangınla birlikte tartışmalar da alevlendi. Söndürme çalışmaları yetersiz mi? Uçak mı daha iyi helikopter mi? Kasıt mı var ihmal mi? Sorular birbirini takip ediyor. Ve maalesef her kafadan bir ses çıkıyor.

Kaynak : Türkiye
Haber Giriş : 02 Ağustos 2021 07:15, Son Güncelleme : 02 Ağustos 2021 09:32
Yangında, bir helikopter 6 uçağa bedel

Türkiye Gazetesinden Fatih Selek orman yangınlarının devam ettiği bölgede görev yapan Orman Müdürü ile yaptığı görüşmeyi aktardı.

* Uçak mı daha faydalı yoksa helikopter mi?

-Kesinlikle helikopter daha iyi. Bir defa bizim arazi yapımıza daha müsait. Uçak bir saatte iki defa su atabilirken, helikopter 8 sorti yapıyor. Tam altı katı su atabiliyor. Sahil kesimlerinde baraj olmayan yerlerde 5 kilometrede bir havuzu bulunuyor. Helikopterler buralardan su alıp atıyor. Uçaklar için ya deniz lazım ya da büyük bir baraj.

* Söndürme sırasında en çok zorlandığınız şey ne?

-Orman köylüleri yangın sırasında bazen bizi dinlemiyorlar. Kendi başlarına tedbir almaya çalışanlar çıkıyor. Alevler yaklaşınca da "Bizi kurtarın" diye feryat ediyorlar. Sadece ben 60-70 civarında köylüyü kurtardım.

* Kemal Kılıçdaroğlu "Helikopterin pervanesinden çıkan rüzgar, kozalakların saçılmasına yol açıyor. Yangın büyüyor" mealinde bir açıklama yaptı. Siz sahadaki bir görevli olarak ne diyorsunuz?

- Hiç alakası yok. Bir defa helikopter o kadar alçalmıyor ki. Üstelik helikopterin hızı belli, yavaş ilerliyor. Uçak ise 100-200 kilometre hızla geliyor. Onun çıkardığı rüzgar daha fazla. Bu mantığa göre uçağın verdiği zarar daha fazla olmalı. Üstelik uçağın attığı su yayılıyor.

* Sürekli teyakkuzda mısınız? Acil müdahaleyi nasıl yapıyorsunuz?

- Eskiden ormanlarda gözetleme kuleleri vardı. Onların yerine termal kameralar yerleştirildi. 24 saat gözetleme yapabiliyoruz. Bir de üç tane insansız hava aracı kiralandı ki işimizi çok kolaylaştırdı. 3 milyon kilometrelik alan hassas kamerasıyla taranabiliyor. Bu müthiş bir şey. Ayrıca sahada, yangın ekip binalarında bekleyen personelimiz bulunuyor. Haftanın 5,5 günü dağda yatıp kalkıyorlar. Acil bir durumda hemen müdahale ediyorlar.

* Sizin işiniz de zor, sürekli alarm durumundasınız?

- Gözlerimiz gözyüzünde. Sürekli hava durumunu kontrol ediyoruz. Gölgede 40 derece sıcaklık, güneş altında 60 dereceyi buluyor. En küçük kıvılcım benzin dökmüş gibi alev topuna dönüşüyor. Kaldı ki bu sene 90 yılın en sıcak yazını yaşıyoruz. En büyük kabusumuz poyraz. Bakın Karadeniz'de sel meydana geldi. Kuzeyde hava soğudu. Oluşan hava dalgası güney bölgelerimize poyraz olarak yansıdı. Saatteki hızı 60-70 kilometreyi bulan rüzgarın önünde kimse duramıyor. Üç günlük poyraz bizi perişan etti.

* İşçi sayısı yeterli mi?

- Her arazözde iki kişi bulabiliyorsak şanslı hissediyoruz kendimizi. Geçen yıl yangından sonra bin kişi alım yapıldı o kadar. Daha çok işçiye ihtiyaç duyuyoruz.

* Birçok yerde yangın çıktı. Sabotaj ihtimali var mı?

- Bir yerde yangının kasıtlı çıkıp çıkmadığını anlamak için ilk önce araziye bakıyoruz. Yüksek gerilim hattı geçiyor mu, piknik alanı mı, meskün mahale yakın mı? Bunlar varsa ihmal diyebiliyoruz. Ancak insanların ulaşamayacağı yerde yangın çıkıyorsa sabotaj gözüyle bakıyoruz.

* Yanan alanları ağaçlandırma nasıl yapılıyor?

- Bir yıl içinde ıslah ediliyor. Kızılçamın ilginç bir özelliği var. Ağaç yansa da tohum yanmıyor. Vakti gelince kendiliğinden filizleniyor ama biz yine de tohum serpiyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber